Translation of "Benzin" in Portuguese

Ben benzin için benzin istasyonuna çektim.

Eu dirigi até o posto de gasolina e parei para abastecer.

Tom benzin kokabilir.

O Tom podia cheirar gasolina.

Benzin istasyonu nerede?

Onde fica o posto de combustível?

Arabam çok benzin yakar.

- Meu carro gasta muito combustível.
- Meu carro bebe muito.

Benzin tankı neredeyse boş.

O tanque de gasolina está quase vazio.

Benzin göstergesi boşu gösteriyor.

O medidor de gasolina está no vazio.

Benzin litre ile satılır.

A gasolina é vendida por litro.

Tom benzin istasyonuna girdi.

Tom parou no posto de gasolina.

Benzin için nerede ödeme yapacağım?

Onde eu pago pela gasolina?

Bir sonraki benzin istasyonunda duralım.

Vamos parar no próximo posto de gasolina.

Beş galon normal benzin, lütfen.

Cinco galões de gasolina, por favor.

Ben bir benzin istasyonunda çalışıyorum.

- Eu trabalho em um posto de gasolina.
- Eu trabalho num posto de gasolina.

Arabama beş galon benzin pompaladım.

Bombeei cinco galões de gasolina em meu carro.

Bu araba çok benzin kullanıyor.

Este carro usa mais combustível do que os outros.

Benzin istasyonu bir kilometre ileride.

Tem um posto de gasolina a um quilômetro à frente.

Bugün kırk dolarlık benzin aldım.

- Comprei quarenta dólares de gasolina hoje.
- Eu comprei quarenta dólares de gasolina hoje.

Erkek kardeşim bir benzin istasyonunda çalışıyor.

Meu irmão está trabalhando num posto de gasolina.

Bir varilde kaç litre benzin vardır?

Quantos litros de óleo há no barril?

Bir kilometre ileride bir benzin istasyonu var.

Há um posto de gasolina a um quilômetro daqui.

Boston'un otuz mil güneyinde bir benzin istasyonundayım.

Estou num posto de gasolina trinta milhas ao sul de Boston.

Çim biçme makinesini çalıştırmak için benzin gerekiyor.

O cortador de grama precisa de gasolina para funcionar.

Fransa'da benzin Amerika Birleşik Devletleri'nden daha pahalıdır.

A gasolina é mais cara na França do que nos Estados Unidos.

Bu benzin istasyonunun benzini iyi ve ucuz.

O combustível deste posto é bom e barato.

Ben, genellikle bu servis istasyonunda arabaya benzin alırım.

Normalmente eu abasteço o carro neste posto.

Çim biçme deposunu doldururken benzin dökmemeye dikkat edin.

Tenha cuidado para não derramar gasolina ao encher o tanque de seu cortador de grama.

Bu araba diğer iki arabadan daha fazla benzin kullanıyor.

Este carro usa mais combustível do que estes outros dois.

Bir kamyon, genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.

Um caminhão normalmente usa mais combustível do que um carro.

Bir arazi aracı genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.

Um SUV normalmente usa mais gasolina do que um carro comum.