Translation of "Arkadaşımı" in Portuguese

0.008 sec.

Examples of using "Arkadaşımı" in a sentence and their portuguese translations:

- Arkadaşımı bekliyorum.
- En arkadaşımı bekliyorum.

- Estou esperando meu amigo.
- Estou esperando minha amiga.

Arkadaşımı bekliyorum.

Estou esperando minha amiga.

Erkek arkadaşımı bekliyorum.

Estou esperando o meu namorado.

Kız arkadaşımı bekliyorum.

Estou esperando a minha namorada.

Bir arkadaşımı arıyorum.

- Eu estou procurando um amigo meu.
- Eu estou procurando uma amiga minha.
- Estou procurando um amigo meu.

- Hastanede arkadaşımı ziyaret etmeliyim.
- Hastanedeki arkadaşımı ziyaret etmeliyim.

Tenho que visitar meu amigo no hospital

Ailem kız arkadaşımı tanıyor.

Meus pais conhecem a minha namorada.

Kız arkadaşımı gerçekten özlüyorum.

Tenho saudade da minha namorada.

Kız arkadaşımı özlemeye başlıyorum.

Estou começando a sentir falta de minha namorada.

Size arkadaşımı tanıtabilir miyim?

- Posso te apresentar meu amigo?
- Posso te apresentar minha amiga?

Eski bir arkadaşımı gördüm.

Vi um velho amigo meu.

Biseksüel erkek arkadaşımı seviyorum!

Eu amo o meu namorado bissexual!

Kız arkadaşımı öptüğünü duyuyorum.

Ouvi dizer que você beijou a minha namorada.

Ben bir arkadaşımı aradım.

Eu liguei para um amigo.

Şimdi kız arkadaşımı görebilir miyim?

Posso ver a minha namorada agora?

Hastanedeki bir arkadaşımı ziyaret edeceğim.

Vou visitar um amigo meu que está no hospital.

Arkadaşımı uğurlamak için istasyona gittim.

Fui à estação para despedir-me de um amigo.

Benim kız arkadaşımı gördün mü?

Você viu minha namorada?

Çinli bir arkadaşımı daireme davet ettim.

Convidei um amigo chinês para meu apartamento.

Arkadaşımı yolcu etmek için istasyona gittim.

- Eu fui à estação para me despedir de meu amigo.
- Eu fui à estação para me despedir de minha amiga.
- Fui à estação para me despedir de meu amigo.
- Fui à estação para me despedir de minha amiga.

En iyi arkadaşım, erkek arkadaşımı çaldı.

Minha melhor amiga roubou meu namorado.

Eski arkadaşımı görmek beni çok mutlu etti.

Fiquei muito feliz ao encontrar meu velho amigo.

- Arkadaşımı uğurlamak için istasyona gittim.
- Arkadaşımla vedalaşmak için istasyona gittim.

- Fui à estação para despedir-me de um amigo.
- Eu fui à estação me despedir do meu amigo.

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı.

Eu vou à loja e sabe quem eu vejo? Um amigo americano, que imediatamente começa a me contar o que tem acontecido com ele desde a última vez que nos encontramos.