Translation of "Alanda" in Portuguese

0.005 sec.

Examples of using "Alanda" in a sentence and their portuguese translations:

Kırsal bir alanda yaşıyorum.

Eu moro na zona rural.

O bu alanda öncüdür.

Ele é um pioneiro neste campo.

Arpa, bu alanda dikilecek.

Neste campo, plantar-se-á cevada.

Pirinç bu alanda dikilecek.

Neste campo, será plantado arroz.

Bu alanda ne ekilecek?

O que será plantado neste campo?

Pirinç bu alanda ekilir.

Neste campo, plantou-se arroz.

Su, bu alanda azdır.

A água é escassa nesta área.

Jeladalar açık alanda korunmasız olurlar.

A céu aberto, os babuínos-gelada estão vulneráveis.

Hidrolik alanda yaptığı notları yanlız

Estamos sozinhos no campo hidráulico

Tom yaşadığımız aynı alanda yaşıyor.

Tom mora numa região perto daqui.

Bu alanda nadiren kar yağar.

Raramente neva nesta área.

Hiç kırsal alanda yaşadın mı?

Você já morou numa área rural?

Tom kırsal bir alanda yaşıyor.

Tom mora numa área rural.

Bu alanda bir su sıkıntısı var.

Há escassez de água nesta área.

Yangınlar bu alanda her zaman olur.

O tempo todo acontecem incêndios nesta área.

Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.

Mas é difícil caçar numa paisagem tão exposta.

Ben kırsal alanda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ederim.

- Eu prefiro morar no campo do que morar numa cidade.
- Eu prefiro morar no campo a morar na cidade.

Tom'un niçin kırsal alanda yaşamayı tercih ettiğini düşünüyorsun?

Por que é que você pensa que o Tom prefere a vida rural?

Yoksa bu parçacıkların etrafınızda kalacağı kapalı bir alanda mısınız?

Ou vocês estão em um lugar fechado onde o vírus vai permanecer?

Kapalı bir alanda diğer insanlarla uzun süreli temas olmasın istemiyoruz,

Nós não queremos ficar em contato prolongado com outros humanos num espaço confinado,

Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.

Sabemos que o avião caiu algures numa área de 130 km² de um deserto brutal, o "Hell's Canyon".

- Tom ormanda kayboldu ve kendini birinin arka bahçesinde buluverdi.
- Tom ağaçlık alanda yolunu kaybedip kendini bir evin arka bahçesinde buldu.

Tom se perdeu no mato e acabou no quintal de alguém.