Translation of "Ver" in Polish

0.018 sec.

Examples of using "Ver" in a sentence and their polish translations:

- Kararını ver.
- Karar ver.

Zdecyduj się.

Soluk ver.

Wydech.

Bize biraz zaman ver ver, lütfen.

Proszę nam dać chwilę.

Bana paranı ver.

Daj mi twoje pieniądze.

Bana cevap ver.

Odpowiedz mi.

Sen karar ver.

Ty zdecyduj.

Onu bana ver.

- Daj mi to.
- Oddawaj.
- Oddawaj to.

Ateşle karşılık ver.

Odpowiedz ogniem.

Elini ver bana.

Daj mi rękę.

Bana onu ver.

Daj mi to.

Tom'a anahtarlarını ver.

Daj Tomowi swoje klucze.

Feneri bana ver.

Podaj mi latarkę.

Bana silahını ver.

Daj mi swoją broń.

Bana cüzdanını ver.

Daj mi swój portfel.

Bana konumunu ver.

Podaj mi swoje położenie.

Bana ellerini ver.

- Pokaż mi swoje ręce.
- Daj mi swoje ręce.

Bana elmasları ver.

Daj mi diamenty.

Gitmeme izin ver.

Pozwól mi pójść.

Bana saatini ver.

Daj mi swój zegarek.

Tom'a cevap ver.

Odpowiedz Tom.

Şişeyi bana ver.

Podaj mi butelkę.

Bana tornavidayı ver.

Daj mi śrubokręt.

Onlara anahtarları ver.

Daj im klucze.

Kitabı ona ver.

Daj jej książkę.

Kılıcını bana ver.

Daj mi swój miecz.

Telefonumu geri ver.

Oddaj mi telefon.

- Onu görmeme izin ver.
- Şunu görmeme izin ver.

Pozwól, że to obejrzę.

- Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Sözlüğünü bana ödünç ver, lütfen.
- Lütfen sözlüğünü bana ödünç ver.

Pożycz mi swój słownik.

"Bana fosfor ver." der.

lub fosforu.

Başarını kutlamam izin ver.

Pozwól mi pogratulować ci sukcesu.

Bana tüm ayrıntıları ver.

Podaj rozdział i wiersz.

Onu bana ver, lütfen.

Proszę, daj mi to.

Bana biraz zaman ver.

Daj mi trochę więcej czasu.

Bana biraz daha ver.

Daj mi jeszcze trochę.

Onu yapmama izin ver.

Pozwól mu to zrobić.

Göz atmama izin ver.

Pozwól mi na to rzucić okiem.

Listeyi görmeme izin ver.

Pokaż mi tę listę.

Topu ona geri ver!

Oddaj mu piłkę!

Lütfen bitirmeme izin ver.

Proszę, daj mi skończyć.

Bana biraz bira ver.

Daj mi trochę piwa.

Telefona cevap ver, lütfen?

Odbierz telefon, dobrze?

Lütfen bana su ver!

Proszę, daj mi wodę!

Bana telefon numaranı ver.

Podaj mi swój numer telefonu.

Tom'a biraz zaman ver.

Daj Tomowi trochę czasu.

Tom'a parasını geri ver.

Oddaj Tomowi jego pieniądze.

Onu bana geri ver.

Oddaj mi to.

Tom'a diğer elini ver.

Daj mi drugą rękę.

Bana cep telefonunu ver.

Daj mi swoją komórkę.

Bana bir sebep ver.

- Daj mi jeszcze jeden powód.
- Daj mi inny powód.

Bana bir içki ver.

Daj mi coś do picia.

Bana gülmeyeceğine söz ver.

Obiecaj mi, że nie będziesz się śmiać.

Onun gelmesine izin ver.

Pozwól mu nadejść.

Tom'un gelmesine izin ver.

Niech Tom przyjdzie.

Tom'un bilmesine izin ver.

- Niech Tom się dowie.
- Daj Tomowi znać.

Bize biraz zaman ver.

Daj nam chwilę.

Ona bir saniye ver.

Daj temu chwilkę.

Onun bitirmesine izin ver.

- Pozwól mu dokończyć.
- Niech dokończy.

Bana biraz para ver.

Daj mi trochę pieniędzy.

Bu kitabı Ramu'ya ver.

Daj tą książkę Ramu.

Onlara bir mola ver.

Daj im odpocząć.

Tom'u aramama izin ver.

Pozwól mi zadzwonić do Toma.

- Tom'un bunu yapmasına izin ver.
- Tom'un onu yapmasına izin ver.

Pozwól Tomowi to zrobić.

Bana bir şişe şarap ver.

Daj mi butelkę wina.

- Telefona cevap ver.
- Telefonu cevapla.

Odbierz telefon.

Bana biraz daha zaman ver.

Daj mi trochę więcej czasu.

Bana yarım kilo et ver.

Daj mi pół kilo mięsa.

Mola ver, yoksa hayatın kararacak.

Odpocznij, bo padniesz.

- Konuşmama izin ver.
- Bırak konuşayım.

Pozwól mi mówić.

Bana içecek bir şey ver.

Daj mi coś do picia.

Bana bu kilidin anahtarını ver!

Daj mi klucz do tego zamka!

Bana bir baş lahana ver.

Daj mi główkę kapusty.

Bana daha çok süt ver!

Daj mi więcej mleka!

Bana da biraz süt ver.

Daj mi też trochę mleka.

Tom'un burada kalmasına izin ver.

Pozwól Tomowi tu zostać.

Ceketini bana ver. Onu asacağım.

Daj mi swój płaszcz. Powieszę go.

Bana zor bir şey ver.

Daj mi coś trudnego.

Sana yardım etmemize izin ver.

Pozwól, że ci pomożemy.

Lütfen bu kalemi bana ver.

Poproszę, daj mi ten długopis.

Bana yiyecek bir şeyler ver.

Daj mi coś do jedzenia.

Bana bir şans daha ver.

Daj mi jeszcze jedną szansę.

Tom'un cevap vermesine izin ver.

Niech Tom odpowie.

Tom'un karar vermesine izin ver.

Niech Tom zdecyduje.

Onların bizden öğrenmesine izin ver.

- Pozwól im się od nas uczyć.
- Niech się od nas uczą.

Tom'a istediği her şeyi ver.

Daj Tomowi cokolwiek chce.

Lütfen bana kitabını ödünç ver.

Proszę, wypożycz mi swoją książkę.

Lütfen kitabını bana ödünç ver.

Proszę pożycz mi swoją książkę.

Seninle koltukları değiştirmeme izin ver.

Zamieńmy się miejscami.

Lütfen bana bir mola ver.

- Daj mi chwilę przerwy.
- Wyluzuj na chwilkę.

Susuzluktan ölüyorum. Bana su ver!

Umieram z pragnienia. Daj mi wody!

Sadece Tom'un gitmesine izin ver.

Po prostu pozwól Tomowi odejść.

- Lütfen bana bir bardak su ver.
- Bana bir bardak su ver, lütfen.

Proszę mi dać szklankę wody.

- Haritayı bana ver.
- Bana haritayı ver.
- Haritayı bana verin.
- Bana haritayı verin.

Daj mi mapę.

Tamam, bir "eee" sesi ver bakalım.

Zaprezentuj nam swobodne "e".

- Onu deneyeyim.
- Onu denememe izin ver.

Pozwól mi przymierzyć.

- Bana kitabı ver.
- Bana kitabı verin.

Daj mi tę książkę.

Kapıyı açabilmem için bana anahtarları ver.

Daj mi klucze, żebym mógł otworzyć drzwi.