Translation of "Hayvanların" in Polish

0.004 sec.

Examples of using "Hayvanların" in a sentence and their polish translations:

Aslan hayvanların kralıdır.

Lew jest królem zwierząt.

Şu hayvanların davranışı saçmadır.

Zachowanie tych zwierząt jest absurdalne.

Hayvanların kızdırıldığını görmeye dayanamıyorum.

Nie mogę znieść widoku dręczenia zwierząt.

Modern hayvanların anatomilerini ele alıp

Pamiętacie metodę rekonstrukcji filogenetycznej,

Bu hayvanların da yakalandıkları bir şey.

Bagna takie właśnie są. Zwierzęta w nie wchodzą,

Bu hayvanların da yakalandıkları bir şey.

Bagna takie właśnie są. Zwierzęta w nie wchodzą,

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

noc stawia zwierzęta przed niezwykłymi wyzwaniami...

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

noc stawia zwierzęta przed wyzwaniami...

Hayvanların hayatına karışınca çizgiyi aşmış oluyorsun.

Gdy ingerujesz w życie zwierząt, przekraczasz granicę.

Hangi dilde hayvanların adlarını görmek istiyorsun?

W jakim języku chcesz zobaczyć nazwy zwierząt?

Bu Tarzanvari hayvanların bizi kolayca öldürebilecekleri kuşkusuz.

Ten podobny do Tarzana osobnik z łatwością mógłby nas zabić.

Karanlıkta iletişim kuran gizli hayvanların çağrıları bunlar.

Nawoływania ukrytych zwierząt komunikujących się nocą.

Tembel hayvanların gizli silahı dört bölmeli bir mide

Jego tajną bronią jest czterokomorowy żołądek

Günün sıcağından kaçıp sığınan hayvanların çoğu, geceleri dışarı çıkar.

Zwierzęta, które ukrywały się podczas upalnego dnia, często wychodzą w nocy.

Bu hayvanların şartlara uyum sağlayabilir olduğunu görmenizi sağlıyor bu.

Pozwala to zrozumieć, jak potrafią się zaadaptować.

Şehirde başarılı olmak için... ...hayvanların caddelerde dolaşmayı öğrenmesi gerekir.

Aby przetrwać w mieście, zwierzęta muszą poznać ulice.

Hayvanların vahşi yaşamlarına dönmeleri için mükemmel bir ortam sağlıyor.

Zapewnia doskonałe środowisko i przywraca zwierzętom ich dziką naturę.

Aşağıda su varsa bu orada hayvanların da olacağı anlamına gelir.

Jeśli tam jest woda, to prawdopodobnie znaczy, że są tam zwierzęta.

Bu vahşi hayvanların hayatlarının ne kadar hassas olduğunu fark ediyorsun.

Masz poczucie, jak delikatne są dzikie zwierzęta.

...hayvanların, bu yeni gece dünyasını şaşırtıcı yöntemlerle nasıl fethetmekte olduğunu keşfediyoruz.

poznajemy niezwykłe sposoby zwierząt na podbój tych nowych, nocnych światów.

Kanun aynı zamanda "yabani hayvanların evcilleştirilmesini ve çoğaltılmasını" da teşvik ediyordu.

Prawo również „zachęcało do udomowiania i hodowli dzikich zwierząt”

- Ben sadece bizzat öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanlardan et yerim.
- Sadece kendi öldürdüğüm ve parçaladığım hayvanların etini yerim.

Jem tylko mięso zwierząt, które osobiście zabiłem i poćwiartowałem.