Translation of "çıkarıyor" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "çıkarıyor" in a sentence and their italian translations:

Motor hırıltı çıkarıyor.

- Il motore sta ronzando.
- Il motore sta vibrando.

Tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarıyor.

come stile di vita.

TT: (Pes ses çıkarıyor)

TT: (Tono grave)

TT: (Tiz ses çıkarıyor)

TT: (Tono acuto)

...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.

aggirarsi per le strade di Mumbai.

Iyi bir iş çıkarıyor.

ma fa un ottimo lavoro.

Tom iyi iş çıkarıyor.

Tom fa un buon lavoro.

Tom güneşin keyfini çıkarıyor.

Tom si sta crogiolando al sole.

Tom bunun tadını çıkarıyor.

A Tom sta piacendo questo.

Tom evini satışa çıkarıyor.

Tom sta mettendo la sua casa in vendita.

Çocuklar çok fazla gürültü çıkarıyor.

I ragazzini stanno facendo troppo rumore.

Geçmişin sırlarını arkeoloji ortaya çıkarıyor.

L'archeologia rivela i segreti del passato.

Tom müthiş bir iş çıkarıyor.

Tom sta facendo un lavoro fantastico.

Motor garip bir ses çıkarıyor.

Il motore fa uno strano rumore.

Tom başıma fazladan iş çıkarıyor.

- Tom mi causa molto lavoro extra.
- Tom mi causa un sacco di lavoro extra.

Kamyon şoförlüğü yaparak ekmeğini çıkarıyor.

Guida un camion per guadagnarsi da vivere.

TT: (Tiz ve pes sesler çıkarıyor)

TT: (Toni acuti e gravi)

Morötesi ışık gizli avcıları ortaya çıkarıyor.

La luce ultravioletta rivela predatori nascosti.

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

la notte presenta agli animali straordinarie sfide...

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

la notte presenta agli animali sfide straordinarie...

Gece kameraları gizli dünyalarını ortaya çıkarıyor.

Le telecamere notturne rivelano il loro mondo segreto.

Blackie yemek yerken çok ses çıkarıyor.

Blackie fa molto rumore mentre mangia.

- O ses çıkarıyor.
- O, gürültü yapıyor.

- Lei fa rumore.
- Fa rumore.

Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.

Ma il sole basso delinea le sagome delle otarie.

Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.

Gli infrarossi, invisibili alle scimmie, ci rivelano i loro alti rifugi.

- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.

Lavora sodo per guadagnar da vivere.

- Bu sesi ne çıkarıyor?
- Bu gürültüyü yapan ne?

- Cosa sta facendo quel rumore?
- Che cosa sta facendo quel rumore?

Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.

E le nostre telecamere notturne rivelano un nuovo comportamento.

- Bütün bu gürültüyü yapan kim?
- Bütün bu gürültüyü kim çıkarıyor?

Chi sta facendo tutto quel rumore?

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.

Una femmina di puma e i suoi quattro cuccioli si godono il calore, prima della notte.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.

Più in alto, una termocamera rivela un altro cacciatore che si nasconde nel buio.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

Ma gli intensificatori di luce rivelano una specie con un comportamento diverso.