Translation of "çıkarıyor" in Polish

Tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarıyor.

jako sposób na życie.

TT: (Pes ses çıkarıyor)

TT: (Niski dźwięk)

TT: (Tiz ses çıkarıyor)

TT: (Wysoki dźwięk)

...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.

skradające się ulicami Bombaju.

Iyi bir iş çıkarıyor.

ale wykonuje kawał dobrej roboty.

Çocuklar çok fazla gürültü çıkarıyor.

Dzieci robią za dużo hałasu.

TT: (Tiz ve pes sesler çıkarıyor)

TT: (Wysokie i niskie dźwięki)

Morötesi ışık gizli avcıları ortaya çıkarıyor.

W ultrafiolecie widać ukrytych łowców.

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

noc stawia zwierzęta przed niezwykłymi wyzwaniami...

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

noc stawia zwierzęta przed wyzwaniami...

Gece kameraları gizli dünyalarını ortaya çıkarıyor.

Wysokoczułe kamery odsłaniają ich sekretny świat.

Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.

Ale w padających nisko promieniach słońca widać sylwetkę kotika.

Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.

Światło podczerwone, niewidoczne dla małp, odsłania ich wysokie siedliska.

Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.

A nasze nocne kamery pokazują ich nowe zachowanie.

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.

Samica pumy i jej cztery młode korzystają z ciepła przed zmierzchem.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.

Powyżej kamera termowizyjna zauważa kolejnego łowcę chowającego się w ciemności.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

Ale wysokoczułe kamery pokazują gatunek o innym podejściu.