Translation of "çıkarıyor" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "çıkarıyor" in a sentence and their portuguese translations:

Tüm gerçekliğiyle ortaya çıkarıyor.

como uma maneira de estar no mundo.

...güçlü yırtıcıları ortaya çıkarıyor.

... que andam à caça nas ruas de Bombaim.

Hoş görüntüler ortaya çıkarıyor

revela belas imagens

Bu beni çileden çıkarıyor.

Isso está me deixando louco.

Tom iyi iş çıkarıyor.

Tom faz um bom trabalho.

Geçmişin sırlarını arkeoloji ortaya çıkarıyor.

A Arqueologia revela os segredos do passado.

Hafta sonunun tadını çıkarıyor musun?

Você está aproveitando o seu fim de semana?

Tom Boston'da hayatının tadını çıkarıyor.

O Tom está curtindo sua vida em Boston.

Morötesi ışık gizli avcıları ortaya çıkarıyor.

A luz ultravioleta revela predadores escondidos.

Gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

à noite, os animais deparam-se com desafios...

...gece, hayvanların önüne olağanüstü zorluklar çıkarıyor.

... à noite, os animais deparam-se com obstáculos....

Gece kameraları gizli dünyalarını ortaya çıkarıyor.

As câmaras de filmagem noturna revelam o seu mundo secreto.

Nasıl bunu benim karşıma çıkarıyor diye

como isso me faz encarar isso?

Fakat alçalan güneş fokun silüetini ortaya çıkarıyor.

Mas a posição baixa do Sol revela a silhueta do urso-marinho.

Maymunların algılamadığı kızılötesi ışık tünedikleri yerleri ortaya çıkarıyor.

A luz infravermelha, que os macacos não veem, revela os seus abrigos.

Bu kişiyi tanıyor olabilir misiniz diye karşınıza çıkarıyor

você pode conhecer essa pessoa

- Hayatını kazanmak için çok çalışır.
- Ekmeğini taştan çıkarıyor.

Ele trabalha duro para ganhar a vida.

- Bu sesi ne çıkarıyor?
- Bu gürültüyü yapan ne?

O que está fazendo esse barulho?

Gece kameralarımız, yeni davranış denilebilecek bir şeyi ortaya çıkarıyor.

E as nossas câmaras noturnas revelam um comportamento que poderá ser novo.

- Bütün bu gürültüyü yapan kim?
- Bütün bu gürültüyü kim çıkarıyor?

- Quem está fazendo todo esse barulho?
- Quem está fazendo todo aquele barulho?

Anne puma ile dört küçük yavrusu gece gelmeden sıcağın tadını çıkarıyor.

Um puma fêmea e as suas quatro crias aproveitam o calor antes do anoitecer.

Belli bir algoraitma düzeni içerisinde düzenli bir şekilde bizim karşımıza çıkarıyor.

emerge regularmente em uma determinada ordem de algoraitma.

Isıya duyarlı kamera daha yükseklerde, karanlıkta saklanan bir başka avcıyı ortaya çıkarıyor.

Nas árvores, uma câmara de infravermelhos revela outro predador escondido na escuridão.

Ama düşük ışıkta çalışan kameralar farklı bir yaklaşımı olan bir türü ortaya çıkarıyor.

Mas câmaras especiais revelam uma espécie com uma abordagem diferente.