Translation of "Dişi" in Polish

0.011 sec.

Examples of using "Dişi" in a sentence and their polish translations:

Bir dişi.

Samica.

Dişi hâlen kararsız.

Jeszcze nie dokonała wyboru.

Dişi, mesajı alıyor.

Wiadomość dotarła do samicy.

Yakınlarda bir dişi var.

W pobliżu jest samica.

Bir dişi daha geldi.

Kolejna samica.

Dişi, yolu çok iyi biliyor.

Zna drogę na pamięć.

Dişi lider burnunu takip ediyor.

Matrona kieruje się swoim nosem.

Bir dişi, diğerlerinden ayrı düşüyor.

Samica oddzieliła się od pozostałych.

Onun az sayıda dişi vardı.

On ma mało zębów.

Bir ineğin kaç dişi var?

Ile zębów ma krowa?

Dişi tavukları daha da kötüsü bekler.

Jeszcze gorszy los czeka kurki.

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

Teraz samica pumy ma przewagę.

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

Samotna samica przegrała walką z lwami.

Bir atın kaç tane dişi var?

Ile zębów ma koń?

Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.

Jest jaśniej, co utrudnia polowanie lwicy.

Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.

Widzi w ciemności... gwanako jest prawie ślepe.

Dişi kaplumbağalar tam da bu anı bekler.

Samice żółwi na to czekały.

Bu dişi ileride on metre büyüklüğü aşabilir.

Samica może mieć ponad dziesięć metrów długości.

Bir fil sürüsü, dişi liderlerinin öncülüğünde ilerlemekte.

Stado słoni prowadzone przez matronę przemieszcza się.

Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.

Ale przywódczyni wie, że są już blisko wody.

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

Jest bliski wyczerpania. Ale wie, że jest blisko.

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

Kiedy tylko uwolni jajeczka, samce wypuszczają smugę plemników.

Bu dişi, eşini de bu şekilde bulmuş olabilir.

I tak znajdują partnerów.

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

to sposób na komunikację matrony ze stadem w mieście.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

Każda samica może mieć ponad 100 młodych.

Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.

Lwica poluje wraz ze swoim silnym stadem 13 osobników.

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

Przetrwanie tego młodego stada zależy od przywódczyni.

Kendi acemi sürüsünün yarattığı kargaşa dişi için avantaja dönüşüyor.

Chaos wywołany przez nowicjuszy działa na jej korzyść.

Dişi, zehirli dişini bir geçirdi mi yolun sonu gözükür.

Jedno ugryzienie tych kłów i to będzie jego koniec.

Ev kedisi büyüklüğündeki dişi kolugo doyurucu bir yemek olacaktır.

Jest wielkości kota domowego. Stanowi przyzwoity posiłek.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Wkrótce lwica straci przewagę oferowaną przez ciemne noce.

Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.

Ich światło to sygnał dla pozbawionych skrzydeł samic na ziemi. Ma rozmiar ziarenka ryżu.

Hâlâ yavrularını emziren ve kendi iştahı da epey açık olan dişi...

Ze słoniątkiem do wykarmienia i własnym wielkim apetytem

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Księżyc już blednie, więc musi dobrze wykorzystać mrok nocy.

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

Kamera termowizyjna ujawnia niezwykłą strategię. Lwica oddala się od niezorganizowanych młodych.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Ta samica świecącej kałamarnicy migruje setki metrów z głębin ku górze.

...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.

więc mogą nie zauważyć zbliżającego się wroga. To być może najlepsza okazja lwicy.

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

Jest o 20% cięższa od niego, więc dwoi się i troi, by ją utrzymać.