Translation of "Dans" in Polish

0.009 sec.

Examples of using "Dans" in a sentence and their polish translations:

- Onlar dans ediyorlar.
- Dans ediyorlar.

Tańczą.

Dans edemem.

Nie potrafię tańczyć.

Dans edeceğiz.

- Zatańczymy.
- Będziemy tańczyć.

Dans et!

Tańcz!

- Dans edemem.
- Nasıl dans edeceğimi bilmiyorum.

Nie potrafię tańczyć.

- Dans etmek istiyor.
- O dans etmek istiyor.

Ona chce tańczyć.

Dans etmeye gidelim.

- Zatańczmy.
- Chodźmy potańczyć.

Tom dans etti.

Tom tańczył.

Onlar dans etti.

Tańczyli.

Aoi dans eder.

Aoi tańczy.

Onunla dans ediyordu.

Tańczyła z nim.

Onunla dans et!

Zatańcz z nią!

Ben dans ediyorum.

Tańczę.

Biz dans ediyoruz.

Tańczymy.

Dans etmeye başladılar.

Zaczęli tańczyć.

Benimle dans et.

Zatańcz ze mną.

Dans etmek yasak.

Taniec jest zakazany.

Meleklerle dans et.

Taniec z aniołami.

İyi dans ederiz.

Dobrze tańczymy.

Tom dans ediyor.

Tom tańczy.

Dans etmek istemiyorum.

Nie mam ochoty tańczyć.

- Tom da dans eder.
- Tom dans da eder.

Tom też tańczy.

Burası şeffaflıkla dans ediyor.

To gra z przejrzystością.

Ben dans etmek istiyorum.

Chcę tańczyć.

Lola zerafetle dans etti.

Lola tańczyła z wdziękiem.

Betty bir dans öğretmeni.

Betty jest nauczycielką tańca.

Niçin dans etmeye gitmiyoruz?

Czemu nie pójdziemy tańczyć?

Dans etmeye devam edin.

Tańcz dalej.

Tom dans etmeye başladı.

Tom zaczął tańczyć.

Tom dans etmeyi sever.

Tom uwielbia tańczyć.

Tom dans etmek istedi.

Tom chciał zatańczyć.

Dans edebilirsin, değil mi?

Umiesz tańczyć, prawda?

Dans etmeyi sever misin?

Lubisz tańczyć?

O dans ayakkabıları giyiyordu.

Ona miała ubrane szpilki.

Aoi'nin hobisi dans etmektir.

Aoi'ego hobby to tańczenie.

Aoi iyi dans eder.

Aoi dobrze tańczy.

Pek iyi dans edemem.

Żaden ze mnie tancerz.

Seninle dans etmek istiyorum.

Chciałbym z tobą zatańczyć.

Ben de dans edemem.

Ja też nie umiem tańczyć.

Dans etmek benim hobim.

Taniec to jest moje hobby.

O onunla dans etti.

Tańczyła z nim.

Ben iyi dans edebilirim.

- Dobrze tańczę.
- Umiem dobrze tańczyć.

Sizinle dans edebilir miyim?

Czy mogę z tobą zatańczyć?

- Nasıl dans edeceğini sana kin söyledi.
- Sana dans etmeyi kim öğretti?

Kto Cię nauczył tańczyć?

Aoi çok iyi dans eder.

Aoi tańczy bardzo dobrze.

Niçin benimle dans etmeye gelmiyorsun?

Czemu ze mną nie zatańczysz?

Keşke her gün dans edebilsem.

Szkoda, że nie mogę tańczyć codziennie.

Ben de dans etmeyi severim.

Lubię też tańczyć.

Böyle dans etmeyi nerede öğrendin?

Gdzie nauczyłeś się tak tańczyć?

Onlar bütün gece dans ettiler.

Przetańczyli całą noc.

Benim en sevdiğim dans tango.

Moim ulubionym tańcem jest tango.

Benimle dans etmek ister misin?

Czy chciałbyś ze mną zatańczyć?

Tom'un canı dans etmek istedi.

Tom miał ochotę tańczyć.

Tom Mary'nin dans etmesini izledi.

Tom obejrzał taniec Mary.

Size kim dans etmeyi öğretti?

Kto cię uczył tańczyć?

Hiç dans etmekten bıkmaz mısın?

Czy kiedykolwiek męczysz się tańcem?

Kamp ateşi etrafında dans ettiler.

Tańczyli wokół ogniska.

Tom Mary'nin dans etmesini izlemeyi seviyor.

Tom lubi patrzeć, jak Mary tańczy.

Tom ve Mary birlikte dans ediyorlardı.

Tom i Mary tańczyli razem.

Mary beş yaşından beri dans etmektedir.

Maria tańczyła od piątego roku życia.

Hiç Tom'un dans ettiğini gördün mü?

Widziałeś kiedyś taniec Toma?

Bu manastır sessizlik ve ormanla dans ediyor.

Ten klasztor gra z ciszą i lasem.

O, dans eğitimi amacıyla Los Angeles'a gitti.

Pojechała do Los Angeles, żeby uczyć się tańca.

O müzik ve dans eğitimi almak istiyor.

Ona chce studiować muzykę i taniec.

Tom dans eden herkesi izleyerek orada durdu.

Tom tylko stał tam, patrząc, jak wszyscy tańczą.

Bu şarkıyı dinlemek bana dans etmeyi istetiyor.

Słuchanie tej piosenki sprawia, że ​​chce mi się tańczyć.

Tom ve Mary müziğe göre dans ediyorlardı.

Tom i Mary tańczyli do muzyki.

Tom'un Mary ile dans etmeye gideceğini biliyordum.

Wiedziałem, że Tom pójdzie z Mary tańczyć.

Partide bir sürü şarkı söyledik ve dans ettik.

Na imprezie dużo tańczyliśmy i śpiewaliśmy.

Masanın üstünde dans etme hakkında bir kitap var.

Na biurku jest książka o tańcu.

Müzik hakkında konuşmak mimari hakkında dans etmek gibidir.

Mówienie o muzyce to jak tańczenie o architekturze.

Hiç Tom'un daha önce dans ettiğini gördün mü?

Widziałeś kiedykolwiek wcześniej taniec Toma?

"O kız kim? "Hangi kız?" "Tom'la dans eden kız."

- Kim jest ta dziewczyna? - Jaka dziewczyna? - Ta, która tańczy z Tom'em?

5 dakikalık bir aerobik çalışması, 10 dakikalık bir dans

spalicie tyle kalorii, co podczas 5 minut aerobiku,

Kadın şarkı söylüyor, adam gitar çalıyor, biz de dans ediyoruz.

Ona śpiewa, on gra na gitarze, a my tańczymy.

Tom bunu kabul etmek istemiyor ama o yarınki dans hakkında heyecanlı.

Tom nie przyzna się do tego, ale ma wielką ochotę na jutrzejsze tańce.

Ormanın diğer hayvanları düğün dansını izlemeye geldi ve onlar da bütün gece ay ışığı altında dans ettiler.

Inne leśne zwierzęta przyszły oglądać weselne tańce, a wkrótce i one ruszyły w tan w księżycową noc.

1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.

Termin „tango w stylu milonguero” powstał na początku lat 90., oznacza styl tanga popularnych w milongach w śródmieściu Buenos Aires w latach 50.