Translation of "Arasında" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "Arasında" in a sentence and their polish translations:

...usulca ağaçların arasında uçarlar.

i umykając niebezpieczeństwom nocy.

Kazancı hepimizin arasında paylaştık.

Podzieliliśmy wszyscy profity między siebie.

Biz ağaçların arasında yürüdük.

Chodziliśmy wśród drzew.

Onu tavan arasında tutuyorum.

Trzymam to na strychu.

Keki ikiniz arasında paylaştır.

Podziel ciasto na was oboje.

- Onun romanları genç insanlar arasında popülerdir.
- Romanları gençler arasında popülerdir.

Jego powieści są lubiane przez młodych ludzi.

Ülkeler arasında karşılaştırma yaptığımız zaman

Ale najciekawsze jest porównywanie między krajami.

Bir sincap dalların arasında saklandı.

Wiewiórka schowała się między gałęziami.

Tenis öğrenciler arasında çok popülerdir.

Tenis jest bardzo popularny wśród studentów.

Film genç insanlar arasında popüler.

Film jest popularny wśród młodych ludzi.

Bu ikisi arasında seçim yap.

Wybierz między tymi dwoma.

Satırlar arasında bir boşluk bırak.

Zostaw miejsce pomiędzy liniami.

Sekiz ile on arasında oldu.

To się zdarzyło między ósmą a dziesiątą.

Köpekler renkler arasında ayrım yapamazlar.

Psy nie rozróżniają kolorów.

Öğünler arasında abur cubur yememelisin.

Nie powinno się jeść przekąsek między posiłkami.

Öğünler arasında yemek yemeni istemiyorum.

Masz nie jeść między posiłkami.

Kardeşlerinin arasında en büyük kim?

Kto z twojego rodzeństwa jest najstarszy?

Haritadaki iki nokta arasında çizilen bir çizginin, bu noktalar arasında gezinmek için

Odwzorowanie to zostało zaprojektowane tak, aby linia poprowadzona między dwoma punktami na mapie

Yamada kendi sınıfındaki kızlar arasında popüler değil ama daha genç kızlar arasında popüler.

Yamada nie jest popularny wśród dziewczyn w swojej klasie, ale jest popularny wśród młodszych dziewczyn w szkole.

İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.

Dworzec leży pomiędzy tymi dwoma miastami.

Onlar arasında bir dakika farkı vardı.

Była tylko minuta różnicy pomiędzy nimi.

Onlar arasında belirgin bir fark var.

Między nimi istnieje wyraźna różnica.

Tom John ve Mary arasında durdu.

Tom stanął pomiędzy Johnem i Mary.

Diğer şeyler arasında hava durumunu konuştuk.

Rozmawialiśmy między innymi o pogodzie.

Bu kitap kadınlar arasında çok popüler.

Ta książka jest bardzo popularna wśród kobiet.

Çalıların arasında bir adam ölü bulundu.

- W krzakach znaleziono martwego człowieka.
- Znaleziono martwego człowieka między krzakami.

Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.

Zwłaszcza w wysokiej trawie. Są w połowie drogi.

Üstelik ağaçlar arasında 150 metreye kadar süzülebiliyor.

I potrafi lotem ślizgowym przelecieć 150 metrów między drzewami.

Bir banka ve okul arasında dükkanı bulacaksın.

Sklep znajdziesz między bankiem a szkołą.

Doktor ona yemekler arasında yememesini tavsiye etti.

Lekarz poradził mu, by nie podjadał między posiłkami.

Erkek kardeşler arasında güçlü bir bağ vardır.

Pomiędzy braćmi jest silna więź.

Okinawalı şarkıcı, gençler insanlar arasında çok popüler.

Ten piosenkarz, który jest z Okinawy, jest bardzo popularny wśród młodzieży.

Lütfen yedi ile sekiz arasında beni arayın.

Proszę do mnie zadzwonić między siódmą a ósmą.

Onun romanları arasında, en çok bunu severim.

Spośród jego powieści, tę lubię najbardziej.

Onların görüşleri arasında ince bir fark vardı.

Pomiędzy ich poglądami zarysowywała się subtelna różnica.

Ben bu ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.

Muszę wybrać pomiędzy tymi dwoma.

Dan ve Linda arasında bir anlaşmazlık vardı.

Nigdy nie było kłótni między Danem i Lindą.

İki sözcük arasında anlamda ince bir fark var.

Jest pewna subtelna różnica w znaczeniu tych dwóch słów.

İki teori arasında çok büyük bir fark vardır.

Między tymi dwiema teoriami jest olbrzymia różnica.

Hindistan ve Pakistan arasında ki Keşmir gerginliği ateşleniyor.

Rosną napięcia między Indiami a Pakistanem w sprawie Kaszmiru

Bu göl ülkede en derinler arasında yer alıyor.

To jezioro jest wśród najgłębszych w kraju.

Senin düşüncenle onunki arasında bir farklılık var mı?

Jest jakaś różnica między twoim pomysłem a jej?

Sen ve Tom arasında ne olduğunu bilmek istiyorum.

Chcę wiedzieć, o co chodzi pomiędzy tobą, a Tomem.

Arasında güçlü bir bağ olduğunu ortaya koymaya çalışıyorlar,

a spełnieniem w pracy.

- Onu kalabalığın içinde kaybettim.
- Onu kalabalığın arasında kaybettim.

Zgubiłem go w tłumie.

Bu gezegenlerin yörüngeleri arasında pek çok basit oran var.

Widać wiele prostych proporcji pomiędzy orbitami tych planet.

Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...

Tysiące różnych gatunków walczy o jedzenie i przestrzeń,

İş ve kişisel yaşam arasında bir dengeye nasıl ulaşabiliriz?

Jak możemy osiągnąć równowagę między pracą a życiem osobistym

Öğünler arasında yemek yeme sağlığınız için gerçekten zararlı mıdır?

Czy podjadanie między posiłkami naprawdę jest tak niezdrowe?

Delilik ve dâhilik arasında çok ince bir çizgi vardır.

Granica między geniuszem a szaleństwem jest bardzo cienka.

- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.
- Teoride, teori ve uygulama arasında farklılık yok. Ama uygulamada var.

Teoretycznie rzecz biorąc nie ma różnicy między praktyką a teorią; praktycznie rzecz biorąc - jest.

Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.

Pośród gęsto upakowanych drzew prawie nie wieje.

Dana ve kuzu eti arasında herhangi bir tercihin var mı?

Wolisz wołowinę czy jagnięcinę?

Mrs. Bruce İngiltere ile Japonya arasında uçan ilk kadın pilottu.

Pani Bruce była pierwszą kobietą pilotem, która przeleciała z Anglii do Japonii.

Kan grubu ve kişilik arasında bir ilişki bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.

Związek pomiędzy grupą krwi a osobowością nie został potwierdzony naukowo.

- Yakında geri döneceğim.
- Kaşla göz arasında geri döneceğim.
- Hemen geri döneceğim.

Zaraz wracam.

Bir dili iyi konuşmakla akıcı konuşmak arasında büyük bir fark vardır.

Jest wielka różnica pomiędzy posługiwaniem się językiem dobrze, a posługiwaniem się językiem biegle.

Bu ağların arasında yaşayan örümceklerin de beslenmesi gerekir. Kim bilir burada ne bulacağız?

Jednak pająki żyjące w tych pajęczynach też muszą jeść. Kto wie, co tu znajdziemy.

Fransa'nın şaraba bağlı oldukları kadar bağlılar. Unutmayın ki bu dağlar arasında izole olmuş ve

jak Francja na ich wino. Nie zapomnij, że jest to kraj izolowany

Sinüs ve kosinüs fonksiyonları -1 ve 1 arasında bir değer alır (-1 ve 1 dahil).

Funkcje sinus i cosinus przyjmują wartości między -1 i 1 (włącznie z -1 i 1)

Eva, Romer'in ofisine çıkan merdivenlere tırmandı, merdiven boşluğundaki karmaşık kokuyu analiz etmeye çalıştı - mantar ve kurum, eski birikmiş toz ve küf arasında bir karışım olduğuna karar verdi.

Ewa weszła po schodach do biura Romera, próbując analizować skomplikowany zapach na klatce schodowej - zdecydowała, że to coś pomiędzy grzybami i sadzą, starym kurzem i pleśnią.