Translation of "Parlak" in Korean

0.005 sec.

Examples of using "Parlak" in a sentence and their korean translations:

Dolunay en parlak hâlinde.

‎보름달이 밝게 빛납니다

parlak neon bir poster var.

좋은 것을 받아들이라고 상기시켜줍니다.

Louis çok parlak, yenilikçi bir adam

루이스는 똑똑하고, 진보적인 남성입니다.

Ardından disko topundan gelen parlak noktalar

또 디스코 볼과 책장의 다른 물체에서

Yan yana koyduğumuzda parlak sarı rengin

바로 옆에 놓고 비교해 보면

İri ve parlak gözlerinin içine baktım

커다랗고 빛나는 침팬지의 눈을 들여다 보았습니다.

Pekala, öncelikle rengi parlak ve capcanlı yapın

좋아요. 먼저 색을 밝고 선명하게 만들어보세요.

En parlak yıldızların en yüksek sesli olduğunu

가장 밝은 별은 가장 큰 소리를 내고

parlak ve beyaz bir yoğun bakıma yetiştim.

그가 살아날 가능성을 모니터링하는 기계에 연결된 상태로,

Parlak dolunayın altında... ...ailesinden normalden fazla uzaklaşıyor.

‎밝은 보름달 아래에서 ‎녀석은 부모에게서 ‎평소보다 멀리 떠나봅니다

Ormandaki bu parlak yeni şeyi fark etti.

‎해조 숲에 낯선 물건이 들어오자

Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.

‎하지만 요란한 소음과 ‎밝은 불빛 때문에 ‎방향을 잡기가 쉽지 않습니다

Bu nedenle yalnız, parlak beyaz bir kurt gibi görünür.

고독하고 빛나는 하얀 늑대로 등장합니다.

Parlak yıldızlar ile takımyıldızlarının. Böylece nokta atışıyla yerini bulur.

‎밝은 별들과 별자리들로... ‎한 치의 오차도 없이 ‎길을 찾습니다

Ama bu gece Ay parlak. O yüzden flamingoların şansı var.

‎하지만 오늘 밤은 달이 밝습니다 ‎홍학들에게 희망이 있죠

Sağa gitmeye karar verirsek parlak güneşin altına çıkma riskine gireriz.

선택하세요, 오른쪽으로 가서 물집이 생길 정도로 뜨거운 햇볕에 노출되거나

Ve daha iyi ve parlak bir gelecek görüşümüzü karartmasına izin verdik.

더 밝고 나은 미래에 대한 비전에 어둠을 드리웠습니다.

Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu

잔잔한 산들바람에 나뭇잎이 살랑이고 반짝이는 햇살이 그 사이로 비칩니다.