Translation of "Sesi" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Sesi" in a sentence and their portuguese translations:

Sesi açın.

Aumente o volume.

Sesi kısın.

Abaixe o volume.

Radyonun sesi çok yüksek. Sesi kısın.

O rádio está alto demais. Abaixe o volume.

Radyonun sesi çok yüksek. Lütfen sesi kısın.

O rádio está alto demais. Por favor, abaixe o volume.

Tony'nin sesi güzel.

A voz de Tom é bonita.

Sesi kısar mısın?

Você pode manter o barulho baixo?

Tom sesi duydu.

Tom ouviu o som.

Ben sesi tanımıyorum.

Não reconheço o som.

Tom sesi açtı.

Tom aumentou o volume.

O, Tom'un sesi.

- Essa voz é de Tom.
- É a voz de Tom.

O sesi duydu.

Ele ouviu a voz.

Biraz yükseltelim bu sesi

Vamos elevar um pouco esse som

Evet bu karıncaların sesi

sim essas formigas soam

Radyonun sesi çok yüksek.

- O som está muito alto.
- O rádio está muito alto.

Trenin sesi azalarak kayboldu.

O barulho do trem esvaecia-se.

Yaşlı bir kadının sesi.

É a voz de uma mulher idosa.

Kilimler sesi absorbe eder.

Tapetes absorvem o som.

Bir silah sesi duydum.

- A gente ouviu um tiro.
- Nós ouvimos um tiro.

Tom'un sesi kolay tanınabilir.

A voz de Tom é inconfundível.

Onun sesi öfkeden titriyordu.

- Sua voz estava trêmula de raiva.
- A voz dela estava trêmula de raiva.

- Onun çok iyi bir sesi var.
- Çok iyi bir sesi var.

Ela tem uma voz muito boa.

Pişen yemeğin... ...şu harika sesi!

O belo som de comida a ser preparada!

şöyle bir siren sesi duyarsak

se ouvirmos uma sirene como esta

Kazanın çıkardığı sesi asla unutmayacağım.

Eu nunca me esquecerei do som que a batida fez.

Betty'nin tatlı bir sesi var.

Betty tem uma voz meiga.

Piyanonun iyi bir sesi var.

O piano tem um bom tom.

O televizyonun sesi çok yüksek.

Esse televisor está alto demais.

Onun sesi yumuşak ve güzeldi.

Sua voz era suave e linda.

Tom'un güzel bir sesi var.

O Tom tem uma voz linda.

Onun derin bir sesi var.

Ele tem uma voz grave.

Onun hoş bir sesi var.

Ele tem uma voz agradável.

Çalan bir zil sesi duydum.

Eu ouvi o som de um sino tocando.

İnsan sesi gırtlak tarafından üretilir.

A voz humana é produzida pela laringe.

Bir vurma sesi duydun mu?

Ouviu uma batida?

Ben bir erkek sesi duydum.

Eu ouvi a voz de um homem.

Ben bir kadın sesi duydum.

Eu ouvi a voz de uma mulher.

Ben bir bebek sesi duydum.

Eu ouvi a voz de uma criança.

Bir kadın sesi duyduğumu düşünüyorum.

Acho que ouvi a voz de uma mulher.

Sırtlan insan sesi taklit eder.

A hiena imita a voz humana.

Bir erkek sesi duyduğumu düşünüyorum.

Acho que ouvi a voz de um homem.

Tom'un pes bir sesi var.

A voz de Tom tem o tom baixo.

Kapıda bir vurma sesi duydum.

- Eu escutei alguém batendo na porta.
- Escutei alguém batendo na porta.
- Eu ouvi uma batida na porta.

Onun sesi seninkinden daha iyi görünüyor.

A voz dela soa melhor que a sua.

Maria Callas'ın güzel bir sesi var.

Maria Callas tem uma bela voz.

Sesi nasıl ayarlayacağımı bana söyleyebilir misiniz?

Você poderia me dizer como posso ajustar o volume?

O sesi daha önce hiç duymadım.

- Eu nunca escutei esse barulho antes.
- Nunca escutei esse barulho antes.

O her gece silah sesi duyar.

Ele ouve tiros todas as noites.

Biz üç el silah sesi duyduk.

- Nós ouvimos três disparos.
- Ouvimos três disparos.

Şarkıcı Carla'nın harika bir sesi var.

Carla, a cantora, tem uma voz magnífica.

Görünüşe iPod nano'nun iyi sesi var.

Aparentemente, o iPod nano tem um bom som.

Tom sesi çıktığı kadar çığlık attı.

Tom gritou a plenos pulmões.

Tom bir silah sesi duyduğunu düşündü.

Tom pensou ter ouvido um tiro.

Onu sinir bozucu bir sesi var.

Ela tem uma voz irritante.

İki kişi bir silah sesi duyduğunu söylüyorlar.

Duas pessoas dizem ter ouvido um tiro.

O davulun çok garip bir sesi var.

- Esse tambor tem um som muito estranho.
- Aquele tambor tem um som muito estranho.

Daha sonrasında sesi kapatıyor dersini anlatmaya devam ediyor

então ela continua a explicar a lição que silencia

Benim için sürpriz oldu, güzel bir sesi vardı.

Para minha surpresa, ele tinha uma bela voz.

Tom tam kapıyı açarken bir silah sesi duydu.

Tom ouviu um tiro bem quando abria a porta.

Senden başka bir cık cık sesi duymak istemiyorum.

Não quero ouvir mais nenhum pio seu.

- Bu sesi ne çıkarıyor?
- Bu gürültüyü yapan ne?

O que está fazendo esse barulho?

Bir elin nesi var iki elin sesi var.

Duas cabeças pensam melhor do que uma só.

Bir elin nesi var, iki elin sesi var.

Duas cabeças pensam melhor do que uma.

Görevliler şanslıydı, bu seferlik silah sesi onu korkutup kaçırmaya yetti.

Os guardas tiveram sorte, desta vez, o som de um tiro foi o suficiente para o assustar.

Eğer kimseye dokunamaz ve o bağıran kişinin simit sesi kısılırsa

se ele não pode tocar em ninguém e o bagel desse grito é reduzido

- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

A grama do vizinho é sempre mais verde.

- Bir elin nesi var iki elin sesi var.
- Akıl akıldan üstündür.

Duas cabeças são melhores que uma.

- Tom'un çok güçlü bir sesi var.
- Tom çok güçlü bir sese sahip.

O Tom tem uma voz potente.