Translation of "Değildi" in Chinese

0.007 sec.

Examples of using "Değildi" in a sentence and their chinese translations:

- O, benim hatam değildi.
- Benim hatam değildi.

那不是我的錯。

Buluştuğumuzda Paris'te değildi.

我们不是在巴黎认识的。

O komik değildi.

那不好笑。

Ölümün boşuna değildi.

你沒白死。

Hiç ilginç değildi.

一点也不好玩。

Kutu boş değildi.

箱子不是空的。

Onun fikri değildi.

这不是他的主意。

Tom mahcup değildi.

Tom并不觉得抱歉。

O ilgili değildi.

他不感兴趣。

Tom işbirlikçi değildi.

湯姆不合作。

O güzel değildi.

那不好。

Bu kolay değildi.

它不容易。

O öyle değildi.

他以前不是那样。

Çok kötü değildi.

那不太坏。

Tom yatakta değildi.

湯姆不在床上。

Tom Avustralya'da değildi.

汤姆不在澳大利亚。

- Bu onun fikri değildi.
- O onun fikri değildi.

这不是他的主意。

- Onun yaptığı şey yanlış değildi.
- Yaptığı yanlış değildi.

他的所作所為沒有錯。

Onun söylediği mantıklı değildi.

她說的話沒有道理。

Onun söylediği doğru değildi.

她所说的话是不真实的。

Havlu hiç kullanışlı değildi.

毛巾完全没起作用。

Beklediğim kadar pahalı değildi.

它沒有我想像的那麼貴。

Tom hiç mutlu değildi.

湯姆從不高興。

Tom'un söylediği doğru değildi.

湯姆說的不是真的。

Başarısından hiç memnun değildi.

对他自己的成就他从不感到满意。

Niyetimiz ona saldırmak değildi.

我們沒有打算要攻擊他。

Hiçbir öğrenci eksik değildi.

沒有學生缺席。

O gerçekten adil değildi.

那真不公平。

Antlaşma bir başarı değildi.

谈判没有成功。

Bu benim hatam değildi.

那不是我的錯。

Ancak, miktar doğru değildi.

但是,數量不對。

Benim niyetim o değildi.

- 那不是我的本意。
- 这不是我的初衷。
- 那不是我故意的。

O, tehlikenin farkında değildi.

他沒有意識到自己有危險。

Dün çok soğuk değildi.

昨天不是很冷。

Bu çok iyi değildi.

那不太好。

Kolay bir yarış değildi.

这不是个容易的赛跑。

Peter vazoyu kırmak niyetinde değildi.

彼得不是有意打破花瓶。

Dün gece çok sıcak değildi.

昨晚不是很熱。

Onun söylediği şey doğru değildi.

他說的話跑題了。

Edison, parlak bir öğrenci değildi.

爱迪生不是个优秀的学生。

O geçen ay orada değildi.

她上个月不在。

Tom yüzmede çok iyi değildi.

湯姆從來不擅長游泳。

Niyetim sana zarar vermek değildi.

傷害你並不是我的本意。

Onu düşündüğümde gülmemek elimde değildi.

想起这些,我忍不住要笑。

Bu ucuz değildi, değil mi?

這不便宜, 是嗎?

Çok ilginç bir roman değildi.

這不是一個很有趣的小說。

Onların yapıp yapmadığı açık değildi.

不清楚他們有沒有做。

Onun demek istediği açık değildi.

不清楚她是什麼意思。

Onun iddiası gerçeklere dayalı değildi.

她的观点没有基于事实。

Onun tavsiyelerinden hiçbiri faydalı değildi.

他的意見都不是非常有用。

Üzgünüm, amacım sizi terslemek değildi.

对不起,我并不想对你发火。

Uçan sürüngenler aslında dinozor değildi.

翼龙并非真正的恐龙。

Halat onu taşıyacak kadar güçlü değildi.

绳子不够牢固,撑不住他。

Tom'un aşçılığı aslında çok kötü değildi.

湯姆的廚藝其實不那麼糟糕。

Tom o günlerde çok mutlu değildi.

湯姆這些天裡不太高興。

Bu çok zor değildi, değil mi?

那不难,是吧?

Tom bana teşekkür etmek zorunda değildi.

汤姆不必谢我。

O, çok iyi bir piyanist değildi.

她不是一個很好的鋼琴家。

Dün hava durumu pek iyi değildi.

昨天天氣不是很好。

Bay Yamazaki iyileşmeden uzun süre önce değildi.

山崎先生不久就康復了。

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

那个时候,墨西哥还没有独立于西班牙。

Her zaman mutlu görünüyordu fakat asla değildi.

她總是看起來很快樂,但實際上從來不快樂。

- Olmasını düşündüğüm ile aynı değildi.
- Düşündüğümden farklıydı.

他跟我想的不一样。

Dün hava durumu o kadar iyi değildi.

昨天天氣不是很好。

O hiç de tamamen tatmin olmuş değildi.

他完全不滿意。

- Orada kimse yoktu.
- Hiç kimse orada değildi.

谁也不在那里。

- Tom hiç mutlu değildi.
- Tom hiç mutlu değil.

汤姆根本不高兴。

Alışveriş merkezinden ayrıldığımda araba onu bıraktığım yerde değildi.

当我离开购物中心,车子不在我停的地方。

Tom'un Mary'nin sağlık problemleri ile ilgilenmesi kolay değildi.

处理玛丽的健康问题对汤姆来说不容易。

O oraya nasıl ve ne zaman gideceğinden emin değildi.

他不确定他怎么到哪里,以及什么时候。

Babamın öldüğünde bıraktığı antikalar değersiz hurdalardan başka bir şey değildi.

父親生前留下來的老古董,原來只是一堆不值錢的垃圾。

Mutfak bıçağı eti kesmek için yeterince keskin değildi, bu yüzden çakımı kullandım.

这把菜刀不够锋利,所以我用了我的折叠刀来切肉。

Kristof Kolomb bir kaşif değildi çünkü denizi seviyordu. O bir kaşifti çünkü İspanyol hapishanelerinden nefret ediyordu.

- 哥倫布不是一位探險家, 因為他熱愛大海。他是一位探險家, 因為他討厭西班牙監獄。
- 克里斯托弗·哥伦布之所以成为探险家,不是因为他热爱大海,而是因为他讨厌西班牙的监狱。