Translation of "Kitapları" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Kitapları" in a sentence and their japanese translations:

Kitapları sattım.

私は本を売った。

Kitapları nerede bulurum?

どこで本が買えますか。

Onlar dedemin kitapları.

それらは私の祖父の本だ。

Kitapları dikkatlice seçin.

本は慎重に選びなさい。

Kitapları çıkarabilir miyim?

本は持ち出しできますか。

Kitapları raftan indirdi.

彼は本棚から本をとりおろした。

Kitapları raflara yığdı.

彼は棚に本をぎっしり詰め込んだ。

Bunlar kimin kitapları?

これらの本はだれのですか。

Bu kitapları götüremezsiniz.

この本は持ち出してはいけません。

Onlar onların kitapları.

あれらは彼らの本です。

Onlar kimin kitapları?

あれらは誰の本ですか。

- Kütüphanedeki bütün kitapları okudum.
- Kütüphanede bütün kitapları okudum.

私は図書館のすべての本を読んでしまいました。

- Kitapları rafa baş aşağı koyma!
- Kitapları rafa ters koyma!

本をさかさまに入れないで下さい。

Kitapları büyüklüklerine göre düzenledik.

- 我々は大きさの順に本を並べた。
- 我々は大きさの順に並べた。

Böyle faydasız kitapları okumamalısın.

そんな役に立たない本を読むべきではない。

Kitapçıda ders kitapları satıyorlar.

その店では教科書を売っている。

Onun bol kitapları var.

彼女はたくさんの本を持っている。

Kitapları geri götürdün mü?

本を返却しましたか。

O kitapları okumaktan hoşlanır.

- 彼は本を読むのが好きだ。
- 彼は読書が好きです。

Kitapları neredeyse işe yaramaz.

- 彼の本は大部分役にたたない。
- 彼の本はほとんど役に立たない。

Bu öğrencinin kitapları yeni.

この学生の本は新しいです。

Kitapları masanın üstüne koyma.

テーブルの上に本を置くな。

Bu kitapları nasıl edindin?

これらの本をどうやって手にいれたのですか。

Bu raftaki kitapları almayın.

この棚の本を持ち出すな。

Kitapları olduğu gibi bırak.

本はそのままにしておきなさい。

Raflardaki bütün kitapları okumadım.

私は本棚の本をすべて読んだわけではない。

Okul bize ders kitapları sağladı.

学校が私たちに教科書を用意してくれた。

İşim olmasa, bu kitapları okuyabilirim.

もし仕事がなく暇なら、私はこれらの本を読めるのだが。

"Bunlar kimin kitapları?""Onlar Alice'inkidir."

「これらの本は誰のですか」「アリスのです」

Size faydalı olan kitapları okuyun.

- 利益になるような本を読みなさい。
- ためになるような本を読みなさい。

O, kitapları nerede satın aldı?

彼女はどこで本を買いましたか。

Onlar kitapları güneşe maruz bıraktılar.

彼らはその書物を日光に当てた。

O, kitapları kitaplığa karmakarışık koydu.

彼は本棚に本をでたらめに入れた。

Onun kitapları gençler tarafından sevilir.

彼の本は若者に好まれている。

Onun kitapları oldukça iyi satıyor.

彼女の本はかなりの売行きだ。

Bu kitapları Almanya'dan sipariş verdim.

私はそれらの本をドイツに注文した。

Sana yararı dokunacak kitapları okumalısın.

君は自分のためになるような書物を読むべきだ。

Onun her çeşit kitapları var.

彼はあらゆる種類の本をもっている。

Ben hikaye kitapları okumayı severim.

私は物語の本を読むのが好きだ。

Kütüphaneci kitapları konularına göre sınıflandırdı.

司書は主題によって本を分類した。

Bunların hepsi Tom'un kitapları mı?

これ全部トムの本なの?

Kitapları şehir kütüphanesinden ödünç alırım.

私は市立図書館で本を借りています。

Bilgisayar hakkındaki tüm kitapları topla.

コンピューターに関する本を全部集めなさい。

Böylesine kitapları okumanın faydası nedir.

こんな本を読んで何になるのか。

Bu kitapları kitaplığa geri taşı.

これらの本を書棚へ戻しなさい。

Bu kitapları ödünç alabilir miyim?

これらの本を借りてもいいですか。

Onun düzinelerce İngilizce kitapları var.

彼は何十冊も英語の本を持っている。

Ben tüm kitapları ortadan kaldırdım.

- 私はそのすべての本を処理した。
- 本を全部処分した。

Senin kullandığın aynı kitapları kullanıyor.

彼はあなたと同じ本を使っている。

Tom, Fransızca kitapları okuyabileceğini söylüyor.

トムはフランス語の本が読めると言っている。

O yayıncı çocuk kitapları konusunda uzman.

その出版社は児童文学を専門にしている。

Onun bir sürü değerli kitapları var.

- 彼女は多くの高価な本を持っている。
- 彼女は貴重な本をたくさん持っている。

Kitapları ve dergileri oldukları gibi bırakın.

本や雑誌はそのままにしておきなさい。

Onun çok sayıda kitapları var mı?

彼は本をたくさん持っていますか。

Bazı kitapları okumak için kütüphaneye gittim.

私は何冊かの本を読むために図書館へ行きました。

Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.

他の本も何冊か読んでみるつもりです。

Bazı kitapları kütüphaneye teslim etmem gerekiyor.

本を図書館に返却しないといけないんだ。

Bazı kitapları okudukça daha az anlıyorum.

本によっては、読めば読むほど理解できなくなることがある。

Senin için zararlı olan kitapları okumamalısın.

害になるような本は読んではいけない。

Lütfen bu kitapları konuya göre sınıflandırın.

これらの本を主題別に分類してください。

Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.

この本をどこに置いたらいいか教えてください。

Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

- 私はこの本を図書館に返却しなければならない。
- この本を図書館に返さなくちゃいけないな。

Biz Fransa'da insanları, Almanya'da kitapları araştırıyoruz.

フランスでは人間を研究しますが、ドイツでは書物を研究します。

Sakıncası yoksa, bu kitapları masamın üstüne koyun.

よろしければ、これらの本を私の机の上に置いてください。

O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak.

そのリストに載っている本は日本で手に入れるのは難しいだろう。

O bazen kitapları kütüphaneye geri götürmeyi unutur.

彼は借りた本を図書館に返すのを忘れることがある。

- Saatlerce kitap okudum.
- Kitapları okurken saatler harcadım.

本を読んで何時間も過ごした。

Bunlar benim kitaplarım; şunlar ise onun kitapları.

これらは私の本で、それらは彼らの本です。

Bunlar benim kitaplarım ve şunlar onun kitapları.

これらは私の本で、あれらは彼の本です。

Patronum kitapları çok hızlı okuma yeteneğine sahiptir.

私の上司は本をとても速く読む能力を持っている。

Küçük kız kardeşim şimdi kitapları iyi okuyabiliyor.

妹はもう、本を上手に読む事が出来る。

Bu kitapları bir haftalığına kütüphaneden ödünç alabilirsin.

これらの本は図書館から一週間借り出せます。

İngilizce öğretmenim bana bu kitapları okumamı öğütledi.

英語の先生がこういう本を読むように薦めてくれました。

İngilizce öğretmenim bu kitapları okumamı tavsiye etti.

私の英語の先生はこれらの本を読むようにと私に忠告してくれた。

Kitaplar bilimleri izlemeli ve bilimler kitapları değil.

書籍が学問に従うべく、学問が書籍に従うべからず。

Japonya'da bulamayacağın cinsten onun yabancı kitapları var.

彼は、日本では手に入らないような洋書を持っています。

Genç iken güzel kitapları okumak güzel bir şey.

若いときにすばらしい本を読むのはよいことだ。

Tatillerimi, tarih kitapları veya klasikler okuyarak geçirmek istiyorum.

休日は歴史書か古典を読んで過ごしたいものだ。

Sanat üzerine kitapları olan hoş bir kütüphanesi var.

彼は美術に関するすばらしい蔵書を持っている。

Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.

太郎は何冊かの英会話テキストをロンドンに注文した。

Sanat kitapları ve kataloglar almak için nereye gidebilirim?

画集やカタログはどこで売っていますか。

Onun babasının sahip olduğu kadar çok kitapları var.

彼は父と同じくらいたくさんの本を持っている。

- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.

- 私は本を読む事が好きです。
- 私は本を読むのが好きです。

Kolayca anlaşılabilir olduğu için bu tür kitapları okuyun.

容易に理解できるような本を読みなさい。

Bu kitaplar benim, şu kitaplar da onun kitapları.

これらの本は私ので、それらの本は彼のです。

Sanat kitapları ve kataloglar satın almak için nereye gidebilirim?

画集やカタログはどこで売っていますか。

Bir çocuk olmasına rağmen felsefe kitapları okumak ilgisini çekerdi.

彼は子供だけれども、哲学の本を読むことに興味があった。

Dil ders kitapları sadece iyi insanları ön plana çıkarmaktadır.

言語の教科書には、善人ばかりが登場することが多い。

Birlikte bütün kitapları topladık ve onları boş bir odaya koyduk.

我々はすべての本をひとまとめにして予備室に入れた。

Küçük çocuklar genellikle ejderhalar ve diğer canavarlar hakkında kitapları sever.

小さな子どもは恐竜や他の怪物の本が好きなものである。

Sağlık kitapları okuma konusunda dikkatli olun. Bir baskı hatasından ölebilirsiniz.

健康本を読むときは注意した方がいい。誤植のせいで死ぬかもしれないからね。

Bu yazarın kitapları bana uygun gelmiyor çünkü erotik tasvirler fazla sapıkça.

エロチックな描写が倒錯的過ぎてこの人の本は俺には合わない。

Eğer kitapların listesi çok uzunsa lütfen bütün yabancı kitapları dışarıda bırak.

本のリストが長すぎるようだったら、外国の本は省いてください。

- Kitap okumayı seviyorum.
- Ben kitap okumayı severim.
- Ben kitapları okumayı severim.

- 読書が好きです。
- 私は本を読む事が好きです。
- 私は読書が好きです。

Önemli olan kaç tane kitap okuduğun değil ama hangi kitapları okuduğundur.

重要なのは、何冊本を読むかでなく、どんな本を読むかである。

Kız birkaç kitap taşıyordu. Ders kitapları değil, ama kalın ciltli kitaplar.

その女の子は、数冊の本を抱えていた。教科書じゃなく、分厚い上製本。

Osame Tezuka tarafından yazılmış kitapları bana yaklaşık bir haftalığına ödünç verir misin?

手塚治虫の本を1週間くらい貸してくれますか。

- Yumi birçok kitabı vardır.
- Yumi'nin birçok kitabı var.
- Yumi'nin birçok kitapları var.

由美は本をたくさん持っている。