Translation of "Geçimini" in Japanese

0.047 sec.

Examples of using "Geçimini" in a sentence and their japanese translations:

Evinin geçimini sağlar.

彼が生活費を稼いでいる。

Onun yaşlılığında geçimini sağladı.

彼女は老後の備えをした。

Piyano çalarak geçimini sağlar.

彼はピアノの演奏で生計を立てている。

O, ailesinin geçimini sağlayamaz.

彼は自分の家族を養う事ができない。

Geçimini yazar olarak sağlıyor.

彼は書くことで生計を立てている。

O ailesinin geçimini sağlamaktadır.

彼は家族を扶養する。

...çünkü ailelerinin geçimini sağlamak zorundalar.

家族を養うため 他に手段がないのです

O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

歌を歌って生計を立てている。

Sen oradayken geçimini neyle sağlayacaksın?

そこにいる間、生活の糧はどうするのだ。

Bir baba ailesinin geçimini sağlar.

父親は家族の生活をまかなう。

Kendi geçimini kazanmak zorunda kalacak.

彼女は自活しなければならないだろう。

O, geçimini öğretmenlik yaparak kazanır.

彼は教師をして生計を立てている。

Bir satıcı olarak geçimini sağlıyor.

彼はセールスマンをして生計をたてている。

O, tablolarını satarak geçimini sağlıyor.

彼女は自分の絵を売って生計を立てている。

Kendi geçimini yapacak kadar yaşlıdır.

あなたは自分自身で生計を立てることが出来る年齢だ。

Sally, piyano dersleri vererek geçimini sağlıyor.

サリーはピアノで生計をたてている。

Geçimini sağlayacak büyük bir ailem var.

私は大家族を養っています。

Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.

- かわいそうにその少女は花を売って生計をたてていた。
- その貧しい少女は花を売って暮らしを立てていた。

Geçimini sağlayacak rahat bir geliri var.

彼女は暮らすのに十分な収入がある。

Onların, geçimini sağlayacak bir sürü çocukları vardı.

彼らには養っていかねばならない子供がたくさんいた。

O, asla kendi geçimini yapmak zorunda kalmadı.

彼は今まで自分で生計を立てる必要がなかった。

Geçimini sağlamak için bir emekli maaşı var.

彼には生活していくだけの年金がある。

- Geçimini nasıl sağlarsın?
- Geçinmek için ne yaparsın?

- 君の仕事は何ですか。
- 何の仕事をしているのですか。
- ご職業は何ですか。
- お仕事は何をなさってるんですか?

- Tokyo'da nasıl geçimini sağlıyorsun ?
- Tokyo'da nasıl para kazanıyorsun ?

あなたは東京でどのようにして生計を立てていたのですか。

Bay Tanaka küçük bir kırtasiye dükkanı çalıştırarak geçimini yapıyor.

田中さんは駅の近くで小さな文房具店を経営して生活を立てています。

O,genç olduğu için,geçimini sağlayacak büyük bir aileye sahip.

彼は若いが養わなければならない大家族がある。

- Tom hâlâ ebeveynlerine güveniyor mu?
- Tom geçimini hala ebeveynlerinden mi sağlıyor?

トムはまだ、彼の両親に依存しているのですか。

David'in hiç istikrarlı bir işi olmadı fakat her zaman geçimini sağlayabildi.

ディビッドは今まで安定したくらしはなかった。彼はいつもやりくり算段の生活をしてきた。

- Bakması gereken büyük bir ailesi var.
- Geçimini sağlaması gereken büyük bir ailesi var.

- 彼には養うべき大家族がある。
- 彼には扶養すべき大家族がある。