Translation of "Ders" in Japanese

0.007 sec.

Examples of using "Ders" in a sentence and their japanese translations:

Ders çalışacağım.

勉強する。

- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısın.
- Ders esnasında Japonca konuşmamalısınız.

その授業中は日本語を話してはいけません。

Acı bir ders.

‎痛い教訓だ

Gelecek ders nedir?

次の時間は何だっけ?

Burada ders çalış.

ここで勉強しなさい。

Ders iki kolaydır.

第2課は易しい。

Hatalarından ders almalısın.

君達は失敗から学ばなければならない。

Ders onda başlıyor.

- 授業は10時に始まります。
- 授業は10時からです。

Ders çalışmayı sevmem.

勉強は好きじゃない。

Ders beni aşıyordu.

講義は難しくて私には理解できない。

- Ders çalışmaktan keyif alıyor musun?
- Ders çalışmaktan hoşlanır mısın?

あなたは、勉強が好きですか。

Ders kitaplarını nereden alırız?

- 教科書はどうしたらいいんでしょうか。
- 教科書はどこで買えるんですか?

Ders kitabını dikkatle okumalısın.

教科書を正しく読みなさい。

Kitapçıda ders kitapları satıyorlar.

その店では教科書を売っている。

Bu en sevdiğim ders.

これが一番得意な分野です。

Ders 3'ü okuyalım.

第3課を読もう。

Monica çok ders çalışmaz.

モニカはあまり勉強しない。

3. ders ile başlayalım.

第3課から始めましょう。

- O çalışıyor.
- Ders çalışıyor.

彼は勉強中です。

20 yıldır ders veriyor.

彼は20年間教職にある。

Daha fazla ders çalışmalısın.

もっと勉強すればいいのに。

Ders sırasında çok sıkıldı.

講義の間、彼女はとても退屈だった。

Ders on ile başlayalım.

10課から始めましょう。

Bu iyi ders kitabıdır.

これはよい教科書だ。

O, ders sırasında uyuyordu.

彼は授業中眠っていた。

Bugün ders çalışmak istemiyorum.

- 今日は勉強したくない。
- 今日は勉強したくないよ。

Ders zaten bitti mi?

講義ってもう終わった?

Ders sırasında diğerleriyle konuşma.

事業中はほかの人に話し掛けてはいけません。

Ders kitabını almayı unuttum.

教科書を買うのを忘れてた。

İki saattir ders çalışmaktayım.

私は2時間勉強しています。

Ders çalışmaktan nefret ediyorum.

私は勉強が嫌いだ。

İngilizce gerekli bir ders.

英語は必修科目です。

Bu kimin ders kitabı?

- これは誰の教科書ですか。
- この教科書は誰のですか。

Bu ders kitabı iyidir.

この教科書はよい。

Ders sırasında uykuya daldım.

私は授業中に寝てしまった。

Evde ders çalışacak kalemim yok."

先生に知ってほしい」

Buradan çıkarılacak büyük ders şu,

そこからの大きな学びは

Araştırmadan çıkarılacak 2. ders şu:

2つ目の教訓はこれです

Ders kitabınızın 50. sayfasını açın.

教科書の50ページを開きなさい。

Öğrenciler, ders süresince sessiz olmalıdır.

学生は授業中、静かにしていなければならない。

Okul bize ders kitapları sağladı.

学校が私たちに教科書を用意してくれた。

İngilizce en sevdiğim ders oldu.

英語は私の好きな学科になった。

Tom'un ders çalışma isteği yok.

- トムは勉強したいとは思わない。
- トムは勉強したいとは思ってないんだよ。

Tony ne zaman ders çalışıyor?

トニー君はいつ勉強しますか。

Ben edebiyat üzerine ders vereceğim.

文学の講義をする。

O, iki alternatif ders düşündü.

彼は2つの方法のどちらを選ぶかを検討した。

Matematik ders kitabını tekrar unutmamalısın.

- 二度と数学のテキストを忘れてはなりません。
- 二度と数学のテキストを忘れてはいけません。

Ben okuldan sonra ders çalışmam.

私は放課後には勉強しない。

Televizyon izledikten sonra, ders çalışırım.

私はテレビを見てから勉強してます。

Ders çalışmadan önce televizyon izlerim.

私は勉強する前にテレビを見ます。

Bir ders programı var mı?

時刻表はありますか?

- Ders çalışma.
- Çalışmayın.
- Çalışma.
- Öğrenmeyin.

勉強するな。

Ders 8:30 da başlar.

授業は八時三十分から始まる。

Hiç gürültü yapmayın, ders çalışıyorum.

音を立てないで。勉強中だから。

Uykuluyken ders çalışmak zaman kaybıdır.

眠たいときに勉強するのは時間の無駄だ。

Bugün ders olduğunu tamamen unutmuşum!

今日授業あるの完全に忘れてた。

Odama gidiyorum, böylece ders çalışabilirim.

私は勉強できるように自分の部屋に行く。

Ders verme nedeniyle çok yorgunum.

私は教えた後ひどく疲れています。

Lisede birçok konuda ders alıyoruz.

私たちは高校で多くの科目を勉強する。

Biz vardığımızda, ders zaten başlamıştı.

私たちが着くと講演はもう始まっていた。

Uzun ders bana bıkkınlık verdi.

講演は長たらしくて私はつまらなくなった。

Bugün ders olduğunu tamamen unuttum!

今日授業あるの完全に忘れてた。

Ders çalışmadan önce televizyon izler.

彼は勉強する前にテレビを見ます。

Ders sırasında elinde olmadan uyuyakaldı.

授業中に彼女は迷わず居眠りをしてしまった。

Bu iyi bir ders kitabı.

これはよい教科書だ。

O ders kitabı güncel değil.

あの教科書はもう古い。

Haftada kaç saat ders veriyorsun?

週に何時間教えてるの?

- Profesör Orta Doğu hakkında ders verdi.
- Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi.

教授は中東問題について講義をした。

ders işlediğim uzun günün bir akşamı

とても忙しかった日の終わりに

Ama onlardan üç belirgin ders aldım.

生徒達から学んだ 明白な3つの教えがあります

Ama çıkarılacak bir başka ders var.

もう一つ教訓があります

ders alan NASA, Apollo uzay aracını

アポロ1号の火災を引き起こした失敗から学び、NASAはアポロ

Ders biter bitmez, sınıftan fırlayarak çıktılar.

授業が終わるとすぐに彼らは教室から走り出た。

Ders kitaplarınız kapalı olarak beni dinleyin.

教科書を閉じて私の言うことを聞きなさい。

Ders 10'u baştan itibaren oku.

10課を初めから読みなさい。

Annesi geldiğinde ders çalışıyormuş gibi davrandı.

母親が来たとき、彼女は勉強しているふりをした。

TV'yi kapattı ve ders çalışmaya başladı.

彼はテレビを消して勉強にとりかかった。

Babam eve geldiğinde, ben ders çalışıyordum.

私の父が帰ってきた時、わたしは勉強をしていました。

İngilizce ders 8:30 da başladı.

その英語の授業は8時30分から始まった。

Beden eğitimi gerekli bir ders mi?

体育は必修科目ですか。

- Ders çalışmayı sevmem.
- Ben eğitimi sevmiyorum.

- 私は勉強が嫌いだ。
- 勉強は好きじゃない。
- 勉強は好きではありません。

Çoğu kez müzik dinleyerek ders çalışırım.

私は音楽を聴きながら勉強をよくする。

Ben ders için tam zamanında geldim.

私はやっと授業に間に合った。

Belki iki saat boyunca ders çalıştım.

私はたぶん2時間ぐらい勉強した。

O ders haftada bir kez gerçekleşir.

その授業は週一回あります。

O ders beni gerçekten teşvik etti.

私はその講義には本当に刺激を受けた。

Ders 8:30'a kadar başlamaz.

- 授業は八時三十分から始まるから。
- 授業が始まるのは8時半からだ。
- 授業は8時30分までは始まらない。

Bu ders kitabı yabancı öğrencilere yöneliktir.

この教科書は外国人学生向けのものである。

Bu ders için kaç kredi alabilirim?

この教科は何単位ですか。

Bu ders kitabı, birçok notlara sahiptir.

このテキストにはたくさんの注がついている。

Haftada kaç kez ders çalışmak istiyorsun?

週に何回勉強したいですか。

Orijinali bir ders kitabı olarak yazılmıştır.

原作は学校の教科書として書かれた。

O kadar yorgunum ki ders çalışamıyorum.

- 私はとても疲れているので勉強できない。
- もうヘトヘトで勉強できないよ。

Üç yıl önce Tom'a ders verdim.

3年前にトムに教えたんだ。

Bugün ders için geç kaldın mı?

今日、授業に遅れた?