Translation of "Sınıfa" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Sınıfa" in a sentence and their japanese translations:

Hemen sınıfa gitmeliyim.

急いで授業に行かなくては。

Sınıfa zamanında gelebildi.

彼は何とか授業に間に合った。

Bob sınıfa koştu.

ボブは教室にかけこんできた。

Fikrimi sınıfa anlatamadım.

クラスのみんなに私の考えを理解させることは出来なかった。

O, sınıfa koştu.

彼は教室に駆け込んだ。

Çocuklar, sınıfa doğru koştu.

教室に向かって子供たちは走った。

Harry sınıfa ayak uyduramadı.

ハリーはクラスのみんなについていけなかった。

O, yakında sınıfa alışacak.

彼はすぐにこのクラスに慣れるでしょう。

Oğlumuz sınıfa ayak uyduramıyordu.

息子はクラスについていけなかった。

Biz sınıfa geç kalacağız.

授業に遅れるよ。

O, üst sınıfa aittir.

- 彼は上流階級の人だ。
- 彼は上流階級に属する。

Paltosu üzerinde sınıfa girdi.

彼はオーバーを着たままで教室に入ってきた。

Herkes sınıfa zamanında geldi.

皆は、時間通りにクラスにきた。

Yeni sınıfa alıştın mı?

新しいクラスには慣れた?

Son sınıfa gittiniz mi?

この前の授業に出たかい?

Sınıfa yeni bir öğrenci geldi.

新入生が教室へ入ってきた。

Bazı erkek çocukları sınıfa geldi.

- 何人かの少年が教室に入ってきた。
- 少年が数人、教室の中に入ってきた。

O, zaman sınıfa geç kalır.

彼はいつも授業に遅れる。

Ziyaretçi sınıfa bir soru sordu.

参観者はクラスに1つの質問をした。

Bütün kitaplar iki sınıfa ayrılabilir.

全ての書物は二種類に分類できると言ってよい。

Bay Brown üst sınıfa aittir.

ブラウン氏は上流階級の人だ。

Beni onlarla aynı sınıfa koyma.

俺を奴等と一緒にするな。

Bir ebeveyn, birinci sınıfa giden çocuğun

ある親の曰く

Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.

ベルが鳴るとすぐに先生が入ってきた。

Fred, sık sık sınıfa geç geliyor.

フレッドはよく授業に遅刻する。

Ben nefes nefese sınıfa kadar koştum.

私は息を切らして教室にかけこんだ。

Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa girdi.

ベルが鳴るとすぐに先生が入ってきた。

Öğretmen sınıfa İncil'den bir pasaj okudu.

先生はクラスの者に聖書の一節を読んで聞かせた。

Bir sınıfa girdiğiniz zaman şapkanızı çıkarın.

教室に入る時は帽子を脱ぎなさい。

Sınıfa zamanında gelmeni istemek çok değildir.

時間通りに授業に出ることを君に求めるのはいきすぎではない。

Sınıfa vardığımda o artık orada değildi.

- 教室に着いた時には、彼女はもういませんでした。
- 教室に来た時には、彼女はすでにいませんでした。

Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.

うちの先生はいつも時間通りに授業に来る。

Ben sınıfa girdiğimde Tom Mary'yi öpüyordu.

私が教室に入った時、トムはメアリーにキスをしていた。

Geri dönenlerin bu sınıfa karışması zordur.

帰国子女があの組の中に溶け込むのは難しいよ。

- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- Sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladı.

私がそのクラスに入ったとたんに生徒たちが質問をはじめた。

- Öğrenciler sorular sormaya başladığında sınıfa henüz girmiştim.
- Ben sınıfa girer girmez öğrenciler sorular sormaya başladılar.

私がそのクラスに入ったとたんに生徒たちが質問をはじめた。

- Kaçıncı sınıfa gidiyorsun?
- Kaçıncı sınıftasın?
- Kaça gidiyorsun?

君は何年生ですか。

Çoğunlukla olduğu gibi, Tom sınıfa geç kalmıştı.

よくある事だが、トムは授業に遅刻した。

Öğretmen zil çaldıktan hemen sonra sınıfa girdi.

ベルが鳴るとすぐに先生が入ってきた。

Okulumuz toplam olarak yirmi dört sınıfa sahiptir.

私たちの学校には、全部で24クラスある。

Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.

客が入室してきた時、私達は立ちあがってあいさつをした。

Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.

その物理の先生はいつものように授業に遅れてきた。

Sınıfa geç gelen öğrencilerin sayısı son zamanlarda artmaktadır.

遅刻する学生の数が最近増えている。

Yeni öğretmen sınıfa girer girmez öğrenciler alkışlamaya başladı.

生徒たちは、新しい先生が教室に入るとすぐに拍手し始めた。

- Okulumuz on sınıfa sahiptir.
- Okulumuzun on tane dersliği vardır.

私たちの学校には10の学級がある。

Ve bir fikri sınıfa sunmadan önce yaklaşık üç dakikaları var.

彼らは3分後には アイデアをクラスの みんなに売り込まなければなりません

Sınıfa bir bütün olarak davranamazsın, ancak her bir üyeye dikkat etmelisin.

クラスを全体として扱ってはいけません。それぞれの生徒に注意を向けなければいけません。

Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda.

サリーは学校を2週間休んだので、授業に追いつくために一生懸命勉強しなければいけません。