Translation of "Lüks" in Japanese

0.003 sec.

Examples of using "Lüks" in a sentence and their japanese translations:

Lüks içinde yaşarlardı.

彼らは昔、ぜいたくな暮らしをしたものだ。

Biz lüks olmadan gitmeliyiz.

われわれはぜいたく品なしですまさなければならない。

O lüks içinde yaşıyor.

彼は贅沢な暮らしをしている。

O lüks içinde yaşardı.

彼女は昔、豪勢な生活をしたものだ。

Otelin lüks bir havası var.

そのホテルは贅沢な雰囲気がある。

O, lüks bir hayat sürdü.

彼は贅沢な生活を送った。

Lüks ürün pazarı hızla büyüyor.

贅沢品の市場は急速に成長している。

Lüks ve rahatlık mutluluğa eşit değildir.

栄華と便利は幸せと同義ではない。

Milli piyangoyu kazanırsam, lüks içinde yaşayabilirim.

宝くじでも当たれば、左うちわで暮らせるだろうに。

Taksiye binmek benim için bir lüks.

タクシーに乗るのは私には贅沢だ。

Reklamlar bizi lüks satın almaya teşvik ediyor.

宣伝広告に駆り立てられて私たちは高価な商品を買ってしまう。

Sanat bir lüks değil fakat bir gerekliliktir.

芸術は贅沢品ではない、必需品だ。

Sanatı lüks mü yoksa ihtiyaç olarak mı görüyoruz?

アートを贅沢品と捉えるのか 生活必需品と捉えるのか?

Amerika Birleşik Devletleri'nde otomobil bir lüks değil, bir gerekliliktir.

アメリカでは自動車は必需品であり贅沢品ではない。

- Onlar lüks içinde yaşıyorlar.
- Onlar çok rahat bir yaşam sürüyor.

彼らは贅沢三味の暮らしをしているぜ。

Brian'ın kız arkadaşı sık sık onu lüks restoranlara götürmesi için yalvarır.

ブライアンの彼女はよく彼に贅沢なレストランに連れていってと頼みます。

Aynı şekilde, sıradan insanların böylesine lüks malları satın almaya parasal güçleri yetemez.

実際のところ、普通の人々にそんな贅沢品を購入する余裕はない。