Translation of "Kurtardı" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Kurtardı" in a sentence and their spanish translations:

Onlar bizi kurtardı.

- Ellos nos salvaron.
- Ellas nos salvaron.

O, prensesi kurtardı.

Él salvó a la princesa.

Çocuğu yangından kurtardı.

Él rescató al niño del fuego.

Tom, Mary'yi kurtardı.

Tom rescató a Mary.

O günü kurtardı.

Él salvó el día.

O, durumu kurtardı.

Él salvó la situación.

Tom yaşamını kurtardı.

Tom te salvó la vida.

O beni kurtardı.

Me salvó.

- Tom, Mary'nin hayatını kurtardı.
- Tom, Mary'nin yaşamını kurtardı.

Tom salvó la vida de Mary.

Ve dünyayı kıyametten kurtardı.

y salvó al mundo del apocalipsis.

Bizi UFO'lar mı kurtardı?

¿Nos salvaron los ovnis?

Tom kediyi alevlerden kurtardı.

- Tom rescató al gato de las llamas.
- Tom rescató al gato del incendio.

Tom onu yangından kurtardı.

Tom la salvó del incendio.

İlaç onun hayatını kurtardı.

El medicamento le salvó la vida.

Köpek kızın hayatını kurtardı.

El perro salvó la vida de la muchacha.

Birisi benim hayatımı kurtardı.

- Alguien ha salvado mi vida.
- Alguien me salvó la vida.

O benim hayatımı kurtardı.

Él me salvó la vida.

Hava yastığı hayatımı kurtardı.

El airbag me salvó la vida.

O, bir denizci kurtardı.

Él salvó a un marinero.

O günü kurtardı...tekrar.

Ella salvó el día... de nuevo.

O, köpek yavrusunu kurtardı

Ella salvó al cachorro.

Polis çocuğu boğulmaktan kurtardı.

- El policía evitó que el niño se ahogase.
- El policía salvó al niño de ahogarse.

O, çalınan cüzdanını kurtardı.

Él recuperó su billetera robada.

Tom, Mary'yi karışıklıktan kurtardı.

Tom sacó a Mary de un lío.

Tom yavru köpeği kurtardı.

Tom rescató al perrito.

Genç adam kızı boğulmaktan kurtardı.

El joven salvó a la niña de ahogarse.

Doktor beni kesin ölümden kurtardı.

El médico me salvó de una muerte segura.

Yeni ilaç onun hayatını kurtardı.

La nueva medicina le salvó la vida.

Küçük bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.

Él salvó a un niñito de ahogarse.

Bu köpek kızın hayatını kurtardı.

Este perro salvó la vida de la niña.

Yaşlı adam küçük tilkiyi tuzaktan kurtardı.

El anciano liberó al pequeño zorro de la trampa.

Adam Ellie'yi tehlikeli bir durumdan kurtardı.

El hombre logró sacar a Ellie de una situación peligrosa.

Kelime işlemcisi beni çok zaman kurtardı.

El procesador de textos me ha ahorrado mucho tiempo.

Kendi hayatı pahasına bebeğinin hayatını kurtardı.

Ella salvó la vida de su bebé al precio de perder la propia.

Kendi hayatını riske atarak köpeği kurtardı.

Él salvó al perro arriesgando su propia vida.

Bir gölette bir çocuğu boğulmaktan kurtardı.

Él salvó a un niño de ahogarse en un estanque.

Kendi hayatı riske atarak arkadaşını kurtardı.

Él salvó a su amigo arriesgando su propia vida.

O, kendi hayatı pahasına onu kurtardı.

Él la salvó a costas de su vida propia.

Asker kendi hayatı pahasına arkadaşını kurtardı.

El soldado ofreció su propia vida para salvar la de su amigo.

O, kediyi yüksek bir ağaçtan kurtardı.

Él rescató un gato de un árbol alto.

Bu köpek şu küçük kızın hayatını kurtardı.

Este perro salvó la vida de aquella niña.

Cesur şövalye, güzel prensesi kötü ejderhadan kurtardı.

El valiente caballero salvó a la bella princesa del malvado dragón.

Şu uzun boylu genç boğulan çocuğu kurtardı.

- Ese chico alto salvó al niño ahogándose.
- Ese chico alto salvó al niño que se estaba ahogando.

Kurşun geçirmez cam zaten birçok hayatı kurtardı.

El vidrio blindado ya salvó muchas vidas.

O bana suni teneffüs yaptırdı ve hayatımı kurtardı.

Ella me hizo el boca a boca y me salvó la vida.

Sağlığını kurtardı, bu yüzden artık çalışmalarına devam edebiliyor.

Él recuperó su salud, así que ya puede retomar sus estudios.

Fransa'nın kalecisi yere daldı ve Ronaldo'nun atışını kurtardı.

El portero de Francia se tiró al suelo y paró el disparo de Ronaldo.

Tom ve Mary yetim kalmış yavru bir kediyi kurtardı.

Tom y María salvaron a un gatito huérfano.

Tom Mary'ye kalp masajı yaptı ve onun hayatını kurtardı.

Tom le dio respiración boca a boca a Mary y le salvó la vida.