Translation of "Gözyaşlarına" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Gözyaşlarına" in a sentence and their japanese translations:

Karım gözyaşlarına boğuldu.

女房が突然泣き出した。

Biz gözyaşlarına boğulduk.

我々は感動して泣いた。

Kız gözyaşlarına boğuldu.

その娘はわっと泣き出した。

O gözyaşlarına boğuldu.

彼女がわっと泣き出した。

Tom gözyaşlarına boğuldu.

トムは泣き出した。

Onlar gözyaşlarına boğuldu.

彼らは急に泣きだした。

Haberleri dinlerken gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて突然泣き出した。

Haber onu gözyaşlarına boğdu.

- その知らせで彼女は突然泣き出した。
- その知らせで彼女は急に泣き出した。

Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.

その少女は急にわっと泣き出した。

Genç kız gözyaşlarına boğuldu.

- その少女はわっと泣きだした。
- その若い娘はわっと泣き出した。

Gözyaşlarına boğulmuş ve konuşamamıştı.

涙にむせんで何も言えなかった。

Sözleri onu gözyaşlarına boğdu.

- 彼女は彼の言葉に感動してないた。
- 彼の言葉で彼女は感激のあまり涙ぐんだ。

Elinde olmadan gözyaşlarına boğuldu.

彼女は急に泣きださずにはいられなかった。

Aniden Hiroko gözyaşlarına boğuldu.

突然にヒロコはわっと泣き出した。

Haberi duyunca gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて泣き崩れた。

Haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて突然泣き出した。

Tom gözyaşlarına boğulmak üzereydi.

トムは今にも泣き出しそうだった。

Annem kolayca gözyaşlarına boğulur.

私の母は涙もろい。

Elimde olmadan gözyaşlarına boğuldum.

情にほだされて思わず涙を流した。

Onun konuşmasıyla gözyaşlarına boğuldum.

- 彼女の話を聞いて感動して泣いた。
- 彼女のスピーチで感動して泣いた。

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

彼女は私の姿を見るとすぐに泣き出した。

Şu bulunanların hepsi gözyaşlarına boğuldu.

居合わせた人々は皆感動の余りないた。

Taş kalpliler bile gözyaşlarına boğulabilirler.

鬼の目にも涙。

Acı manzara bizi gözyaşlarına boğdu.

気の毒な光景は私たちの涙をさそった。

Onun konuşması onları gözyaşlarına boğdu.

彼のスピーチは彼らを感動させ涙を流させた。

Beni gördüğü an gözyaşlarına boğuldu.

彼女は私を見るや否や、わっと泣き出した。

O, haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて、急に泣き出した。

O, hikaye yüzünden gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその話に感動して涙した。

Bu hikaye tarafından gözyaşlarına boğuldum.

私はその話に感動して涙した。

Annesini görünce, kız gözyaşlarına boğuldu.

母を見ると、少女はわっと泣き出した。

- Haberi duyar duymaz, o gözyaşlarına boğuldu.
- O, haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

- 彼女はその知らせを聞いたとたん、突然泣き出した。
- そのニュースを聞くとすぐに彼女は涙を流して泣き出した。
- その知らせを聞いた途端、彼女はわっと泣き出した。

Kız odaya girdi ve gözyaşlarına boğuldu.

少女は部屋に入って来て急に泣き出した。

Kız annesini gördüğü anda gözyaşlarına boğuldu.

- その女の子は母親を見るなり泣き出した。
- 女の子は母親を見るなりわっと泣き出した。

Çocuk annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その子はお母さんを見るやいなやワッと泣き出した。

Kötü haber işitince, o gözyaşlarına boğuldu.

その悪い知らせを聞いたとたん、彼女は突然泣き出した。

Ben trajik bir hikayeyle gözyaşlarına kapıldım.

悲しい物語に涙を催した。

O haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いたとたん、突然泣き出した。

O, ailesiyle karşılaşır karşılaşmaz gözyaşlarına boğuldu.

彼は家族に会うとすぐにわっと泣き出した。

O, test puanını gördüğünde gözyaşlarına boğuldu.

答案の点数を見て彼女はわっと泣き出した。

O onu bulur bulmaz gözyaşlarına boğuldu.

彼女は彼を見つけるやいなや、わっと泣き出した。

O, haberi duyduğunda sevinçten gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞くと喜びのあまりわっと泣き出した。

Gözyaşlarına boğulmuş mutsuz bir kadın, hikayesini anlattı.

その不幸な女性は涙にかきくれて身の上話をした。

Bayan White ona haberi söylediğimde gözyaşlarına boğuldu.

私がその知らせを伝えると、ホワイト夫人はわっと泣きだした。

Gerçekten ne olduğunu görünce de gözyaşlarına hakim olamadı.

しかし実際に何が起こったかを 目の当たりにして 彼は泣き崩れました

Linda'nın hayal kırıklığı öylesine fazlaydı ki gözyaşlarına boğuldu.

リンダはひどくがっかりしたので、急にわっと泣き出した。

Nicole onun sevdiği şarkıcının öldüğünü duyunca, gözyaşlarına boğuldu.

ニコルは彼女の一番好きな歌手が死んだと聞くと、急にワッと泣き始めた。

Oğlunun ölüm haberini duyduğu an o, gözyaşlarına boğuldu.

息子の死んだ知らせを聞いたとたん、彼女はわっと泣き出した。

Dikkatsiz hatası tarafından kafası karıştığı için, gözyaşlarına gömüldü.

彼女は不注意な間違いにまごついて、わっと泣き出した。

Tom her zaman gözyaşlarına boğulmak üzereymiş gibi görünüyor.

トムは今にも泣き出しそうな顔をしていた。

Linda o kadar hayal kırıklığına uğradı ki gözyaşlarına boğuldu.

リンダはひどくがっかりしたので、急にわっと泣き出した。

Kralın yeğeni karısını gözyaşlarına boğduğunda Ney, " Siz İngiliz bahçelerinde oturup çayınızı yudumlarken

王様の姪が妻を涙に流したとき、ネイは「 イギリス式庭園でお茶を飲みながら、

- Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Kız annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その女の子は母親を見るやいなやわっと泣き出した。