Translation of "Boğuldu" in Japanese

0.018 sec.

Examples of using "Boğuldu" in a sentence and their japanese translations:

Mürettabattan bazıları boğuldu.

乗組員の何人かは溺れ死んだ。

Karım gözyaşlarına boğuldu.

女房が突然泣き出した。

Kız gözyaşlarına boğuldu.

その娘はわっと泣き出した。

O gözyaşlarına boğuldu.

彼女がわっと泣き出した。

Onlardan ikisi boğuldu.

彼らのうち2人がおぼれた。

Nehirde yüzerken boğuldu.

彼は川で泳いでいるうちに溺死しました。

Tom gözyaşlarına boğuldu.

トムは泣き出した。

Birçok insan boğuldu.

大勢の人がおぼれ死んだ。

Onlar gözyaşlarına boğuldu.

彼らは急に泣きだした。

Tom okyanusta boğuldu.

トムは海で溺れて死んだ。

O nehirde boğuldu.

彼は川でおぼれた。

Haberleri dinlerken gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて突然泣き出した。

Genç adam kahkahalara boğuldu.

その青年は急に笑い出した。

Fıkrayı duyduğunda, kahkahaya boğuldu.

その冗談を聞いて彼は突然笑い出した。

Küçük kız gözyaşlarına boğuldu.

その少女は急にわっと泣き出した。

Genç kız gözyaşlarına boğuldu.

- その少女はわっと泣きだした。
- その若い娘はわっと泣き出した。

Elinde olmadan gözyaşlarına boğuldu.

彼女は急に泣きださずにはいられなかった。

Aniden Hiroko gözyaşlarına boğuldu.

突然にヒロコはわっと泣き出した。

Haberi duyunca gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて泣き崩れた。

Haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて突然泣き出した。

- O beni görür görmez, gözyaşlarına boğuldu.
- Beni görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

彼女は私の姿を見るとすぐに泣き出した。

Şu bulunanların hepsi gözyaşlarına boğuldu.

居合わせた人々は皆感動の余りないた。

Beni gördüğü an gözyaşlarına boğuldu.

彼女は私を見るや否や、わっと泣き出した。

Dün gölette bir kız boğuldu.

1人の少女が昨日池で溺れ死んだ。

O, haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いて、急に泣き出した。

O, hikaye yüzünden gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその話に感動して涙した。

Annesini görünce, kız gözyaşlarına boğuldu.

母を見ると、少女はわっと泣き出した。

- Haberi duyar duymaz, o gözyaşlarına boğuldu.
- O, haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

- 彼女はその知らせを聞いたとたん、突然泣き出した。
- そのニュースを聞くとすぐに彼女は涙を流して泣き出した。
- その知らせを聞いた途端、彼女はわっと泣き出した。

Kız odaya girdi ve gözyaşlarına boğuldu.

少女は部屋に入って来て急に泣き出した。

Kız annesini gördüğü anda gözyaşlarına boğuldu.

- その女の子は母親を見るなり泣き出した。
- 女の子は母親を見るなりわっと泣き出した。

Çocuk annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その子はお母さんを見るやいなやワッと泣き出した。

Kötü haber işitince, o gözyaşlarına boğuldu.

その悪い知らせを聞いたとたん、彼女は突然泣き出した。

O haberi duyar duymaz gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞いたとたん、突然泣き出した。

O, ailesiyle karşılaşır karşılaşmaz gözyaşlarına boğuldu.

彼は家族に会うとすぐにわっと泣き出した。

O, test puanını gördüğünde gözyaşlarına boğuldu.

答案の点数を見て彼女はわっと泣き出した。

O onu bulur bulmaz gözyaşlarına boğuldu.

彼女は彼を見つけるやいなや、わっと泣き出した。

O, haberi duyduğunda sevinçten gözyaşlarına boğuldu.

彼女はその知らせを聞くと喜びのあまりわっと泣き出した。

Konuşmacı öyle söylediğinde seyirci kahkahalara boğuldu.

講演者がそう言った途端、聴衆はどっと笑った。

O, onunla karşılaşır karşılaşmaz göz yaşlarına boğuldu.

彼に会ったとたんに、彼女はわっと泣き出した。

Bayan White ona haberi söylediğimde gözyaşlarına boğuldu.

私がその知らせを伝えると、ホワイト夫人はわっと泣きだした。

Tom üç yıl önce Superior gölünde boğuldu.

トムは3年前にスペリオル湖で溺れてしまった。

Linda'nın hayal kırıklığı öylesine fazlaydı ki gözyaşlarına boğuldu.

リンダはひどくがっかりしたので、急にわっと泣き出した。

Nicole onun sevdiği şarkıcının öldüğünü duyunca, gözyaşlarına boğuldu.

ニコルは彼女の一番好きな歌手が死んだと聞くと、急にワッと泣き始めた。

Oğlunun ölüm haberini duyduğu an o, gözyaşlarına boğuldu.

息子の死んだ知らせを聞いたとたん、彼女はわっと泣き出した。

Tom Mary'yi jig dansı yaparken gördüğünde kahkahalara boğuldu.

メアリーがジグを踊っているのを見て、トムは思わず噴き出した。

Linda o kadar hayal kırıklığına uğradı ki gözyaşlarına boğuldu.

リンダはひどくがっかりしたので、急にわっと泣き出した。

Marcy haberi duyduğunda göz yaşlarına boğuldu ama kısa sürede toparlandı.

マーシーはその知らせを聞いて泣き出してしまったが、すぐに平静を取り戻した。

- Kız annesini görür görmez birden ağlamaya başladı.
- Kız annesini görür görmez gözyaşlarına boğuldu.

その女の子は母親を見るやいなやわっと泣き出した。