Translation of "Karım" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Karım" in a sentence and their japanese translations:

Karım Çinlidir.

私の妻は中国人です。

- Mary benim karım.
- Meri benim karım.

メアリーは私の妻です。

Karım gözyaşlarına boğuldu.

女房が突然泣き出した。

Karım şaşırmış görünüyordu.

妻は驚いたように見えた。

Karım uyumaya çalışıyor.

- かみさんが寝られないんだ。
- 妻は眠ろうと努力している。

Bu, karım Edita.

妻のエディタです。

Karım üşütmeye eğilimli.

妻は風邪を引きやすい。

Karım çiftliğe gitti.

私の妻が農場へ行った。

Karım bir doktordur.

- 私の妻は医者です。
- 家内は医師です。

Karım kanserden öldü.

妻は癌で死んだ。

Karım bir Smith idi.

私の妻はスミス家の出身でした。

Karım temizlik konusunda takıntılı.

私の妻は掃除のことばかり考えている。

Karım günlük işlerden yoruluyor.

妻は毎日の決まりきった仕事に飽きつつある。

Karım annemle iyi geçinir.

妻は私の母とうまくやっている。

Karım kısa süreli çalışıyor.

妻はパートタイムで働いている。

Karım uzaktayken zor durumdaydım.

妻がいないと何かと不自由だ。

Karım kedilerden nefret eder.

うちの妻は猫が大嫌いなんです。

Üç eski karım var.

元妻は3人いるよ。

- Karım soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- Karım çok çabuk soğuk kapar.

妻は風邪を引きやすい。

Karım ve ben balayına gittik.

僕たちの新婚旅行は

Karım Shen-Ling hastane odasında

妻のシェンリンは 病院のベッドに横たわり

Karım şimdi akşam yemeğini hazırlıyor.

- 家内は今、夕食の支度をしている。
- 妻は今、夕食の準備をしている。

Benim karım kötü bir sürücüdür.

私の妻は運転が下手だ。

Karım için bir hediye arıyorum.

- 妻への贈り物を探しているんです。
- 妻へのプレゼントを探しているんです。

Karım gerçekten kedilerden nefret ediyor.

私の妻はひどく猫嫌いです。

Karım az önce tabloyu temizledi.

妻はちょうど食卓を片付けたところだ。

Karım için bir çanta arıyorum.

妻に贈るバッグをさがしているんですが。

Karım ve çocuklarıma ben bakarım.

妻と子供たちは私に頼っている。

Karım elmalı turtayı çok sever.

家内はアップルパイが大好きなんだ。

Karım da bir bilim insanıdır.

わたしの妻も科学者です。

Karım yol yapımında bana yardım ediyor.

私の妻も手伝ってくれています

Mutfak bıçağını kullanırken, karım parmağını kesti.

私の妻は、包丁を使っているときに、指を切った。

Karım bu eski şapkayı atmamı söyledi.

私の妻は私にこの古い帽子をすてるようにと言った。

Karım evde kalırdı fakat şimdi çalışıyor.

妻は以前は家にいましたが、今は働いています。

Karım da seni görmekten memnun olacak.

家内もお目にかかることを楽しみにしておりますから。

Karım partiye katılmadı ve ben de.

私の妻はそのパーティーに出席しなかった。そして私も出席しなかった。

Karım iki günlük bir geziye gitti.

妻は二日間の旅行に出かけた。

Karım benden üç yaş daha küçük.

妻は私より3歳若い。

Karım evlendikten sonra beş kilo aldı.

妻は結婚後5ポンド体重が増えた。

- Karım hep bir şeylerden şikayet ediyor.
- Karım her zaman bir şey hakkında şikâyet ediyor.

妻はいつも愚痴ばかりこぼしている。

Karım kendi çocuklarından bile hoşlanıyor gibi görünmüyor.

私の妻なんか、自分の子供でも、あまり可愛くないと見えますね。

Karım odanın karşısından bana bir işaret verdi.

妻は部屋のむこう端から私に合図した。

Karım gelinceye kadar istasyonda beklemeye karar verdim.

妻が来るまで駅で待とうと決心した。

Karım yatmaya gittikten sonra çalışma odamda çalıştım.

妻が寝た後、書斎で仕事をした。

Güzel karım tüm bu yolculuk boyunca benimle birlikteydi.

私の美しい妻はこの人生の旅に 最初から付き添ってくれています

Karım ve ben bir tatil planı üzerinde anlaştık.

休暇のプランについて妻と私の意見は一致した。

Karım erken 1500 gramlık bir bebek kız doğurdu.

妻が早産で1500グラムの女の子を授かった。

Karım genellikle geceleri kahve içmez. Ben de öyle.

妻はふだん、夜はコーヒーを飲みません。私もそうです。

- Eşim elmalı tartı seviyor.
- Karım elmalı tartı sever.

- 家内はアップルパイが大好きなんだ。
- うちの奥さん、アップルパイが大好きなんですよ。

Karım genellikle gece kahve içmez ve ben de içmem.

- 私の妻は普通は夜にコーヒーを飲まないし、私も飲まない。
- 妻はふだん、夜はコーヒーを飲みません。私もそうです。

Onun doğum gününü unuttuğum için karım bana diş biledi.

妻の誕生日を忘れてから彼女が僕に冷たくてね。

Karım yeni bir araba almam için beni ikna etti.

- 私の妻は私を説得して新車を買わせた。
- 妻は私を説き伏せて新車を買わせた。

Karım beni yeni bir araba almam için ikna etmeye çalıştı.

妻は私を説き伏せて新車を買わせようとした。

Karım şişe kırdığı için tüm mutfak zemini üzerinde süt var.

私の妻が瓶をわってしまったので、台所の床は牛乳だらけになっている。

Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.

私は自分のためにこの本を買ったのであって、妻のために買ったのではない。

Başka bir ülkede seyahat ederken karım sıklıkla bana telefon ediyor.

- 家内は海外旅行中で、よく電話をかけてくる。
- 僕が海外を旅行してるときは、妻がよく電話してくるんですよ。

- Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
- Karım bir çocuk edinmek istiyor.

- 妻は養子をとりたかった。
- 妻はね、養子を欲しがってたんだ。

Karım dışarıda yemeyi sever ve bu yüzden yemek pişirmek zorunda değildir.

- 妻は外食をするのが好きなので、料理をする必要がない。
- 妻は外食が好きで、だから食事を作る必要がないのです。

Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.

このネックレスはとても美しいので、妻に買ってやりたい。

Güzel kadınlar genç ölür- ya da öylesine demişler. Eğer öyleyse benim karım uzun bir hayat yaşayacak.

美人薄命とはいうけれど。ということは、内のかみさんは長生きだな。