Translation of "Derinden" in Japanese

0.012 sec.

Examples of using "Derinden" in a sentence and their japanese translations:

derinden içerlemişti .

深く憤慨 しました。

- Manzaradan derinden etkilendim.
- Manzara beni derinden etkiledi.

その景色は強く私の記憶に残っている。

İzleyici derinden etkilendi.

- 聴衆は深く感動した。
- 観客は深い感銘を受けた。

Hikayeden derinden etkiledim.

私はその物語に深く感動した。

Birbirlerini derinden seviyorlar.

彼らは深く愛し合っている。

Hâlâ onlardan derinden kopuktum.

私自身は深く切り離されていたのです

Hikaye bizi derinden etkiledi.

その話に我々は深く心を動かされた。

Konuşma dinleyicileri derinden etkiledi.

その演説は聴衆に深い感動を与えた。

Gelecek yaşamını derinden düşünüyordu.

彼は自分の将来に思いをめぐらしていた。

Öldüğünü duyduğumda derinden etkilendim.

- 彼の死を聞かせてくれて深く心を痛めた。
- 彼の死を聞かされて深く心を痛めた。

Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi.

彼の講演は聴衆を深く感動させた。

Roma mimarisinden derinden etkilendim.

私はローマ建築に深い感銘を受けた。

O, ona derinden bağlıdır.

彼は彼女にすっかりほれこんでいる。

Ekonomi, siyasete derinden bağlı.

経済は政治と深い関係がある。

Konuşması beni derinden etkiledi.

私は彼のスピーチに心から感動した。

Onun hikayesinden derinden etkilendik.

私たちは彼女の話に深い感情を覚えた。

Onun konuşmasından derinden etkilendim.

- 私は彼の話に深く感動した。
- 彼のスピーチに深い感銘を受けた。

Kibarlığın için derinden minnettarım.

ご好意に対し厚くお礼を申し上げます。

Gezegensel sınırlar derinden birbirleriyle bağlantılı

地球の限界は 互いに密接に関係しています

Birbirimizi derinden görmüyoruz, iyi davranmıyoruz.

互いを深く見つめず 互いを大事に扱いません

Sürücü eski arabasına derinden bağlandı.

運転手は古い自動車に大いに愛着を感じている。

Filmi gördükten sonra derinden etkilendim.

映画を見て感動した。

Seni söyleyebileceğimden daha derinden seviyorum.

私はあなたのことを言葉にできないほど深く愛してる。

Tom Mary'ye derinden aşık oldu.

トムはメアリーにべた惚れだ。

Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.

私達は講演者の雄弁に深い感銘を受けた。

Onun konuşması tarafından derinden etkilendim.

- 私は彼の話に深い感心を受けた。
- 私は彼のスピーチにいたく感動した。

Onların dostluğu bizi derinden duygulandırdı.

彼等の友情が私たちを深く感動させた。

İyiliğin için sana derinden minnettarım.

ご好意を深く感謝します。

...okyanusun ritmiyle derinden bir bağ kuracak.

‎海のリズムと一体化していく

Jack, derinden pişman olmuş gibi görünüyor.

ジャックはその事を深く後悔しているようだ。

İnsanlar onun ani ölümüne derinden üzüldüler.

人々は彼の突然の死を深く悼んだ。

Ben bu haberden derinden rahatsız oldum.

このニュースを聞いて非常に動揺した。

O anne ve babasına derinden bağlıdır.

彼女は両親をとても慕っている。

Bu derinden gömülü okyanusik tektonik tabaka olan

二酸化炭素が 出てくるのは

Derinden gelen gereksinim ve isteklere hitap edebilmeli.

そして心の奥深くのニーズと欲望に 響くものでなければなりません

Yavaş, acı dolu ölümü Napolyon'u derinden üzdü.

苦しみながらゆっくりと死んだその姿に ナポレオンは悲しんだ

Bense onun dünyasını daha da derinden görmeye,

‎彼女の世界を ‎もっと深く知るために

Onun konferansı bize derinden bir izlenim bıraktı.

彼の講義は深い感銘を我々に与えた。

Onun cesur mücadelesinin hikayesi bizi derinden etkiledi.

彼の勇敢な戦いの物語は我々を深く感動させた。

O bütün kalbiyle şarkı söylerken seyirci derinden etkilendi.

彼女は心をこめて歌ったので、聴衆は深い感動をうけた。

Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.

彼は深く感動して、感謝の言葉を述べようとした。

Büyükanne beklenmedik bir şekilde öldüğünde aile derinden sarsıldı.

おばあちゃんが突然死んで家族一同驚いた。

Ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu

突然くっきりと見通せたんです

Mektubu o kadar arkadaşçaydı ki, o derinden etkilendi ve ağlamaya başladı.

あまりにも彼の手紙が優しかったので、彼女は感動して泣き始めた。

"Hey, Tom ve Mary'nin son bölümünde neler oldu?" "Onlar sonunda ayrıldılar. Gerçekten buruktu." "Tanrım! Ve bu kadar derinden aşık olduktan sonra!"

「ねえねえ、『トムとメアリー』の最終回どうなった?」「結局別れちゃったの。まじ切なかった」「えー! あんなに深く愛し合ってたのに」