Translation of "Onlardan" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Onlardan" in a sentence and their japanese translations:

Onlardan hiçbirini sevmiyorum.

- 私は彼らのどちらも好きではない。
- 私はそれらのどちらも気に入りません。
- どちらも好きでない。

Onlardan ikisi boğuldu.

彼らのうち2人がおぼれた。

Onlardan hiçbirini tanımıyorum.

- 私は彼らの両方とも知らない。
- わたしは彼らのいずれも知らない。

Onlardan ikisi odadadır.

二人は部屋にいます。

- Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- Onlardan herhangi birini seçebilirsiniz.

あなたはそれらのうちのどれを選んでもよい。

- O onlardan daha zeki.
- O, onlardan daha zekidir.

- 彼は彼らより頭がいい。
- 彼は彼たちより頭が良いです。

Hâlâ onlardan derinden kopuktum.

私自身は深く切り離されていたのです

Bazı konularda onlardan farklıyız.

われわれはいくつかの点で彼らと違う。

Onlardan bazıları gerçekten iyi.

それらのいくつかは本当に素敵なものです。

Gerçekten onlardan hoşlanmıyor musun?

彼らを本当に嫌いなのですか。

Onlardan bazıları benim arkadaşlarım.

- 彼らの何人かは私の友人です。
- 彼らのうち何人かは私の友達です。

Onlardan hiçbiri mevcut değil.

彼らのうち誰も出席していない。

Onlardan birkaçı tasarıya karşı.

彼らのうち数人がその法案に反対である。

Onlardan iyi haber bekliyorum.

彼らからの朗報を待っているところだ。

Onlardan hiçbiri yaşlı görünmüyordu.

彼ら2人とも年老いてるとは思われなかった。

O onlardan daha zeki.

- 彼は彼らより頭がいい。
- 彼は彼たちより頭が良いです。

Onlardan herhangi birini istemiyorum.

この中に欲しいものはない。

Senin onlardan hoşlanmadığını biliyorum.

君が彼らのことを好きでないのは知っている。

Lütfen onlardan bazılarını götür.

いくつかお取り下さい。

Onlardan biri bir casus.

あの2人のうちどちらかがスパイだ。

Onlardan bazıları intihar etti.

彼らのうち数名は自殺してしまった。

onlardan biri olarak kabul edilmiştim.

彼らの一員として認められました

Onlardan yararlanabilmeniz için arkadaşlarınızı seçin.

あなたのためになるような友人を選びなさい。

Kötü sürücülerin ehliyetleri onlardan alınmalıydı.

悪質なドライバーは免許証を取り上げるべきだ。

Ben, onlardan herhangi birini sevmiyorum.

- 私はどちらも正直ではない。
- その二つとも好きではない。

Onlardan hiçbiri toplantıda mevcut değildi.

彼らのうち、誰もその会合に出席しなかった。

O onlardan arkadaşının intikamını aldı.

彼は彼らに対して友人の復讐をした。

Yoko onlardan bazılarını satın aldı.

洋子はそれらのいくつかを買った。

Onlardan hangisi senin erkek kardeşindir?

彼らのうちどちらがあなたの弟か。

Büyük olasılıkla, onlardan önce varacağız.

きっと私たちの方が彼らよりも前に到着するだろう。

Onlardan ikisi birlikte geri geldi.

二人は元の鞘に収まった。

Onlardan hiçbirinin kazada yaralanmadığını umuyorum.

- あの人たち2人ともその交通事故でけがをしなかったことを、私は願っています。
- 二人ともその衝突事故でケガをしていなかったらいいのですが。

Ama onlardan üç belirgin ders aldım.

生徒達から学んだ 明白な3つの教えがあります

onlardan en iyi şekilde yararlanmayı öğrenebiliriz.

その弱みを最大限に生かす方法を 学ぶことができます

Ama bu ufak kemirgen onlardan değil.

‎でも このネズミは違う

Onlardan her biri kendi paketini taşıyordu.

めいめいが自分の荷物を持って行った。

Onlardan hangisinin onu istediği açık değil.

どちらが望んだのか判然とはしない。

Onlardan bazıları sağlıklı ama bazıları değil.

彼らの中には健康な人もいれば、そうでない人もいる。

Onlardan önce uzun bir kış vardı.

彼らの前には長い冬があった。

Onlardan bazıları çok zor gibi görünüyor.

中にはむずかしそうなのもあるし。

Onlardan hiçbiri onun ne kastettiğini anlayamadı.

彼らのうち誰一人、彼女がほのめかしたことを理解できなかった。

Evet, onlardan bir tür yanıt vardı.

ええ、先方から一応返事はありました。

Onlardan hangisi daha iyi şarkı söyleyebilir?

彼らのうちどちらがうまく歌えるでしょうか?

Onlardan her biri bir şarkı söyledi.

彼らはそれぞれの歌を歌った。

İki kişi anlaşıyorsa onlardan biri gereksizdir.

もし二人の人が常に同じ意見を持っていたら、そのうちの一人は必要ない。

- Onların hiçbiri tanımıyorum.
- Onlardan hiçbirini tanımıyorum.

私は彼らの誰も知らない。

Onlardan bazıları sağlıklı ama diğerleri değil.

彼らの中には健康な人もいれば、そうでない人もいる。

Onlardan bir sürü spontan tekliflerimiz vardı.

彼らから自発的な申し出がたくさんあった。

Aslında onlardan biraz daha fazlasını hak ediyorlardır.

他の人より少しだけ 価値があるという点です

O zamandan beri onlardan hiç haber alınmadı.

それ以来彼らの消息は不明だ。

Ben dört yıldır onlardan bir kelime duymadım.

4年以上も音信不通だったんだよ。

Onların zamanını aldığı için onlardan özür diledi.

彼は時間を取ってしまった事を彼らに謝った。

Onlardan her birine üç kurşun kalem verdim.

私は彼らのめいめいに鉛筆を3本ずつ与えた。

Onlar turistlere yaklaştı ve onlardan para istedi.

- 彼らは旅行者に近付いていって金をくれと頼んだ。
- 彼らは旅行者に近づき、金をねだった。

Onlardan biri bir aktör, birini öldürme numarası yapacak.

その中の1人は俳優で、誰かを殺すふりをするのです。

Onlardan bazıları evet dedi ve diğerleri hayır dedi.

彼らの何人かは賛成したが、残り皆は反対した。

- Onların her ikisi de odadalar.
- Onlardan ikisi odadadır.

二人は部屋にいます。

Dick ebeveynlerine bağlıydı fakat o şimdi onlardan bağımsız.

デイックは両親に養ってもらっていたが、今は両親から独立している。

Üzümleri çok severim ama onlardan çok fazla yiyemem.

ぶどうは好きだけど、そんなにたくさんは食べられないよ。

Peki onlardan biriyle göz göze gelecek olursanız ne olacak?

しかし実際に ヒョウと遭遇したら?

Altı kişi işe başvurdu ama onlardan hiçbiri işe alınmadı.

その職には6人の応募者があったが、誰も採用されなかった。

Güneşin etrafında dönen dokuz gezegen vardır, Dünya onlardan biridir.

太陽をまわる惑星は9つもあり、地球もその1つである。

Onlardan bazıları biraz aşırı olmasına rağmen fikirlerimi kaybetmek istemiyorum.

行き過ぎたものであっても、僕は自分の考えをなくしたくない。

O, sadece İngilizce ve Almanca konuşur, onlardan hiçbirini anlamam.

彼は英語とドイツ語しか話せません。そして私はそのどちらも分かりません。

Söz üstüne söz verdi ve sonra onlardan kurtulmaya çalıştı.

彼はさらに約束を重ねて逃れようとした。

Onlardan her biri gördüğü hakkında bir rapor yazmak zorunda.

彼らはめいめい、自分の見たもののついてレポートを書かねばならない。

Ben bu tişörtleri beğendim ve onlardan üçünü satın aldım.

このTシャツが気に入って3枚も買っちゃった。

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

‎同じアシカ科だが ‎大きさはオットセイの7倍だ

Onlardan 3000 tane almayı kabul edersen, sana %3 indirim yaparız.

3000個お買い上げいただければ、3パーセント割引いたします。

O boşuna onlardan büyük bir meblağ para ödünç almaya çalıştı.

彼は彼らから多額の金を借りようとしたが駄目だった。

Onun ayakkabıları o kadar eskiydi ki parmakları onlardan dışarı çıkıyordu.

- 彼の靴はとても古かったので足の指が靴からはみ出ていた。
- 彼の靴はとても古いので足の先が出ていた。

Üç tane boş oda var. Ancak onlardan herhangi birini kullanamıyoruz.

空き部屋は三つありますが、どれも使用できません。

Onlardan biri, birini katil eden kişinin rolünü oynayacak bir aktör.

その中の1人は俳優で、誰かを殺すふりをするのです。

İnternette yabancılarla tartışmaktan bıktıysanız, gerçek hayatta onlardan biriyle konuşmayı deneyin.

ネット上で赤の他人と口論するのに疲れたのなら、その人と現実で話してみなさい。

Bence insanlar onlardan korkmaktansa saygı göstermeli. Onları korumalıyız ve öldürmeye çalışmamalıyız.

怖がることはないが 敬意を払うべきだ 殺すのではなく 守らねばならない

Ben bu kitapların ikisini de okudum fakat onlardan hiçbiri ilginç değil.

私はこの本の両方とも読んだが、どちらも面白くない。

Onun bazı hataları var fakat onlardan dolayı onu daha çok seviyorum.

彼女には欠点がいくつかあるけど、そのため一層ぼくは彼女が好きなのだ。

Çok sayıda misafir vardı-onlardan çoğu bizim öğretmenin sınıf arkadaşları ve arkadaşlarıydı.

お客様がたくさんいます。その中で先生のクラスメートと友達が多いです。

Bayan tezgahtar bana bir sürü kravat gösterdi, ama ben onlardan herhangi birini beğenmedim.

女店員は私にたくさんのネクタイを見せてくれたが、その中で好きなのは1本もなかった。

Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.

トムは子どもの近くにいるのを好まない。というのは、そのうちの一人から風邪をうつされることをいつも恐れているからだ。