Translation of "Birbirlerini" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Birbirlerini" in a sentence and their japanese translations:

Birbirlerini eleştiriyorlardı.

彼らは互いに非難しあっていた。

Birbirlerini gıdıklıyorlardı.

- 2人はくすぐりあった。
- 彼らはくすぐりっこをした。

İnsanlar birbirlerini sevmeliler.

人々は互いに愛し合わなければならない。

Maymunlar birbirlerini temizliyorlar.

猿たちは互いに毛繕いし合っている。

Onlar birbirlerini sevdiler.

彼らは愛し合うようになった。

Onlar birbirlerini selamladılar.

二人はうなずきあった。

Onlar birbirlerini seviyorlar.

彼らは愛し合っている。

Onlar birbirlerini kucakladı.

彼らは互いに抱きしめ合いました。

Birbirlerini sıkı tuttular.

彼らは互いに抱きしめ合いました。

Birbirlerini derinden seviyorlar.

彼らは深く愛し合っている。

Görünüşe göre birbirlerini görmüşler.

お互いに気づいたようです

Birbirlerini sevmelerine rağmen, ayrıldılar.

彼らは好き同士なのに別れました。

Onlar birbirlerini seviyorlar mı?

彼らはお互いに愛し合っているの?

Şapkalarını kaldırarak birbirlerini selamlıyorlardı.

彼らは帽子をちょっと持ち上げて挨拶した。

John ve Ann birbirlerini seviyorlar.

ジョンとアンは互いに好意を持っている。

Tom ve Sue birbirlerini seviyorlar.

トムとスーは互いに愛し合っています。

Annem ve babam birbirlerini severler.

私の両親はお互いに愛し合っている。

John ve Ann birbirlerini severler.

ジョンとアンは互いに好意を持っている。

Tom ve Mary birbirlerini seviyorlar.

- トムとメアリーは相思相愛の仲だ。
- トムとメアリーは互いに愛し合ってるんだよ。
- トムとメアリーは両想いなんだ。

Onlar asla birbirlerini tekrar görmeyeceklerdi.

彼らは2度と互いに会えない運命であった。

İki erkek çocuk birbirlerini suçlamaya başladı.

その二人の少年はお互いに非難し始めた。

Kadınlar birçok defa başlarıyla birbirlerini selamladı.

その女の人たちはお互いに何度も頭を下げました。

Onlar sürekli olarak birbirlerini geçmeye çalışıyorlar.

彼らは常にお互いの上に出ようとしています。

İki adam suç için birbirlerini suçladı.

二人の男たちは互いに罪をなすりつけあっていた。

Onlar birbirlerini tekrar görmemek üzere ayrıldılar.

彼らは別れて二度と再び会う事はなかった。

Çift birbirlerini tekrar görmemek üzere ayrıldı.

夫婦は別れた後、二度と会う事はなかった。

Fakat bu minik canavarlar genelde birbirlerini avlar.

‎しかし虫たちは ‎お互いを捕食し合う

Oğlan ve kız birbirlerini tanıyor gibi görünüyor.

少年と少女は知り合いらしい。

Tom ve Mary çocukluklarından beri birbirlerini tanımaktadır.

トムとメアリーは子供の頃から互いに知り合いだった。

Bu birbirlerini tanımak için iyi bir fırsattır.

これはお互いを知る良い機会だ。

Birbirlerini takip edebilmek için doğuştan gece ışıkları var.

‎これなら夜でも ‎お互いの位置が分かる

Tom ve Sue 1985 ten beri birbirlerini tanıyorlar.

トムとスーはお互いに1985年以来の知り合いだ。

John ve Mary 1976 yılından beri birbirlerini tanımaktadırlar.

ジョンとメアリーは1976年以来の知り合いです。

Benekli ağaç kurbağaları, geceleri birbirlerini dâhiyane bir şekilde görüyor.

‎ブチアマガエルは ‎賢いやり方で相手を見つける

Haruki ve Machiko birbirlerini yeniden gördükleri için çok mutlulardı.

春樹と真知子はたがいに再会できてうれしかった。

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı.

2人は何年ぶりかで会ったように、心をこめて握手していた。

İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.

2人は完全に理解し合い、お互いの長所を尊重していた。

Her zaman birlikte olmak için, benim Japon sınıf arkadaşlarım birbirlerini çok iyi tanımaya başladı.

私の日本の級友達は、いつも一緒にいるので、お互いに大変よく知り合うことになりました。