Translation of "Evini" in Japanese

0.019 sec.

Examples of using "Evini" in a sentence and their japanese translations:

Kız evini özlüyordu.

その少女はホームシックにかかっていた。

Evini yıldırım çarptı.

彼の家に雷が落ちた。

Marcus'un evini gördüm.

マーカスの家を見た。

Sonunda evini buldum.

私はやっと彼の家を見つけた。

Geçenlerde evini ziyaret etti.

先日、彼は彼女の家を訪問した。

Evini boyattırmana gerek yoktu.

君は家をペンキ塗りしてもらう必要はなかったのに。

Orada onun evini görebiliriz.

あそこに彼の家が見えます。

O eski evini sattı.

彼は古い家を処分した。

O evini satışa koydu.

彼は家を売りに出した。

O, evini kolaylıkla bulabildi.

彼はたやすく彼女の家を探すことが出来た。

Onun yeni evini kıskandım.

彼の新しい家をうらやんだ。

Ben onun evini bulamadım.

彼の家を見つけだせなかった。

Bana evini satar mısın?

あなたの家を売ってくれませんか。

O, evini satışa koydu.

彼女は家を売りに出した。

O, evini ateşe verdi.

彼は自分の家に放火をした。

Onun evini bulmakta zorlandım.

彼の家を見つけるのに苦労した。

Onun evini bulmak kolay.

彼の家は見つけやすい。

Onun evini kolayca buldum.

私は彼の家をたやすく見つけた。

Ben Marcus'un evini gördüm.

マーカスの家を見た。

Tom'un evini yıldırım çarptı.

トムの家に雷が落ちた。

Yıldırım Tom'un evini vurdu.

トムの家に雷が落ちた。

Evini bulmakta zorluk çekmedim.

- あなたの家を探すのにまったく困難はなかった。
- あなたの家を見つけるのに、何の苦労もありませんでしたよ。

Tom Ann'e evini satmasını önerdi.

トムはアンが家を売るように提案した。

Bugünlerde evini ziyaret edebilir miyim?

そのうちお宅にお伺いしてもいいでしょうか。

Ben büyükannemin evini ziyaret ettim.

僕はおばあちゃんの家を訪ねたんだ。

Sen onun evini görmek zorundasın.

彼女を家まで送らなきゃ。

O evini yangına karşı sigortaladı.

彼は家に火災保険をかけた。

O evini 50000 dolara sattı.

彼は家を5万ドルで売った。

Yarın senin evini ziyaret edeceğim.

明日お宅に伺います。

Dün halasının evini ziyaret etti.

彼女は昨日叔母さんの家に泊まった。

Polis,Tom Smith'in evini araştırdı.

警察はトム・スミスの家を家宅捜索した。

Onun evini bulmada zorluk çekmedim.

私は難なく彼の家を見つけた。

Biz adamın evini satın aldık.

私たちはその男の家を買った。

O, kendi evini ateşe verdi.

彼は自分の家に火をつけた。

Ben onun evini sattığını duyuyorum.

彼は家を売ったそうだ。

Geçen ay o, evini beyaza boyattı.

先月彼は家を白く塗ってもらった。

Yeni evini yangına karşı sigorta ettirdi.

彼は新築の家に火災保険をかけた。

Onun evini bulmada biraz sorun yaşadım.

彼の家を見つけるのに少し苦労した。

O, evini kaya üzerine inşa etti.

彼は岩の上に家を建てた。

Yarın Bay Brown'ın evini ziyaret edeceğim.

明日私はブラウンさんのお宅を訪問します。

Evini bir görsen, yoksul olduğunu anlarsın.

彼の家を見ると彼が貧乏であることがわかる。

Onun evini sık sık ziyaret ettim.

私は彼のところへたびたび足を運んだ。

Onun evini bulmakta biraz zorluk çektik.

彼の家を見つけるのに時間がかかった。

- Evini niye sattın?
- Evinizi neden sattınız?

なんで家を売ったの?

Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

一体全体どうして新築した家を売ってしまったのですか。

Ben caddeyi bulabildim ama onun evini bulamadım.

通りを見つけることはできたが、彼女の家は見つけられなかった。

Tom o zaman evini satmamakla akıllılık etti.

あの時家を売らなかったトムは賢明だった。

Onun evini bulmak bizim için kolay değildi.

私たちが彼の家をみつけるのは容易ではなかった。

Dün onun evini bulmada biraz sorun yaşadım.

昨日、彼女の家を探すのにちょっとばかり手間取った。

Onlar intikam için komşularının evini ateşe verdi.

彼らは復讐として隣人の家に火をつけた。

Bir öğrenci büyük oyun yazarının evini ziyaret etti.

学生が偉大な劇作家の家を訪問した。

Bay Hilton evini satmak isteyince gazeteye ilan verdi.

ヒルトン氏は家を売りたくなって新聞に広告をだした。

O borca batmıştı ve evini elden çıkarmak zorundaydı.

彼は借金で首が回らなくなり、家を手放さざるえなかった。

Yüksek bina onların evini güneş ışığından yoksun bıraktı.

高層ビルのせいで、彼らの家は陽射しを奪われた。

- Evinizi ona satar mısınız?
- Evini ona satacak mısın?

彼に家を売るつもりですか。

Bay Hilton evini satmak istediğinde gazeteye ilan verdi.

ヒルトン氏は家を売りたくなって新聞に広告をだした。

Uzun boylu bir ağaç evini bizim bakışımızdan sakladı.

高い木に隠れて彼の家は我々の目から見えなかった。

O evini finanse etmek için bankadan ödünç para aldı.

彼は新しい家を買うため銀行から金を借りた。

Onların evini ziyaret ettiğimde çift, bir tartışmanın tam ortasındaydı.

私が彼らのアパートを訪問したとき、夫婦は議論の真っ最中だった。

- O bir satıcı kılığına girdi ve onun evini ziyaret etti.
- Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.

彼はセールスマンに変装して彼女の家を訪れた。

O borç batağına saplanmıştı ve evini elden çıkarmak zorunda kaldı.

彼は借金で首が回らなくなり、家を手放さざるえなかった。

Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.

家の価値が上がったおかげで、彼は家を売って大きな利益を得た。

Onun yeni evini beğeniyorum ama onun bu kadar küçük olmasını beklememiştim.

- 彼の新しい家を私は気に入ったが、そんなに小さな家だとは思っていなかった。
- 彼の新しい家はいいと思うが、こんなに小さな家だとは思っていなかった。

- Polis, Tom Smith'in evini aradı.
- Polis, Tom Smith'in evinde arama yaptı.

警察はトム・スミスの家を家宅捜索した。

Birkaç defa Bay Yamada'nın evini aradım fakat hiç kimse telefona cevap vermedi.

山田さんの家に何度か電話したけれども、誰も出なかった。

Tom bu bahar, anne ve babasının evini terk etti ve o zamandan beri yalnız yaşıyor.

トムはこの春から親元を離れて一人暮らしをしている。