Translation of "Bilgi" in Japanese

0.026 sec.

Examples of using "Bilgi" in a sentence and their japanese translations:

Bilgi Çağı.

「情報化時代」です

Bilgi güçtür.

- 知識は力なり。
- 知識はちからなり。

- Özellikli bilgi istiyorum.
- Spesifik bilgi istiyorum.
- Belirli bir bilgi istiyorum.

- 具体的に話して欲しい。
- 具体的な情報が欲しい。

Bilgi veri değildir,

事実とはデータではありません

Sonunda, bilgi aldık.

ついに我々はその情報を手に入れた。

Bilgi çoğunlukla yanlıştır.

データはしばしば不正確だ。

Bilgi oldukça faydasızdı.

その情報は全く役に立たなかった。

Bilgi bilgisayara yüklendi.

そのデータはコンピューターに入力された。

Maalesef bilgi doğru.

その報告は残念ながら事実だ。

Bilgi istemekten çekinmeyin.

知識を求めるのにためらってはいけない。

Bilgi için teşekkürler.

教えていただいてありがとう。

Bu bilgi gizlidir.

この情報は秘密です。

Bilgi için teşekkür ederim.

- 情報をありがとうございます。
- 教えていただいてありがとう。

Daha fazla bilgi istiyoruz.

より詳しい情報がほしい。

Daha fazla bilgi toplamalısın.

もっと情報を集めねばならない。

Adam bir bilgi kaynağıydı.

その男は知識の泉ともいうべき人だった。

Bence polisten bilgi saklıyor.

彼女は警察に情報を提供するのを見合わせていると思います。

Bize faydalı bilgi verdi.

- 彼は私達に有益な知識を与えてくれた。
- 彼は私たちに有益な知識を示してくれた。
- 彼は私たちな有益な知識を与えてくれた。

O, ilginç bir bilgi.

面白そうな話だ。

Bilgi sızmış gibi görünüyor.

情報が外部に漏れたらしい。

O, ortak bir bilgi.

みんな知ってることだろ。

Lütfen bilgi masasında sor.

受付で聞いてご覧なさい。

Daha detaylı bilgi istiyorum.

もっと詳しい情報が欲しい。

Kitap okuyarak bilgi alırım.

私は本を読むことによって知識を得る。

Bu bilgi doğru mu?

この情報は正しいか。

O biraz bilgi topladı.

彼はいくらかの情報を集めた。

Biz bilgi toplamak zorundayız.

情報を収集しなければならない。

- O faydalı bir bilgi parçası.
- O faydalı bir bilgi parçasıdır.

- それは役に立つ情報ですよ。
- それは役に立つ1つの情報です。

- Dünyayı değiştiren iletişimdir, bilgi değil.
- Dünyayı değiştiren bilgi değil iletişimdir.

世界を変えるのは情報ではなくコミュニケーションだ。

Klasiklerle ilgili birkaç iç bilgi.

古典映画のネタバレがいくつかあります

Bu bilgi mahrem, sır değil.

それはプライベートな情報であり 秘密というわけではありません

Bilgi edinmenizin bir manası olmayacaktır.

情報を集めても しょうがないので

Bilgi, parça parça basına sızdırılıyor.

情報は新聞社にぽつりぽつりと洩れているよ。

Bana verdiğin bilgi az kullanılır.

君が僕に教えてくれた情報はあまり役に立たない。

Bir bilgi sayacı var mı?

館内に案内所がありますか。

Moteller hakkında biraz bilgi istiyorum.

モーテルに関する情報をください。

Oteller için bilgi merkezi nerede?

ホテルの案内カウンターは、どこですか。

Bana bir parça bilgi getirdi.

ニュースを一つ持ってきた。

Kitaptan birçok değerli bilgi alabiliriz.

その本からたくさんの貴重な情報を得ることができる。

Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir.

旅は情報収集が重要。

Geçmiş deneyimleri hakkında bilgi aldılar.

彼らは彼の過去の経験について尋ねた。

O bilgi sağlamaya söz verdi.

彼は情報を提供してくれると約束した。

Bilgi sınırlıdır; bilgelik daha sınırlı.

知識は欠乏しており、知恵はさらに乏しい。

O onlara bilgi vermeyi reddetti.

彼は彼らにその情報を提供するのを拒否した。

Perry ondan değerli bilgi aldı.

ペリーは彼から貴重な情報を入手した。

Biz yeni bir bilgi aldık.

私たちはいくつかの新しい情報を受け取った。

Maalesef bu bilgi güvenilir değil.

このデータは信用できないと思う。

Bu bilgi savunma için önemsizdir.

このデータはその議論にとって重要だ。

O faydalı bir bilgi parçasıdır.

それは役に立つ1つの情報です。

- Bu dağ hakkında bilgi sahibi olmak istiyorum.
- Bu dağ hakkında bilgi edinmek istiyorum.

この山について知りたいです。

Lütfen bize daha fazla bilgi gönderin.

新しい資料をお送りください。

Yeni bilgisayarların hakkında biraz bilgi istiyorum.

貴社の新しいコンピューターについての情報を、いくつかいただきたいのですが。

Londra'da Anderson Antik dükkanında bilgi arıyorum.

ロンドンのアンダーソン骨董店の情報を探しています。

Perry Drake'den bilgi almaya karar verdi.

ペリーはドレークから情報をもらうことにした。

Bilgi toplamak için aşağıdaki dergileri inceledik.

データ収集のため、次の雑誌を調査した。

Bilgi toplamak için aşağıdaki deneyi yaptı.

データを収集するため、次の実験を行った。

O, yararlı bir bilgi parçası değil.

それは有益な情報ではない。

Bu bilgi bizim için çok önemlidir.

その情報は私達にとっては非常に重要です。

Size gerçeklerle ilgili bilgi verdi mi?

彼は君にそのことを話したか。

Başka yerde bilgi aramaya karar verdi.

彼はほかに情報を求めることにした。

Hastane ücretiniz hakkında bilgi almak istiyorum.

入院費についておたずねしたいのですが。

Mümkün olduğu kadar çok bilgi almalıyız.

私たちは出来るだけたくさんの情報を集めなければいけません。

Polis, ondan önemli bir bilgi aldı.

警察は彼から重要な情報を得た。

Daha çok bilgi için ofise başvurun.

詳細は事務所に照会してください。

Bu sözlük pek çok bilgi içermektedir.

この辞書には情報がたくさん入っています。

O bize biraz faydalı bilgi verdi.

彼女は私たちに役に立つ情報をくれました。

Sadece konuşmalarının yüzde 25'ini bilgi aktarmaya

トーク中の事実は25%のみで

Bir bilgi, sosyal medyada gözümüzün önüne düştüğünde

ソーシャルメディアにおいて 情報がまさに目の前に表示されれば

Bu tamamen beceri, bilgi ve riskle ilgili.

スキルと知識とリスクだ

Bu tip konular insanın bilgi sınırlarının ardındadır.

そういう事は人知の及ばない事だ。

Başka bilgi eklemek istersen lütfen bize bildir.

他に記載すべき情報があれば教えてください。

Komşu ülke için bilgi sızıntılarıyla yüklüdür,polis.

警察は彼を、隣国に情報を流したという罪に問った。

O bilgi sahibi olur olmaz bizi bulacak.

彼は情報が入りしだい、私たちに連絡してくるでしょうから。

Fiber-optik kablolar büyük miktarda bilgi taşıyabilirler.

光ファイバーケーブルは膨大な量の情報を搬送できる。

Teknik bilgi eksikliği, onun terfi ettirilmesini engelledi.

- 彼の専門的知識の欠陥が昇進を妨げた。
- 彼の専門知識の欠落が彼の昇進を阻んだ。

Yeni proje ile ilgili patronuma bilgi verdim.

私は上司に新しいプロジェクトについて情報を提供した。

Mümkün olduğu kadar fazla bilgi almak istiyorum.

私は、できるだけ情報が欲しいのです。

Bu bilgi olması gerektiği kadar güncel değil.

この情報は当然最新であるべきなのに、実際はそうでない。

Onun sınavdaki başarısızlığı hakkında bana bilgi verildi.

彼が試験に失敗したという知らせをうけた。

Ve insanlara beklediklerinden çok daha fazla bilgi verirseniz

予期される量をはるかに超える 情報を出したりすれば

Ve bu bilgi teknolojilerini nasıl yarattığımız hakkında düşünmeliyiz

また それらが私たちのテクノロジーに どのように情報を供与するかを考え

Ve bilgi ve barış için yeni umutlar var.

そして、知識と平和への新たな希望があります。

Bilimsel bilgi 16.yüzyıldan beri büyük ölçüde ilerledi.

科学的知識は16世紀以来大いに進歩してきた。

Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.

案内人は私たちにホテルの場所を間違えて教えた。

Televizyon bilgi sağlamak için çok önemli bir araçtır.

テレビは情報を与えるための非常に重要な媒体である。

Televizyon bilgi vermek için çok önemli bir araçtır.

テレビは情報を与えるための非常に重要な手段である。

Japon öğrencilerin bilgi toplamada çok iyi olduklarını düşünüyorum.

日本の学生は知識を蓄積する事は大変得意だ。

Bilgi ana bilgisayardan sizinkine aktarılabilir, ve tam tersi.

データは、メインコンピューターから自分のものに転送できるし、またその逆もできる。

Modern toplum her türlü bilgi ile dolup taşıyor.

現代社会はありとあらゆる情報があふれている。

İhtiyacımız olan bilgi çeşidi her zaman mevcut değil.

私たちが必要とする情報は必ずしも手に入らない。

Lütfen teklifiniz hakkında daha fazla bilgi sağlar mısınız?

ご提案について詳しく説明してください。

Daha fazla bilgi için, sayfa 16'ya bakın.

さらに詳しくは16ページ参照。

O bilgi parçasına son erişilmesinin üzerinden uzun zaman geçti

そのデータを最後に使ってから 長い時間が過ぎているのなら

Ona yerel koşullar hakkında biraz bilgi verebilirsen müteşekkir olurum.

彼に現地の情報を教えてくださるよう、お願いいたします。

Bana e-posta ile biraz daha bilgi gönderir misin?

もしよかったらeメールでもっと情報を送ってもらえますか?

Size progeria ile ilgili biraz daha bilgi vermek istiyorum.

ここでプロジェリアについて もう少し詳しくお伝えします

Tom Mary'nin geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyor.

トムさんは、メアリーさんの過去についてもっと知りたいです。