Translation of "Aldık" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Aldık" in a sentence and their japanese translations:

Sonunda, bilgi aldık.

ついに我々はその情報を手に入れた。

Gerekli önlemleri aldık.

私たちは必要な処置を講じた。

İşte böyle, onu aldık.

つかまえたぞ

Rahat bir nefes aldık.

私はほっとして 息をつきました

Eve doğru yol aldık.

帰ることにしました

Onun ölüm haberini aldık.

我々は彼が死んだという知らせを受けた。

Avrupa'daki seyahatlerimizden zevk aldık.

我々はヨーロッパの旅を楽しんだ。

TV izlemekten keyif aldık.

私たちはテレビを見て楽しんだ。

Bu sandalyeyi bedavaya aldık.

私達はこの椅子をただで手に入れた。

Nehirde yüzmekten zevk aldık.

- 私達は川で泳いで楽しんだ。
- 私たちは川で泳ぐ事を楽しんだ。
- 私たちは川での泳ぎを楽しんだ。

%5 faizle borç aldık.

私達は5%の金利で借りた。

Mektubumuzun alındığı bildirimini aldık.

こちらの手紙を受け取ったという通知が来た。

Amerika'dan çok sipariş aldık.

アメリカからたくさん注文がきている。

Biz partiden zevk aldık.

私達はパーティーで楽しくすごした。

Yani timsahları mercek altına aldık;

現存する生物の中で 最も近い親戚です

Başka bir yasal tehdit aldık.

再び 法的措置で脅されました

Partinin her dakikasından zevk aldık.

初めから終わりまで楽しかった。

Geçen yıl çok kar aldık.

去年は雪が多かった。

Geçen yıl çok yağmur aldık.

- 去年は雨が多かった。
- 去年は雨がたくさん降った。

Karanlığın örtüsü altında yol aldık.

我々は夜陰に乗じて進んだ。

Biz oyunu izlerken keyif aldık.

- 私たちはその試合を見て楽しんだ。
- 我々は試合を見て楽しんだ。

Biz tenis oynamaktan keyif aldık.

- 私たちはテニスを楽しんだ。
- 私たちは、テニスをして楽しみました。
- 我々はテニスを楽しんだ。

Bir paund çay satın aldık.

我々はお茶を一ポンド買った。

Yağmura rağmen tatilimizden zevk aldık.

雨は降ったが、私たちは休日を楽しんだ。

Biz nihai bir karar aldık.

われわれは最終的決定を行った。

Tartışmada onun yanında yer aldık.

その論争で我々は彼に味方した。

Biz bir çocuğu evlatlık aldık.

- 私達は子供を養子にした。
- 私たちは養子をもらった。

Bu ay çok yağış aldık.

- 今月は雨が多かった。
- 今月は雨がたくさん降った。

Biz TV izlemekten keyf aldık.

私たちはそのテレビを見て楽しんだ。

Birlikte rahat bir nefes aldık.

こぞって安堵の吐息をついた。

Biz bir yuvarlak masa aldık.

私たちは丸いテーブルを買った。

Onun hikayesinden oldukça zevk aldık.

- 私達には彼女の話が非常に面白かった。
- 私たちは彼女の話が非常に面白かった。

Biz futbol oynamaktan zevk aldık.

私達はフットボールで楽しんだ。

Beyzbol oyunu izleyerek keyf aldık.

私たちはその野球試合を楽しく見た。

Biz adamın evini satın aldık.

私たちはその男の家を買った。

Bu yaz az yağmur aldık.

今年の夏はほとんど雨が降らなかった。

Biz büyük bir paket aldık.

我々はおおきな包みを受け取った。

Biz yeni bir bilgi aldık.

私たちはいくつかの新しい情報を受け取った。

Bu kış çok kar aldık.

この冬は雪がたくさん降りました。

Sadece iki parça mobilya aldık.

私たちは家具を二つちょうど購入したところだ。

Biz arabayı 12,000 dolara aldık.

私達はその自動車を12、000ドルで買った。

Birlikte şarkılar yazdık ve kayıt aldık.

曲を書き レコーディングしました

Biz pembe ısmarladık fakat mavi aldık.

- ピンクを注文したのに、ブルーを受け取りました。
- ピンクを注文したのに、青いのが届いたんです。

Biz bu yıl çok yağmur aldık.

- 今年はよく雨が降った。
- 今年は雨が多い。

Biz geçen yıl çok yağmur aldık.

昨年は雨が多かった。

Biz yolda kısa bir dinlenme aldık.

途中で少し休みました。

- Çok içki içtik.
- Çok alkol aldık.

私たちはたくさんお酒を飲んだ。

Uçak biletlerimizi iki ay önceden aldık.

私たちは前もって2カ月前に航空券を買った。

Pazardan biraz sebze ve balık aldık.

私たちは市場で野菜と魚を買った。

Sık sık sinemaya gitmekten keyif aldık.

私たちはよく映画に行って楽しんだものだ。

Tıka basa pizza ve bira aldık.

私たちはピザとビールをたらふく食べた。

Onu önlemek için güçlü önlemler aldık.

私たちはそれを防止する強硬な対策を講じた。

Sizi misafirimiz olarak ağırlamaktan zevk aldık.

あなたにお越し頂いて楽しかったです。

Biz yüksek faizle para ödünç aldık.

- 私たちは高金利で金を借りた。
- 高金利で金を借りた。

Pasifik Okyanusundaki uzun bir yolculuktan zevk aldık.

私達は太平洋の長い航海を楽しんだ。

Biz dün gece şiddetli bir yağış aldık.

昨夜は激しい雨が降った。

Bu kış umduğumuzdan daha az kar aldık.

この冬は予想していたより雪が少なかった。

40 yılı aşkın bir süredir barıştan keyif aldık.

我々は40年以上も楽しむ場を享受している。

Bütün hafta çalıştıktan sonra pazar günü ağırdan aldık.

まる1週間働いたので日曜日はのんびりしました。

Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.

- 私たちは新しい家を8万ドルで買った。
- 私たちは新居を八万ドルで購入した。

Bir bambu bisikletin nasıl yapıldığıma dair yönergeler aldık.

私たちは竹かごの作り方を教わった。

General Motors hisse senetlerinin 10.000 hissesini satın aldık.

私達はGMの株を1万株買った。

Biz onu bir asistan olarak onu işe aldık.

私たちは彼女を助手に雇った。

Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.

大丈夫 次はできるよ いい教訓だった

O kısma doğru yaylandık, hidratize sebzelerle dolu paketi aldık

水で戻し 袋に入れた 野菜を携えて遊泳し

Biz oturma odamızın yarısını kaplayan büyük bir piyano aldık.

私たちは居間の半分の場所を取るグランドピアノを買った。

Ama ihtiyacımız olanı aldık, bu iyi. Bakın, günün sıcaklığının geçtiği anlaşılıyor.

でも収穫があったな それに暑さが和らいでる

Yandaki bayan artık onu istemediği için biz bu sandalyeyi boşuna aldık.

お隣のご夫人が要らないというので、私たちはこの椅子をただで手に入れた。

O mağazadan bir kamera, bir saat ve bazı yemek takımları satın aldık.

私達はあの店でカメラと時計と何枚かの皿を買いました。