Translation of "Bekliyor" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Bekliyor" in a sentence and their japanese translations:

- Herkes seni bekliyor.
- Herkes sizi bekliyor.

みんな君を待っているんだよ。

- Tom sizi bekliyor.
- Tom seni bekliyor.

トムがあなたを待っています。

Taksi dışarıda bekliyor.

タクシーが外で待っていますよ。

Aktörler sahnede bekliyor.

俳優達は舞台の上で待っている。

Birini bekliyor musun?

誰かが来るのを待ってるの?

Araba kapıda bekliyor.

自動車を門の外に待たせてある。

Birini bekliyor muydun?

誰か待ってたの?

Herkes seni bekliyor.

みんな君を待っているんだよ。

Tom muhtemelen bekliyor.

- トムは多分待っている。
- トムは多分待ってる。

Tom, Mary'yi bekliyor.

トムはメアリーが来ることを期待して待っている。

Beni bekliyor muydun?

私を待っていたの?

Berlin'de bekliyor olacağım.

ベルリンで待っているよ。

Tom seni bekliyor.

トムがあなたを待っています。

Hepsi gece karanlığını bekliyor.

‎暗くなるのを待っている

Yedide otobüs bekliyor olacağım.

7時にバスを待つ事になっています。

Onlar seni bekliyor olmalılar.

彼らは君を待っているにちがいない。

O, otobüs durağında bekliyor.

彼はバス停で待ってます。

O, bir saattir bekliyor.

彼は1時間待っている。

O, onu bekliyor olacak.

彼は彼女を待っているだろう。

O, seni bekliyor olacak.

彼はあなたを待っているでしょう。

Tom barda Mary'yi bekliyor.

トムはバーでメアリーを待ってるんだ。

Tom ne için bekliyor?

トムは何を待っていますか。

Tom lobide seni bekliyor.

トムがロビーで待ってるよ。

Tom yarım saattir bekliyor.

トムは、30分ほど待ち続けている。

Biri seni bekliyor mu?

誰かが待ってるの?

Araba, kapının önünde bekliyor.

車が門の前で待機しています。

O bir çocuk bekliyor.

彼女は妊娠中です。

Araba kapının önünde bekliyor.

車が門の前で待機しています。

John platformda Mary'yi bekliyor.

ジョンはプラットホームでメアリーを待っている。

Ken trenin gelişini bekliyor.

ケンは電車の到着を待っている。

O çocuklar annelerini bekliyor.

あの子供たちはお母さんを待っています。

Odamda sizi bekliyor olacağım.

私は部屋であなたを待っているでしょう。

Uzun süre bekliyor musun?

すごく待ちましたか。

Otuz dakikadır onu bekliyor.

彼女は30分彼を待っています。

Tom lobide Mary'yi bekliyor.

トムならロビーでメアリーを待ってるよ。

Şimdi istasyonda bekliyor olabilir.

彼女は今ごろ駅で待っているかもしれない。

Tom evde Mary'yi bekliyor.

トムなら家でメアリーを待ってるよ。

Şehirli avcılar da hazırda bekliyor.

‎ここには都会の捕食者もいる

Babam; onu yarın aramanı bekliyor.

父は明日、あなたからの電話をお待ちしております。

O, her zaman övgü bekliyor.

彼はいつも誉めてもらうことを期待している。

O, uzun süredir burada bekliyor.

彼はここでかなりの時間待っていた。

Doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.

彼女は自分の誕生パーティーを楽しみにしている。

Misafirimiz alt katta bizi bekliyor.

私たちの客が下で待っています。

O bir telefon görüşmesi bekliyor.

彼は、電話がなるのを待つ。

Tom süpermarketin önünde Mary'yi bekliyor.

トムはスーパーの前でメアリーを待っている。

Şeytan haçın arkasında pusuda bekliyor.

寺の隣に鬼が住む。

O, haziranda bir çocuk bekliyor.

彼女は6月に赤ん坊が生まれる予定です。

Anne, acele et! Herkes bekliyor.

お母さん早く! みんな待ってるよ!

Tom, nerelerdesin? herkes seni bekliyor!

トムどこにいるの? みんな探してるよ!

Biri alt katta seni bekliyor.

- 下階で誰かがあなたを待っていますよ。
- 下でどなたかがお待ちですよ。

Tom Mary'den çok şey bekliyor.

トムはメアリーに期待しすぎている。

Mary dışarıda bekliyor, değil mi?

- メアリーは外で待ってるんだよね。
- メアリーが外で待ってるんでしょ?

- Ben saat altıya kadar Tom'u bekliyor olacağım.
- Altıya kadar Tom'u bekliyor olacağım.

6時までトムが来るのを待ってるよ。

Genç bir adam seni dışarıda bekliyor.

若い人が外であなたを待っています。

İki beyefendi sizi görmek için bekliyor.

2人の紳士があなたを待ち続けています。

Annem beni her an bekliyor olacak.

母は今にも私が来るかと待っているだろう。

O uzun bir süre burada bekliyor.

彼はここでかなりの時間待っていた。

- Tom'u mu bekliyorsunuz?
- Tom'u bekliyor musunuz?

トムが来るのを待ってるの?

Yarın sabah seni istasyonda bekliyor olacağım.

明日の朝、駅であなたをお待ちしております。

O, Tohoku bölgesine gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

彼女は東北地方に行くのを楽しみにしています。

Her zamanki yerde seni bekliyor olacağım.

いつもの場所で待っています。

Onun gerçeği söyleyeceğini gerçekten bekliyor muydunuz?

あなたはほんとうに彼があなたに真実を告げると思っていたのですか。

Bütün o insanlar Tom'u mu bekliyor?

あの人たち皆、トムのこと待ってるの?

O onun cumartesi öğleden sonra geleceğini bekliyor.

彼女は彼が土曜の午後姿をみせるのを期待している。

O yaklaşık iki saattir seni bekliyor olacak.

彼は2時ごろあなたを待っているでしょう。

Sen oraya vardığında o seni bekliyor olacak.

到着したら彼があなたを待っているでしょう。

Köpeğimi bulan kişiyi burada bir ödül bekliyor.

私のイヌを見つけた人には報酬が出ます。

Ancak bilim adamları bu sayının artmasını bekliyor.

でもこれからさらに数字は上ります。

Belki o bile şu anda istasyonda bekliyor.

もしかしたら彼は駅で今も待ってるかもしれない。

Sular yükselene kadar... ...onu zorlu bir gece bekliyor.

‎潮が満ちるまで‎― ‎過酷な夜を過ごす

Şimdi kapatmak zorundayım. Biri telefonu kullanmak için bekliyor.

もう電話を切らなくてはなりません。電話が空くのを待っている人がいるのです。

Ted mezuniyetten sonra yurt dışına gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

テッドは卒業旅行に行くことを楽しみにしています。

- Bir şey bekliyor musun?
- Bir şeyi mi bekliyorsun?

何か待ってるの?

Bay Sato diye biri sizi görmek için bekliyor.

佐藤さんという人があなたに会うために待っています。

Ben az önce istasyona vardım.Seni kütüphanede bekliyor olacağım.

いま駅着いた。図書館で待ってるね。

Ben onun şu anda muhtemelen istasyonda bekliyor olduğunu düşünüyorum.

彼女は今ごろ駅で待っているのではないかと思います。

Açlar ve tamamen annelerine bağımlılar. Anneyi yoğun bir gece bekliyor.

‎腹を空かせた子供たちには ‎母親が頼りだ ‎忙しい夜になりそうだ

Firma, işçilerine üniformalarını sağlıyor ama onların düzenli olarak temizlenmesini bekliyor.

その会社は従業員に制服を支給しているが、彼らは定期的にそれらを洗濯するように言われている。

Seçim sizin. Kararınız neyse onu yapacağım. Bir karar verin. Dana bizi bekliyor.

君の決断に従うよ デーナが待ってるぞ

İyi ruh hali içindeki herkes yarın başlayacak olan beş günlük tatili dört gözle bekliyor.

明日から5連休だから、みんなルンルン気分だね。