Translation of "Azarladı" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Azarladı" in a sentence and their japanese translations:

Çocuk azarladı.

その少年はしかられた。

Tom, Mary'yi azarladı.

トムはメアリーを叱った。

O, onu azarladı.

彼は彼女をしかった。

Zayıflığından onu azarladı.

彼は彼女の弱気を叱った。

Utancın sesi beni azarladı,

それから自分を叱る 恥の気持ちの声を聞きました

Patron onu tekrar azarladı.

彼はまた上司にがみがみ言われたところです。

Öğretmen suçsuz yere öğrenciyi azarladı.

先生は生徒を意味も無く叱った。

Öğretmen öğrencileri ciddi olarak azarladı.

その先生は厳しく生徒を叱った。

Tembel olduğu için oğlunu azarladı.

息子が怠けているので、彼女はしかった。

Öğretmen, gürültücü olduğu için sınıfını azarladı.

先生はクラスが騒がしいのでしかった。

O, ödevini yapmadığı için onu azarladı.

宿題をしてこなかったので私は彼を叱った。

Profesör, dersi atlattığı için John'u azarladı.

教授は授業をサボったジョンを叱った。

Arkadaşlarım beni aptal davranışım için azarladı.

- 友人達は私が馬鹿なことをしたと叱った。
- 友達は私の愚かな行動を叱ってくれた。

Babam dakik olmadığım için beni azarladı.

父は私が時間を守らないと言って叱った。

O, tembel olduğum için beni azarladı.

- 彼は私を、怠慢であることで叱った。
- 彼は私を、怠慢だと叱った。
- 彼は私を、怠慢だと言って叱った。

O, geç kaldığı için onu azarladı.

彼女は彼の遅刻を叱った。

Ev ödevini yapmadığı için onu azarladı.

彼女は彼が宿題をしていないので怒った。

Kapıyı açık bıraktığı için onu azarladı.

彼はドアを開けっ放しにしておいたと彼女をしかった。

Eve çok geç geldiği için çocuğu azarladı.

帰ってくるのが遅いといって彼女は子供を叱った。

Eve çok geç geldiği için kızını azarladı.

彼女は帰宅が遅すぎると娘を叱った。

Annem onlarla dalga geçtiğim için beni azarladı.

お母さんは僕が彼らをからかったことを叱った。

Kapıyı açık bıraktığı için o onu azarladı.

彼女は彼を叱った。なぜならドアを開けっ放しにしたからだ。

Patronum sık sık işe gelmediğim için beni azarladı.

上司はよく欠勤するといって私を叱った。

Testte iyi yapmadım bu yüzden ebeveynlerim beni azarladı.

テストの点が悪かったので、親にガミガミ言われた。

Geç saatlere kadar dışarıda olduğu için oğlunu azarladı.

彼女は息子が遅くまで出歩いたと言って大声で叱った。

Baba eve çok geç geldiği için Junko'yu azarladı.

父はジュンコがそんなに遅く帰宅したので叱った。

Annesi akşam yemeğine geç kaldığı için onu azarladı.

母親は彼女が夕食に遅れたことをしかった。

Patronum ofis telefonundan özel görüşme yaptığım için beni azarladı.

上司は会社の電話で私用の電話をかけたといって私をひどく叱った。

Küçük köpeğin sahibi onu boynundan tuttu ve onu azarladı.

小さな犬の飼い主は首を捕まえてしかりつけました。

Tom Mary'yi geç kalacağını söylemek için aramadığından dolayı azarladı.

- トムは遅れるという電話をしなかったメアリーを叱った。
- トムは遅くなるという電話をしなかったメアリーを怒った。

O sadece bana yardım etmeyi reddetmedi fakat aynı zamanda beni azarladı.

彼は私を助ける事を拒否しただけでなく、私をしかった。