Translation of "Arkadaşlarıyla" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Arkadaşlarıyla" in a sentence and their japanese translations:

Daireyi arkadaşlarıyla paylaştı.

彼女はアパートを、友達と共同で使っていた。

O arkadaşlarıyla oynuyor.

彼女は友人たちと遊んでいる。

Arkadaşlarıyla iyi geçiniyor.

彼は同級生と仲がいい。

O, arkadaşlarıyla gitti.

彼女は友人達とともに立ち去った。

Nancy arkadaşlarıyla sohbet ediyor.

ナンシーは今、友人たちとおしゃべりしている。

Kız kardeşim arkadaşlarıyla konuşuyor.

妹が友達と話している。

O, arkadaşlarıyla tenis oynayacak.

彼は今日の午後もテニスをするだろう。

Odası her zaman arkadaşlarıyla doludur.

彼の部屋はいつも彼の友人でいっぱいだ。

Mary o konuyu arkadaşlarıyla konuştu.

- メアリーはそれについて友達と語り合った。
- メアリーはそれについて友達と話した。

O bütün sınıf arkadaşlarıyla samimi.

彼はクラスのみんなと仲がよい。

Planı iş arkadaşlarıyla birlikte yaptı.

彼は同僚と一緒にその計画を作った。

O ,projeyi iş arkadaşlarıyla birlikte planladı.

彼は同僚と協力してその計画を立てた。

O beyzbol maçı hakkında arkadaşlarıyla sohbet etti.

彼女は野球の試合について友人達とおしゃべりをした。

Arkadaşlarıyla on günlük bir Avrupa gezisine çıktı.

彼女は友達とヨーロッパに十日間の旅をした。

O kahve içerken futbol oyunu hakkında arkadaşlarıyla sohbet etti.

- 彼女はコーヒーを飲みながらフットボールの試合について友人と歓談した。
- 彼女は友達とコーヒーを飲みながらフットボールの試合についておしゃべりした。

Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.

彼は、奇抜なアイデアを出すため、もっと保守的な同僚と何度ももめごとをおこしている。

Okuldaki sınıf arkadaşlarıyla arkadaş olması John'un sadece bir gününü aldı.

ジョンがその学校でクラスメートと親しくなるのに、1日しかかからなかった。

- O tüm sınıf arkadaşlarıyla uyum içindedir.
- Sınıf arkadaşlarının hepsiyle iyi anlaşıyor.

彼はクラスメートみんなと仲良くしている。

Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.

彼女は、奇抜なアイデアを出すため、もっと保守的な同僚と何度ももめごとを起こしている。

O bir avukat olduktan kısa süre sonra, o bile eski arkadaşlarıyla muhatap olmadı.

彼女は弁護士になった途端に古い友達を見向きもしようとしなかった。