Translation of "Oynuyor" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Oynuyor" in a sentence and their japanese translations:

Tony oynuyor.

トニー君は遊んでいます。

Golf oynuyor.

彼はゴルフをしている。

Helen bahçede oynuyor.

ヘレンは庭で遊んでいます。

Hamlet'i kim oynuyor?

ハムレットの役は誰がやるのですか。

Tony nerede oynuyor?

トニー君はどこで遊んでいますか。

Tiyatroda ne oynuyor?

その劇場では何が上演されていますか。

O burada oynuyor.

彼はここで遊んでいます。

Oğlum yağmurda oynuyor.

息子は雨にぬれて遊んでいる。

O orada oynuyor

彼はあそこで遊んでいます。

O orada oynuyor.

彼はそこで遊んでいます。

O, odasında oynuyor.

彼は彼の部屋で遊んでいます。

Çocuklar oyuncaklarla oynuyor.

子供たちがおもちゃで遊んでいる。

Tom oyuncaklarıyla oynuyor.

トムはおもちゃで遊んでいる。

O arkadaşlarıyla oynuyor.

彼女は友人たちと遊んでいる。

Tom tenis oynuyor.

トムならテニスをしてるよ。

Şu an Avrupa'da oynuyor.

今じゃ ヨーロッパで プレーしていますよ

Bebek bazı oyuncaklarla oynuyor.

その赤ちゃんはおもちゃで遊んでいる。

Kumi, şimdi tenis oynuyor.

クミは今テニスをしています。

Birkaç çocuk sahilde oynuyor.

数人の子供が砂浜で遊んでいる。

Hala golf oynuyor musun?

まだゴルフをしているのですか。

Kumi tenis oynuyor mu?

クミはテニスをしていますか。

Şimdi hangi filmler oynuyor?

いま、何を上映していますか。

Birkaç çocuk kumsalda oynuyor.

数人の子供が砂浜で遊んでいる。

Onlar parkta oynuyor olabilirler.

彼らは公園で遊んでいるかもしれない。

Bazı çocuklar çimenlerin üzerinde oynuyor.

子供たちが芝生で遊んでいます。

Müzik Kutusu Tiyatrosunda ne oynuyor?

ミュージックボックス劇場では何をやっていますか。

"Süperman" bu ay sinemada oynuyor.

「スーパーマン」は今月その映画館で上映中です。

O şimdi kortta tenis oynuyor.

彼は今コートでテニスをしています。

O liseden beri satranç oynuyor.

彼は高校時代からずっとチェスをし続けている。

Tom ve Mary kovalamaca oynuyor.

トムとメアリーは鬼ごっこをしてるよ。

Bu hafta hangi filmler oynuyor?

今週の映画情報を教えてください。

Uzun boylu adam ne oynuyor?

あの背の高い人は何を弾いているの?

Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynuyor.

姉は人形で遊んでいます。

Tom hâlâ dışarıda oynuyor mu?

トムはまだ外で遊んでるの?

Dün sabah tenis oynuyor muydun?

昨日の朝、あなたはテニスをしていましたか。

O, bir oyuncak bebekle oynuyor.

彼女は人形で遊んでいる。

O yakında oyuncaklarla oynuyor olacak.

あの子もおもちゃで遊ぶ年は過ぎるころだ。

Tom Mary ile kart oynuyor.

トムはメアリーとトランプをしている。

Bu sabahtan beri tenis oynuyor.

彼は今朝からずっとテニスをしている。

Sosyal medya da büyük rol oynuyor.

ソーシャルメディアも また大きく関わってきます

İklim, bedenimizle ve aklımızla çok oynuyor.

気候は我々の心身に大きな関わりを持っている。

Tom her zaman video oyunları oynuyor.

トムはいつもテレビゲームばかりしている。

O, kuruluşumuzda önemli bir rol oynuyor.

彼女は私たちの団体では重要な役を務めている。

Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor.

アンは放課後よくテニスをします。

Kız kardeşim oyuncak bir bebekle oynuyor.

妹は人形で遊んでいる。

Jane erkek kardeşimle tenis oynuyor olabilir.

- ジェーンは兄とテニスをしているかもしれません。
- ジェーンはお兄さんとテニスをしているんじゃないかな。

Ve menopoz, kadınlarda kilit bir rol oynuyor.

女性の場合 閉経が重要な役割を 果たしていたのです

Yeryüzünde 2,3 milyar insan video oyunları oynuyor.

ビデオゲームを楽しんでいる人は 世界に23億人います

O, yarın öğleden sonra tenis oynuyor olacak.

彼は明日の午後はテニスをしているだろう。

Bir grup genç, oyun alanında hentbol oynuyor.

青年の一団が運動場でハンドボールをしている。

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

‎極めて社交性の低いタコが ‎魚とたわむれるなんて

Çocuklardan biri ders çalışıyor ama diğerleri oyun oynuyor.

子供達の中の1人は勉強していますが他の子供達は全員遊んでいます。

- Çocuklar evin arkasında oynuyorlar.
- Çocuklar evin arkasında oynuyor.

子供たちは家の後ろで遊んでいる。

- Jane de tenis oynar.
- Jane de tenis oynuyor.

ジェーンもテニスをします。

- Ken tenis oynuyor mu?
- Ken tenis oynar mı?

ケンはテニスをしますか。

- Tom satranç oynar mı?
- Tom satranç oynuyor mu?

トムってチェスやるの?

- Tom hep telefonuyla oynuyor.
- Tom'un elinden telefonu düşmüyor hiç.

トムはいつもスマホをいじっている。

- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynuyor.
- Kız kardeşim oyuncak bebeklerle oynar.

姉は人形で遊んでいます。

Cumartesi günü Cyril adlı oğlan arkadaşımla bir tenis maçı oynuyor olacağım.

私は土曜日男友達のシリルとテニスの試合をやることになっている。

"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.

‎魚と遊んでいるとしか ‎思えなかった ‎遊ぶのは社会的動物の特徴だ