Translation of "Konuşuyor" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Konuşuyor" in a sentence and their japanese translations:

- Telefonda konuşuyor.
- O, telefonda konuşuyor.

彼は電話で話している。

Telefonla konuşuyor.

彼は電話で話している。

Tom konuşuyor.

トムが話している。

Kaptanınız konuşuyor.

機長よりご挨拶申し上げます。

Kim konuşuyor?

- どちらさまでしょうか?
- 誰が話しますか。

Benimle konuşuyor musun?

- 俺に話してるのか?
- 私に言っているのですか?
- 私に言ってるの?

O kimle konuşuyor?

彼女は誰に話しかけているのですか。

Onlar birbirleriyle konuşuyor.

彼らは互いに話し合っている。

O, İngilizce konuşuyor.

彼は英語を話しています。

Tom kekeleyerek konuşuyor.

トム、吃音しちゃってるね。

İtalyanca konuşuyor musun?

イタリア語を話せますか?

Benimle konuşuyor muydun?

私に話してたの?

Merhaba. Ogawa konuşuyor.

もしもし。小川ですが。

Burada pilotunuz konuşuyor.

操縦席よりご挨拶申し上げます。

Volapükçe konuşuyor musun?

- あなたたちはヴォラピュク語を話しますか?
- あなたはヴォラピュク語を話しますか?
- 君はヴォラピュク語を話しますか?

Jane biriyle konuşuyor.

ジェーンは誰かと話をしています。

Esperanto konuşuyor musun?

エスペラントを話しますか。

Kadın, öğretmenmiş gibi konuşuyor.

その女性はまるで先生のような口をきく。

Öğrenci biraz İngilizce konuşuyor.

その学生は英語を少しは話す。

Kız kardeşim arkadaşlarıyla konuşuyor.

妹が友達と話している。

Bir öğretmenmiş gibi konuşuyor.

彼はまるで先生であるかのように話す。

O hep büyük konuşuyor.

彼の大風呂敷はいつものこと。

O on dil konuşuyor.

- 彼は10の言語を話せる。
- 彼は10ヶ国語しゃべれる。

O ne hakkında konuşuyor?

彼は何について話している?

Hepiniz Çince konuşuyor musunuz?

みなさん中国語を話されるのですか?

Sence çok konuşuyor muyum?

喋りすぎだと思う?

Tom kendi kendine konuşuyor.

トムは独り言を言っている。

Ne! Tom Hollandaca konuşuyor!

トムがオランダ語話してる!オランダ語話せるなんて知らなかった。

Tom nispeten hızlı konuşuyor.

トムって割と早口だね。

Onların hepsi Fransızca konuşuyor.

彼らは全員、フランス語が話せます。

Tom birkaç dil konuşuyor.

トムはいくつかの言語を話す。

Kate güçlükle Çince konuşuyor.

ケイトは中国語をほとんど話せない。

O insanlar Fransızca konuşuyor.

- あの人たちはフランス語をしゃべってるんだよ。
- あの人たちはフランス語で話してるんだ。

Fransızca da konuşuyor musun?

フランス語もしゃべりますか。

Evde Fransızca konuşuyor musun?

家ではフランス語を話してるの?

Tom birçok dili konuşuyor.

トムは多くの言語を話す。

- Onu dinleme, o saçma sapan konuşuyor.
- Ona kulak asma; boş konuşuyor.

聞いちゃだめだ。彼はいい加減な事を言っている。

Hasta sağlık hizmetleri hakkında konuşuyor.

患者の医療サービスについて述べています

Tom bir saattir telefonda konuşuyor.

トムは電話で1時間喋りつづけている。

Tom ne kadar hızlı konuşuyor!

トムはなんてしゃべるのが速いのでしょう。

İki öğrenci birbirleriyle konuşuyor olacak.

2人の学生がお互い話し合っているだろう。

Sanki bir öğretmenmiş gibi konuşuyor.

彼女はまるで先生のように話します。

Sanki o zenginmiş gibi konuşuyor.

彼はあたかも金持ちのような口の利き方をする。

Ne kadar hızlı İngilizce konuşuyor!

彼の話す英語の速いことと言ったら。

Tom, Fransızcayı çok iyi konuşuyor.

トムはフランス語をかなり上手に話すことができる。

Bir polis memuru onunla konuşuyor.

警察官が彼女に話しかけている。

Betty çok iyi Esperanto konuşuyor.

ベティーはエスペラント語を上手に話します。

Tom telefonda Mary ile konuşuyor.

トムはメアリーと電話中です。

Yabancı, anadiliymiş gibi Japonca konuşuyor.

その外国人はまるで母国語であるかのように日本語を話す。

Para gerçekten bu işte konuşuyor.

この業界では金がものをいうんだ。

İngiltere'de doğdu, İngiltere İngilizcesi konuşuyor.

彼は英国生まれなので、イギリス英語を話す。

Ben çok fazla konuşuyor muyum?

私、しゃべりすぎてる?

Tom sadece evde Fransızca konuşuyor.

トムは家ではフランス語しか話さない。

Ve bugün burada sizlerle konuşuyor olmak--

皆さんにお話ししていることが

Çocuk büyük bir bilgin gibi konuşuyor.

その少年はまるで偉大な学者のようにはなしました。

Çocuk sanki bir adammış gibi konuşuyor.

その子はまるで大人のようなことを言う。

Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

彼女はまるで何もかも知っているような話しぶりだ。

Yarın bu vakitte ailesiyle konuşuyor olacak.

彼は明日の今ごろ、家族と話しているだろう。

Sanki her şeyi biliyor gibi konuşuyor.

- 彼は何でも知っているような口振りだ。
- 彼はまるで何もかも知っているかのように話す。

O, sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.

彼はまるで専門家であるかのように話す。

Dünyadaki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

彼はまるでこの世の中のことを何でも知っているような口を利く。

- Büyükannem yavaş konuşur.
- Anneannem yavaşça konuşuyor.

祖母はゆっくり話す。

Yalnızca Fransızca değil, İspanyolca da konuşuyor.

彼はフランス語だけでなくスペイン語も話す。

- Gürcüce biliyor musun?
- Gürcüce konuşuyor musun?

グルジア語が話せますか。

Şu oğlan bir yetişkin gibi konuşuyor.

- あの子は大人のような喋り方をする。
- あの男の子はまるで大人のような口の利き方をする。

Tom İspanyolca konuşuyor, ve Betty de.

トムはスペイン語を話すし、ベティもそうだ。

- İtalyanca konuşuyor musun?
- İtalyanca konuşur musunuz?

イタリア語を話せますか?

O benden daha iyi İngilizce konuşuyor.

- 彼は私より上手に英語を話す。
- 彼は私よりも英語を上手に話す。

O, akıcı bir şekilde İngilizce konuşuyor.

彼は英語を自由自在に話せる。

- Türkçe konuşuyor musun?
- Türkçe konuşur musunuz?

あなたはトルコ語を話しますか。

Ne kadar da akıcı İngilizce konuşuyor!

- 彼はなんて英語をすらすら話すだろう。
- 彼の英語はぺらぺらじゃないか!

- İngilizce konuşuyor musun?
- İngilizce konuşur musun?

- 英語を話しますか。
- 英語をはなされますか。
- 英語が話せますか。

O her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

彼はまるで何もかも知っているように話す。

Tom ve Mary Fransızca konuşuyor muydu?

トムとメアリーはフランス語で話してたの?

- O benden daha iyi İngilizce konuşuyor.
- Benden daha iyi İngilizce konuşur.
- Benden iyi İngilizce konuşuyor.

- 彼は私より上手に英語を話す。
- 彼は私よりも英語を話すのが上手い。
- 彼は私よりも英語を上手に話す。

Betty sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

ベティはまるで何でも知っているみたいに話す。

Dick sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

ディックは何でも知っているかのような口ぶりだ。

Çocuk büyük bir bilim adamıymış gibi konuşuyor.

- その男の子は、自分がまるで偉大な学者であるかのような話し方をする。
- その少年はまるで偉大な学者のような口振りだ。

Erkek çocuğu yetişkin bir adammış gibi konuşuyor.

その少年は大人のような口の利き方をする。

Erkek çocuğu sanki bir kızmış gibi konuşuyor.

その少年はまるで女の子のように話します。

O çocuk sanki bir yetişkin gibi konuşuyor.

その子供はまるで大人であるかのような話し方をする。

İngilizce ve Almanca yanı sıra, İspanyolca konuşuyor.

彼は英語とドイツ語はもちろん、スペイン語も話す。

Tom güçlü bir Fransız aksanıyla İngilizce konuşuyor.

- トムは強いフランス語訛りの英語を話す。
- トムは強いフランス訛りの英語を話す。

Şu oğlan sanki bir yetişkinmiş gibi konuşuyor.

その子は大人のような口を利く。

- O gerçekten iyi konuşur.
- Gerçekten iyi konuşuyor.

彼は実に話すのがうまいよ。

O hem Fransızca hem de İngilizce konuşuyor.

- 彼は英語だけでなくフランス語も話す。
- 彼は英語はもちろん、フランス語も話せるんです。

Tom bey şu anda ne hakkında konuşuyor?

今、トムさんは何について話していますか。

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

‎自然に触れると ‎語りかけてくれる

- Meg çok fazla konuşuyor.
- Meg çok fazla konuşur.

メグはおしゃべりだ。

Sanki onun hakkında her şeyi biliyor gibi konuşuyor.

彼女はまるでそのことについて何でも知っているかのように話をする。

- Alman aksanıyla İngilizce konuşur.
- İngilizceyi Alman aksanıyla konuşuyor.

彼はドイツなまりの英語をはなす。

Çok konuşuyor ama iş yapmaya gelince tık yok.

彼女はよく話せるけど何もしてない。

Amerika'ya getirildikten sonra babam İngilizceyi akıcı şekilde konuşuyor.

私の父はアメリカで育ったので、英語を流暢に話す。