Translation of "Odası" in Japanese

0.026 sec.

Examples of using "Odası" in a sentence and their japanese translations:

- Odası düzensiz.
- Onun odası düzensiz.

彼の部屋は汚い。

- Tom'un odası kirli.
- Tom'un odası pis.

トムの部屋は汚い。

Oğlanların odası sağda ve kızların odası solda.

向かって右が男子トイレ、左が女子トイレです。

Evin bir yemek odası, bir yatak odası ve bir çalışma odası var.

その家にはダイニング、寝室そして書斎があります。

Onun odası aydınlıktı.

彼の部屋は明かりがこうこうとついていた。

Bayanların odası nerede?

婦人用手洗いはどこですか。

Tom'un odası boş.

トムの部屋は空っぽだ。

Lisa'nın odası temizlenmeli.

リーザの部屋は掃除が必要だ。

Soyunma odası nerede?

試着室はどこですか。

Bekleme odası boş.

客間には誰もいない。

Kimin odası bu?

これは誰の部屋ですか。

Onun odası dağınıktır.

彼の部屋は汚い。

Yemek odası dahil, bizim evin yedi odası vardır.

- 私達の家は食堂を含めて7部屋あります。
- 私たちの家は食堂も含めて7部屋あります。

"Soyunma odası muhabbetini" duyduğunuzda,

そして 「男同士の卑猥な話」を耳にしたときに

Toplantı odası alt katta.

会議室は階段を降りたところにあります。

Bizim oturma odası güneşli.

- 家の居間は日当たりが良いよ。
- 我が家のリビングって、日当たりがいいんだ。

Onun odası tozla kaplıydı.

彼の部屋はほこりでいっぱいだった。

Babamın odası çok büyüktür.

私の父の部屋はとても広い。

Bekleme odası etrafına bakındı.

彼は待合室を見回した。

Onun kendi odası var.

彼は自分の部屋を持っている。

Kardeşimin odası hep dağınıktır.

弟の部屋はいつも雑然としている。

- Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odası, yemek odasına bitişiktir.
- Oturma odasıyla yemek odası yan yanadır.

居間は食堂に続いている。

Yemek odası saat kaçta açılır?

食堂は何時にあきますか。

Yemek odası şimdi açık mı?

食堂はもう開いてますか。

Onun odası tam tersine temiz.

- 彼の部屋は決してきちんとしていない。
- 彼の部屋はこぎれいだとは到底言えない。

Onun odası her zaman düzensizdir.

彼の部屋はいつも乱雑だ。

Odası her zaman arkadaşlarıyla doludur.

彼の部屋はいつも彼の友人でいっぱいだ。

Onun odası her zaman düzgün.

彼の部屋はいつもきちんと整頓されている。

Onun çalışma odası parka bakıyor.

彼の書斎は公園に面している。

Onun yatak odası tam yukarıda.

彼女の寝室はちょうどこの上です。

Onların yemek odası çok geniş.

彼らの家の食堂はとても広々としている。

Bu evin altı odası var.

この家には部屋が6つあります。

Bu Tom'un yatak odası mı?

あれはトムの寝室?

Mr. Johnson'un odası büyük olandı.

ジョンソン氏の部屋は広い部屋だった。

Yatak odası perdeleri kenarlarında soldu.

寝室のカーテンは端が色あせてきた。

Onun odası her zaman düzenli.

彼の部屋はいつもきちんとしている。

- Deneme kabini şimdi kullanılıyor.
- Soyunma odası şimdi kullanılıyor.
- Elbise deneme odası şimdi kullanılıyor.

試着室は今使用中だ。

Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.

書斎の隣に控えの間がある。

Erkek kardeşimin odası her zaman dağınık.

弟の部屋はいつも雑然としている。

Yeni evimdeki oturma odası çok büyük.

私の新しい家の居間はとても広い。

Onun odası onun tarafından temiz tutulur.

彼女は彼の部屋を清潔にしている。

Bunun Tom'un odası olduğuna emin misin?

本当にここがトムの部屋なの?

Tom'un çalışma odası arka bahçeye bakıyor.

トムの書斎は裏庭に面している。

Tom yatak odası kapısını sessizce kapattı.

トムは寝室のドアを静かに閉めた。

Bu evin on bir odası vardır.

この家には11部屋があります。

Erkeklerin odası sağda ve kadınlarınki solda.

向かって右が男子トイレ、左が女子トイレです。

Bay Johnson'ın odası büyük bir odaydı.

ジョンソン氏の部屋は広い部屋だった。

Kendisine ait büyük bir odası var.

彼女は大きな部屋を一人占めしている。

Onun odası benimkinin iki katı kadar büyüktür.

彼の部屋は私の部屋の倍の広さだ。

Tom'un evinin üç tane yatak odası var.

- トムの家にはベッドルームが3つあります。
- トムんちには、ベッドルームが3つもあるんだよ。
- トムの家には3つ寝室があります。

O yüzme havuzunda yüzerken soyunma odası anahtarını kaybetti.

プールで泳いでいる間に、彼女はロッカーの鍵をなくした。

Yatak odası duvarımda asılı dev bir timsah posteri var.

私は寝室の壁に アリゲイターの大きなポスターを飾っていました

Bekleme odası o kadar gürültülüydü ki adımın çağrıldığını duyamadım.

その待合室はあまりにうるさくて、自分の名前が呼ばれるのが聞こえなかった。

"Bir otel odası rezervasyonu yaptınız mı?" "Henüz değil, üzgünüm."

「ホテルの予約はしてありますか」「すみませんが、まだなんです」

- Fred'in evinde beş oda bulunmaktadır.
- Fred'in evinin beş odası var.

フレッドの家には部屋が5つあります。

Çoğu Japon şirketinde, sadece birkaç yöneticinin kendisine ait bir odası vardır.

ほとんどの日本の企業では、少数の重役だけが自分の部屋を持っている。

Polisler Tom'un yatak odası penceresinin dışında herhangi bir ayak izi bulamadılar.

警察はトムの寝室の窓の外には誰の足跡も見つけることができませんでした。

Onlar Japon tarzı odayı duyduklarında insanların çoğu muhtemelen bir tatami odası düşünüyor.

和室と聞くと、皆さんは畳の部屋のことを思い出すかもしれません。