Translation of "Aceleyle" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Aceleyle" in a sentence and their japanese translations:

Aceleyle giyindim.

- 私は急いで服を着た。
- 私は急いで着物を着た。

Aceleyle kaçtım.

私はあわてて逃げた。

Buradan aceleyle ayrıldı.

彼女はあたふたとここを去った。

O aceleyle gitti.

- 彼は足早に立ち去った。
- 彼は慌てて出発した。

O, aceleyle gitti.

彼は急いで立ち去った。

Aceleyle elbiselerimi giydim.

私は急いで服を着た。

Aceleyle merdivenlerden indi.

彼女は階段を急いでおりた。

Aceleyle havaalanına gitti.

彼は急いで空港にいった。

Merdivenden aceleyle indiğinizi düşünün.

皆さんが階段を駆け下りているところを 想像してみてください

Mary aceleyle mutfağa girdi.

メアリーは台所へ飛び込んできた。

Şimdi aceleyle okula gidelim.

それでは学校へ急ぎましょう。

Niçin aceleyle dışarı çıktı?

彼女はなぜ急いで出ていったのですか。

Onlar aceleyle odadan çıktı.

彼らは急いで部屋から出ていきました。

Aceleyle, kapıyı açık bıraktı.

彼は慌てていたのでドアを開けたままだった。

O, aceleyle yemeğe alışkındır.

彼は急いで食べることに慣れている。

O, aceleyle arabasına bindi.

彼は急いで車に乗り込んだ。

O, aceleyle valizini hazırladı.

彼は急いで荷物をまとめた。

O, aceleyle odaya daldı.

- 彼は突然部屋に入ってきた。
- 彼が部屋に飛び込んできた。

O, aceleyle dışarı çıktı.

彼は急いで出ていった。

O aceleyle istasyona gitti.

彼は駅へ急いだ。

O aceleyle odasını temizledi.

彼女は急いで部屋を掃除した。

Tom aceleyle evden ayrıldı.

トムは慌てて家を出た。

İşlerini aceleyle yaparsan hatalar yaparsın.

- 物事をあわててすると、間違いをします。
- 慌てて事を運ぶとミスをしますよ。
- 急いで物事をすると間違えますよ。
- 急いでやったら間違えちゃうよ。

Böyle aceleyle gelmene gerek yoktu.

そんなに急いで来る必要はなかったのに。

O, aceleyle onun başucuna geldi.

彼女は急いで彼の病床へ駆けつけた。

Onlar aceleyle tren istasyonuna gittiler.

- 彼らは駅に急いだ。
- 彼らは駅へと急いだ。

O neden aceleyle dışarı gitti?

彼はなぜ急いで出ていったのですか。

O, aceleyle çimlerin arasından geçti.

- 彼女は芝生を横切っていそいだ。
- 彼女は急いで芝生を横切った。

Tüm yolcular aceleyle uçaktan ayrıldı.

すべての乗客は、慌てて飛行機から離れた。

Öyle aceleyle gitmene gerek yok.

そんなに急いで行く必要はない。

Onlar garsonun aceleyle geldiğini gördüler.

彼らは給仕が急いでくるのを見た。

Tom aceleyle evinden dışarı koştu.

トムは慌てて家を飛び出した。

- Sadece trene yetişmek için istasyona aceleyle gittik.
- İstasyona aceleyle gittik, ama treni kaçırdık.

- 私たちは駅まで急いでいったが、結局は汽車に乗り遅れた。
- わたしたちは駅へと急いだが、結局電車に乗り遅れた。

Kahvaltı bitirdikten sonra aceleyle okula gittim.

- 朝食を摂ったので、急いで学校に行った。
- 朝食を食べて、急いで学校に行った。
- 朝食を食べたので急いで学校に行った。

Aceleyle trafik kazasının olduğu yere gittiler.

彼らは交通事故の現場へ急行した。

Beş itfaiye aracı yangın mahalline aceleyle gitti.

5台の消防車が火事の現場に駆けつけた。

O, treni kaçırmamak için aceleyle istasyona gitti.

彼は列車に乗り遅れないように駅へ急いだ。

Kompozisyonu aceleyle yazdım, bu yüzden hatalarla dolu olmalı.

その作文は急いで書いたのできっと間違いだらけでしょう。

Ayıracak zamanları olmadığından dolayı aceleyle kasabaya geri döndüler.

彼らは暇がなかったので町へ急いで戻った。

Acil bir telgraf onu Tokyo'ya aceleyle geri getirdi.

至急電報が彼女を大急ぎで東京に連れ戻した。

Aceleyle yazıldığından dolayı, bu mektubun içinde çok hatası var.

急いで書かれたので、この手紙にはたくさん間違いがある。

Çok sayıda insanın top parkına doğru aceleyle gittiğini gördüm.

大勢の人が野球場へ急いでいるのが見えた。

Kompozisyon aceleyle yazılmış, bu nedenle o muhtemelen hatalarla doludur.

その作文は急いで書いたのできっと間違いだらけでしょう。

Son otobüsü kaçırmamam için otobüs durağına doğru aceleyle gittim.

最終バスに乗り遅れないよう、バス停に急いだ。

O, büyük bir aceleyle yol boyunca uzun adımlarla yürüdü.

彼はひどく急いで大またで道を歩いた。

Ben ilk otobüse zamanında yetişmek için aceleyle kahvaltı yaptım.

始発のバスに乗るために、急いで朝食を食べました。

O eve aceleyle gitti ama boş bulduğunda hayal kırıklığına uğradı.

彼はその家へ急いで行ったが、空き家になっていたのでがっかりした。

Bu ders kitabının, aceleyle basıldığı için, bir sürü hatası var.

この教科書は、急いで印刷したためにミスプリントがたくさんある。

O kadar az zamanım vardı ki öğle yemeğini aceleyle yemek zorunda kaldım.

時間がなかったので昼食を急いでとらなければならなかった。

Böyle aceleyle nereye gidiyorsun? Bizim bol zamanımız var, bu nedenle güvenli bir şekilde sür.

そんなに慌てて運転して、一体、どこへ行こうってんだよ。時間はあるんだから、安全運転してくれよ。

Her neyse, Ozawa aceleyle yağmurluğunu çıkardı ve hızlı bir şekilde çıplak kızın omuzlarına koydu.

何はともあれ、小沢は着ていたレインコートをあわてて脱いだ。 そして、娘の裸の体へぱっと着せてやった。