Translation of "Yapın" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Yapın" in a sentence and their spanish translations:

Pratik yapın.

Practiquen.

İstediğinizi yapın.

Haga lo que quiera.

Tercihinizi yapın.

- Elige.
- Escoge.

Lütfen yatağı yapın.

- Haz la cama, por favor.
- Por favor, haga la cama.

Onu paket yapın.

Envuélvalo, por favor.

Onu kendiniz yapın.

- Hazlo tú mismo.
- Háztelo.

Elinizden geleni yapın.

Haz lo mejor que puedas.

Ne isterseniz yapın.

Haz lo que quieras.

Lütfen banyo yapın.

- Date un baño, por favor.
- Por favor bañate.

İki sıra yapın.

Forma dos filas.

Onu çabucak yapın.

- Hazlo rápidamente.
- Hágalo rápido.

Onu yarın yapın.

Hágalo mañana.

İşinizi çabucak yapın.

Haz tu trabajo rápidamente.

Ev ödevinizi yapın.

Haz los deberes.

Ne gerekiyorsa yapın.

Haz lo que sea necesario.

Onu derhal yapın.

- Hágalo ahora mismo.
- Hazlo enseguida.

İstediğiniz gibi yapın.

- Haz lo que quieras.
- Haz como gustes.

Lütfen bunu yapın.

Por favor, hágalo.

Şimdi ödevinizi yapın.

Haz tu tarea ya.

Doğru olanı yapın.

Haz lo que sea correcto.

Elinizden geleni yapın!

¡Haz lo mejor que puedas!

Unutmayın inatla triaj yapın.

Recuerden, priorizar sin descanso.

"Daha iyi ölçümler yapın."

"Hagan mejores mediciones".

- Tercihinizi yapın.
- Seçimini yap.

- Haz tu elección.
- Elige.
- Escoge.

Kendi tarzınızla işinizi yapın.

Haz el trabajo como creas conveniente.

Açık havada egzersiz yapın.

Haz ejercicio al aire libre.

Onu sadece böyle yapın.

Hágalo así nomás.

Lütfen istediğiniz gibi yapın.

Haz como gustes.

- İstediğini yap.
- İstediğinizi yapın.

- Haz lo que quieras.
- Haga lo que quiera.

- Söylediğim gibi yapın.
- Sana söylediğim gibi yap.
- Size söylediğim gibi yapın.

Haz como te dije.

Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.

Por favor, haga sólo las reparaciones necesarias.

- İstediğini yap.
- İstediğiniz gibi yapın.

- Haz lo que quieras.
- Haz lo que te gusta.
- Haz como gustes.
- Hacé lo que quieras.

Lütfen onu bu şekilde yapın.

Por favor, hacelo de esta manera.

Elinizden gelenin en iyisini yapın!

¡Haz lo mejor que puedas!

Doğru olduğuna inandığınız şeyi yapın.

- Haz lo que creas correcto.
- Haga lo que crea correcto.

Bölümün sonundaki tüm egzersizleri yapın.

Haz todos los ejercicios que están al final del capítulo.

Lütfen bana biraz çay yapın.

Por favor, hágame un poco de té.

İşi tamamlamak için elinizden geleni yapın.

Haz lo que puedas para completar el trabajo.

En iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi yapın.

Hagan lo que crean mejor.

Pekala, öncelikle rengi parlak ve capcanlı yapın

Bien, piensen en el color. Que sea brillante y vívido.

Dedi ki yahu yapın işte bir şeyler

Dijo hacer algo.

Eğer mümkünde bu işi yarına kadar yapın.

Haz este trabajo para mañana si entra dentro de lo posible.

Daha sık arayın. FaceTime daha sık yapın.

Llamar más seguido. Hacer videollamadas más seguido.

- Nasıl istersen öyle yap.
- İstediğiniz gibi yapın.

Haz lo que quieras.

Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.

Si quieres calidad, paga por ella.

Dokunmatik ekranlı cihazınızı alın ve bir seçim yapın.

Así que tomen el dispositivo táctil y decidan.

Lütfen kredi kartı ile değil, nakit ödeme yapın.

Por favor, pague en efectivo y no con tarjeta de crédito.

Şikayet etmeyi bırakın ve yapmanız istenilen şeyi yapın.

Deja de quejarte y acaba pronto el trabajo que te encargaron.

Noel'e yakın uçuşlar çabuk dolduğu için rezervasyonlarınızı erken yapın.

Haz tus reservas de avión temprano, porque los vuelos se agotan enseguida en Navidades.

- Acele etmeyin. Aceleye gerek yok.
- Yavaş yapın. Acele etmeye gerek yok.

- Tomate tu tiempo, no hay apuro.
- Tómate tu tiempo, no hay prisa.
- Tomaos vuestro tiempo, no hay prisa.

Sadece kitap okumayın. ara sıra dışarı gidin ve biraz egzersiz yapın.

No te limites a leer libros. Sal de vez en cuando y haz algo de ejercicio.

Senin gıdan ya da dilin veya genetik yapın seni daha kadınsı yapar mı?

¿Es la comida, tu idioma o tu belleza genética que te hace más femenina?

Çevirdiğiniz cümlenin iyi bir çevirisini yapın. Diğer dillere yapılan çevirilerin sizi etkilemesine izin vermeyin.

Haz una buena traducción de la oración que estás traduciendo. No dejes que las traducciones a otras lenguas te influencien.

Yasak demedi serbest de demedi üstü kapalı yahu yapın işte bir şeyler daha sonra bana getirmeyin dedi

No dijo que estaba prohibido, no dijo que era gratis, dijo, ¡hazlo!

Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.

Si quieres hacer fiestas en mi casa, limpia todo después, no rompas nada o pagarás los daños.

- Bu kelimelerin her biri ile bir cümle yapın.
- Bu kelimelerin her biriyle bir cümle yap.
- Bu kelimelerin her biriyle bir cümle kur.

Hacé una oración con cada una de estas palabras.