Translation of "Çıkar" in Japanese

0.015 sec.

Examples of using "Çıkar" in a sentence and their japanese translations:

Şapkanı çıkar.

- 帽子を脱ぎなさい。
- 帽子を取りなさい。

Maskeni çıkar.

- マスクをとりなさい。
- マスクを外しなさい。

Ayakkabılarını çıkar.

靴を脱ぎなさい。

Yırtıcılar ava çıkar.

‎捕食者たちだ

Çoraplarını çıkar, lütfen.

- 靴下を脱いでください。
- 靴下はお脱ぎください。

Lütfen şapkanı çıkar.

- 帽子を脱いで下さい。
- 帽子をとってください。
- どうぞ帽子を脱いで下さい。
- 帽子はお取りください。

Odada şapkanı çıkar.

部屋の中では帽子をぬぎなさい。

Şapkanı odada çıkar.

部屋では帽子を取りなさい。

Dilini dışarı çıkar.

舌を見せてください。

Islak elbiselerini çıkar.

- 濡れた服を脱ぎなさい。
- 濡れた服脱ぎなよ。

Çöpü dışarıya çıkar.

ゴミ出しといて。

Onları buradan çıkar.

それをここから持っていけ!

Lütfen gömleğini çıkar.

シャツを脱いでください。

Tüm bunlar meydana çıkar.

出現し 出てきて

İçeri girdiğinde şapkanı çıkar.

室内に入る時は帽子をとりなさい。

Dergi her hafta çıkar.

その雑誌は毎週出る。

Odaya girdiğinde şapkanı çıkar.

部屋に入ってくるときには帽子を脱ぎなさい。

Bazen parkta yürüyüşe çıkar.

彼女は時々公園を散歩します。

Onun çabaları boşa çıkar.

彼の努力は無駄におわった。

Lütfen arabanı buradan çıkar.

- 自動車をここから動かしてください。
- 車の移動をお願いします。

Haydi çıkar ağzındaki baklayı.

さあ、吐いちまえ!

Tüm yollar Roma'ya çıkar.

すべての道はローマに通ず。

Lütfen yolumdan çıkar mısın?

どいてもらえませんか。

Bıyık üst dudakta çıkar.

口髭は鼻の下にはえる。

Bütün yollar Elsinore'a çıkar.

全ての道はヘルシンゲルに通ず。

Sadece onun tadını çıkar.

ただ楽しめばいいんだよ。

Lütfen adımı listeden çıkar.

私の名前をリストから外してください。

Ve 48 bedene kadar çıkar.

そして16号(XLサイズ)まであります

Tadını çıkar, istediği kadar baksın

好きなだけ堪能してもらう

Dergi haftada bir kez çıkar.

その雑誌は週に一回発行される。

O zorluklarla iyi başa çıkar.

彼は困難をうまく切り抜けていくだろう。

O çıkar çıkmaz, banka kapandı.

彼が出ていったらすぐに銀行が閉まってしまった。

Birçok kaza dikkatsizlikten ortaya çıkar.

多くの事故は不注意から起こっている。

Ölümcül hatalar dikkatsizlikten ortaya çıkar.

致命的な誤りは不注意から起こる。

O, zorluk olmadan ağaca çıkar.

彼は簡単に木にのぼる。

Japon evlerinin içinde ayakkabılarını çıkar.

日本の家の中では靴をぬぎなさい。

Dükkandan çıkar çıkmaz öğretmenimle karşılaştım.

店を出た途端に先生に会った。

Dedem her sabah yürüyüşe çıkar.

私の祖父は毎朝散歩します。

Tekne ne zaman yola çıkar?

船はいつ出ますか。

Oldukça kolay şekilde kontrolden çıkar.

彼はすぐに腹を立てる。

Dedem her gün yürüyüşe çıkar.

祖父は毎日散歩します。

Odadan çıkar çıkmaz ağlamaya başladı.

彼女は部屋を出るとすぐに泣き出した。

Söz ağızdan bir kere çıkar.

駟も舌に及ばず。

Umut ancak o zaman ortaya çıkar.

そうやって初めて 希望がわくのです

- Gereksiz sözcükleri çıkar!
- Lüzumsuz kelimeleri at!

君の論文から不必要な語を削除した方がよろしい。

Evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

家を出るか出ないかのうちに雨が降り出した。

Çok geçmeden kampüsümüzdeki kiraz çiçekleri çıkar.

やがてキャンパスの桜の花が咲くでしょう。

O pazar günü nadiren dışarı çıkar.

めったに彼は日曜日に外出しない。

Tama bazen kendi başına yürüyüşe çıkar.

タマはときどきひとりで散歩に行きます。

Annem yemekler arasında yememize karşı çıkar.

- 母は私たちが間食するのを好まない。
- 母はわたしたちが間食するのが好まない。

Lütfen bize ayrı ayrı fatura çıkar.

別々に払います。

Babam genellikle ben yataktayken evden çıkar.

父は普通私が寝ているうちに家を出ます。

O, pazar günleri nadiren dışarı çıkar.

彼女は日曜日にはめったに外出しない。

Dışarı çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

外に出るや否や雨が降ってきた。

- Lütfen ceketinizi koyunuz.
- Lütfen ceketini çıkar.

- コートを脱いでください。
- コートをどうぞ下へ置いて下さい。

Sık sık iş gezilerine çıkar mısın?

出張は多いですか。

O bana her defasında karşı çıkar.

彼は事毎に私に反対する。

Suçu benimsedi ve onu çıkar için sattı.

犯罪性を含み 利益のために 売られるようになりました

Dolunayla birlikte... ...gelgit suları en yükseğe çıkar.

‎満月を迎えると ‎潮位が最も高くなる

Bu tek yönlü yolculuğa sadece dişiler çıkar.

‎浮上するのはメスだけだ

Ve kimliğim her an gerçekten baskın çıkar.

私のアイデンティティは いつなりと真実を踏みにじるでしょう

Ceketini çıkar ve kendini evindeymiş gibi hisset.

上着を脱いで、楽にしてください。

Birçok genç yaz tatilinde yurt dışına çıkar.

夏休みには、多くの若い人たちが海外へ出かける。

İş için sık sık yurt dışına çıkar.

- 彼は商用でよく外国へ出かける。
- 彼は仕事でよく海外に行く。

O, evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

彼が家を出るとすぐ、雨が降り出した。

Japon arabalarının yeni modelleri genellikle ilkbaharda çıkar.

日本の車のニューモデルは普通春に発表される。

- Çantanın içini dışına çıkar.
- Çantanı ters çevir.

袋を裏返しにしなさい。

Dedem havanın güzel olduğu günlerde yürüyüşe çıkar.

ぼくのおじいさんは、天気の日には散歩に出かけます。

Gelecek sefer daha iyi bir iş çıkar.

次回はもっとうまくやれよ。

Hava kuruduğunda boğaz kurur ve öksürük çıkar.

空気が乾くと、喉も渇いて咳が出る。

O, dışarı çıkar çıkmaz, yağmur yağmaya başladı.

彼が出かけるとすぐ雨が降り出した。

Bazen Toyama Körfezi'nde bir serap ortaya çıkar.

富山湾にはときどき蜃気楼が現われます。

Tom hava karardıktan sonra nadiren dışarıya çıkar.

トムは夜にはあまり家から出かけない。

Ceketini çıkar ve kendini evinde gibi hisset.

- 上着を脱いで楽にしなさい。
- コートを脱いでお楽になさって下さい。
- コートを脱いで、おくつろぎください。

Nadiren, kırk yılda bir, şehrin dışına çıkar.

彼女が町から出ることはめったにない。

- Bu boya çabuk çıkıyor.
- Bu boya kolay çıkar.

ペンキがすぐはげてしまう。

Lütfen külot ve sütyenin hariç tüm elbiselerini çıkar.

パンツとブラジャー以外は全部脱いでください。

Bu tür sırlar her zaman sonunda ortaya çıkar.

そのような内緒事はいつも結局は暴露される。

O, odadan çıkar çıkmaz, hepsi kahkahalarla gülmeye başladı.

彼が部屋を出ていったとたんみんなどっと吹き出した。

Her çocuk bir bebek gibi davranılmasına karşı çıkar.

あらゆる子供は赤ちゃん扱いされることに反対する。

Shinji her gün karanlıktan sonra bir yürüyüşe çıkar.

毎日、信二は日が暮れてから散歩に出かけます。

- Ağzını aç, dilini çıkar.
- Ağzınızı açıp dilinizi çıkarın.

口を開けて、舌を出してください。

- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
- Karanlıktan sonra nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

- 日が暮れてから彼女が外出する事はたとえあるにしても極めてまれだ。
- 日が暮れてから外出することがあるにしても極めてまれだ。
- 日がくれてから彼女が外出することはたとえあるにしても極めてまれだ。

Onun yerine, rapçiler onu yüceltti, benimsedi, çıkar için sattı.

しかしラッパーたちは 逆にそれを美化し 受け入れ 利益のために売りました

Günün sıcağından kaçıp sığınan hayvanların çoğu, geceleri dışarı çıkar.

動物は日中は 熱から逃げている 夜に出てくるんだ

Babam nadiren, kırk yılda bir, Pazar günleri dışarı çıkar.

- 父は滅多に日曜日に外出することはない。
- 父が日曜に外出することはまずない。

Benim çocuğum "kikugobo" diyemez. Her zaman "kikubogo" gibi çıkar.

うちの子供、「きくごぼう」が言えなくて、いつも「きくぼごう」になっちゃうの。

Ama gözden uzak yerlere itilmiş önemli bir madde ortaya çıkar.

本人の見えない所に 押しやられた重要な事柄が

Hip-hop çıkar karşılığında kötülüğün bir aracı olmak zorunda değil.

利益のために ヒップホップの魂を あえて悪に売り渡す必要はありません

Tom ilk kez sahneye çıkar çıkmaz gençler arasında popüler oldu.

トムは映画界にデビューするとすぐに10代の若者の間で人気が出た。

Bu denklemi kullanarak elektrik alanını hesaplarsan sonuç aşağıdaki gibi çıkar.

この式によって電場を計算してやると、結果は次のようになる。

Gizli kalmış ne varsa ortaya çıkar ve bu duyguları hissetmenizi ister.

何であれ 隠れていたものが 出現し あなたにそれを感じろと訴えかけます

Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.

‎夜のほうが安全だと ‎考えてるようだ

Eğer o masumsa bundan şu sonuç çıkar ki onun karısı suçlu.

- 彼が無実なら、当然彼の妻が有罪ということになる。
- もし彼が潔白なら、罪を犯したのは彼の妻ということになる。

Eski bir havuz var. Kurbağa içine atlar ve sudan ses çıkar.

古池やかわずとびこむ水の音

Ancak Venedik'in gücü yapmış oldukları zekice müzakerelerden ve şahsi çıkar anlayışlarından da gelir.

しかしヴェニスは その巧みな交渉術と 利己主義姿勢でも大きな力を発揮した

Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.

君の答えが正しければ、私の答えは間違っていることになる。