Translation of "Hoşlanmadığın" in Italian

0.010 sec.

Examples of using "Hoşlanmadığın" in a sentence and their italian translations:

Sarhoş senin hoşlanmadığın biridir ve o senin kadar çok içer.

Un ubriacone è qualcuno che non ti piace e che beve tanto come te.

Diğer insanlar tarafından nefret edilmekten korktuğunu söylüyorsun fakat bizzat senin de hoşlanmadığın bazı insanlar vardır, değil mi? Rakamsal olarak konuşursak, senin hoşlanmadığın ve senden hoşlanmayan eşit sayıda insan vardır. Birisiyle ilgili nefretinden vazgeçsen, başka biri de senden nefret etmekten vazgeçecektir demiyorum; bu sadece sen birinden nefret edersen, o zaman başka biri de senden nefret eder gerçeğini değiştiremezsin anlamına gelir. Sadece vazgeçip ve o gerçeği kabul edersen hayat çok daha kolay olacaktır.

Tu dici che hai paura di essere disprezzato dalle altre persone, ma ci sono alcune persone a cui non piaci, vero? Aritmeticamente parlando, c'è un numero uguale di persone a cui non piaci, che ti disprezzano a loro volta. Non sto dicendo che se finisci di disprezzare qualcuno, qualcun altro la smetterà di disprezzarti; è solo che non si può cambiare il fatto che se non ti piace qualcuno, allora qualcun altro ti disprezza anche lui. La tua vita andrà molto più liscia se solo rinunci e accetti la verità.