Translation of "Canı" in Italian

0.007 sec.

Examples of using "Canı" in a sentence and their italian translations:

Canı ağlamak istiyordu.

- Aveva voglia di piangere.
- Lei aveva voglia di piangere.
- Aveva voglia di urlare.
- Lei aveva voglia di urlare.

Sınırların canı cehenneme!

Abbasso i confini!

Onun canı yürümek istedi.

- Era dell'umore giusto per fare una passeggiata.
- Lei era dell'umore giusto per fare una passeggiata.

Her şeyin canı cehenneme.

Fanculo tutto.

Kedilerin yedi canı vardır.

I gatti hanno sette vite.

Tom'un canı beklemek istemiyordu.

- A Tom non andava di aspettare.
- Tom non aveva voglia di aspettare.

Tom'un canı konuşmak istemiyordu.

- A Tom non andava di parlare.
- Tom non aveva voglia di parlare.

Tom canı sıkılmış görünüyordu.

Tom sembrava essere annoiato.

Parayla canı ne isterse yapabilir.

- Può fare quello che vuole con il denaro.
- Può fare quel che gli pare con i soldi.

Tom'un canı golf oynamak istemiyordu.

Tom non aveva voglia di giocare a golf.

Onun canı yürüyüşe çıkmak istedi.

Le andava di fare una passeggiata.

Tom'un canı dans etmek istedi.

Tom aveva voglia di ballare.

Tom'un canı yemek yemeği istemiyordu.

- A Tom non andava di mangiare.
- Tom non aveva voglia di mangiare.

Tom'un canı eğitim yapmak istemiyor.

- Tom non ha voglia di studiare.
- A Tom non va di studiare.

Tom'un canı yemek yemek istemiyor.

- A Tom non va di mangiare.
- Tom non ha voglia di mangiare.

Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.

- A Tom non va di cucinare.
- Tom non ha voglia di cucinare.

- Birisi zarar görebilir.
- Birisinin canı yanabilir.

Qualcuno potrebbe farsi male.

Tom'un canı yemek yemek bile istemiyordu.

- Tom non voleva neanche mangiare.
- Tom non voleva neppure mangiare.
- Tom non voleva nemmeno mangiare.

Onun canı öğle yemeği yemek istemedi.

Non se la sentiva di pranzare.

Tom'un canı tekrar Boston'a gitmek istedi.

Tom aveva intenzione di andare di nuovo a Boston.

Tom'un bu sabah çalışmayı canı istemiyor.

- A Tom non va di lavorare stamattina.
- A Tom non va di lavorare questa mattina.
- Tom non ha voglia di lavorare stamattina.
- Tom non ha voglia di lavorare questa mattina.

Tom'un canı öğle yemeği yemek istemiyordu.

A Tom non andava di pranzare.

Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.

Tom aveva voglia di uscire a fare una passeggiata.

Tom'un canı şimdi bir şey yemek istemiyor.

Tom non ha voglia di mangiare niente adesso.

Tom'un bu gece Mary ile konuşmayı canı istemiyor.

A Tom non va di parlare a Mary stanotte.

- Bir kedi dokuz canlıdır.
- Bir kedinin dokuz canı vardır.

Un gatto ha nove vite.

Tom'un canı arkadaşlarla içmek için gerçekten dışarı çıkmak istemiyor.

In realtà Tom non ha voglia di uscire a bere con gli amici.

Tom'un canı gerçekten John ve Mary ile birlikte kampa gitmek istemiyor.

Tom non aveva realmente voglia di andare in campeggio con John e Mary.