Translation of "Yapabilir" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Yapabilir" in a sentence and their spanish translations:

- Herkes yanlış yapabilir.
- Herkes hata yapabilir.

- Todo el mundo puede equivocarse.
- Todos pueden cometer errores.

- Onu yapabilir miyiz?
- Bunu yapabilir miyiz?

- ¿Podremos conseguirlo?
- ¿Lo conseguiremos?

- Tom onu yapabilir.
- Tom bunu yapabilir.

Tom puede hacerlo.

yapabilir diye düşündüm.

nosotros también podíamos.

Muhasebecilik yapabilir misin?

¿Tú puedes hacer contabilidad?

Onu yapabilir misin?

¿Puedes hacer eso?

Bunu herkes yapabilir.

Todo el mundo puede hacerlo.

Herkes hata yapabilir.

Cualquiera puede cometer un error.

Onu yapabilir miyim?

¿Puedo yo hacer eso?

O istediğini yapabilir.

¡Puede hacer lo que quiera!

O bunu yapabilir.

Él puede hacerlo.

Tom onu yapabilir.

- Tom es capaz de hacerlo.
- Tom puede hacerlo.

- Herhangi biri bunu yapabilir.
- Bunu kim olsa yapabilir.

Cualquiera pudo hacer esto.

- Herhangi biri onu yapabilir.
- Herhangi biri bunu yapabilir.

- Eso lo puede hacer cualquiera.
- Cualquiera logra hacer eso.
- Cualquiera puede hacer eso.

Onu zamanında yapabilir misin?

¿Alcanzas a hacerlo?

Sizden biri onu yapabilir.

- Cualquiera de vosotros puede hacerlo.
- Cualquiera de ustedes puede hacerlo.

Aldırma. Herkes hata yapabilir.

No importa. Cualquiera puede cometer fallos.

Herhangi biri onu yapabilir.

- Eso lo puede hacer cualquiera.
- Cualquiera logra hacer eso.
- Cualquiera puede hacer eso.

Onu hemen yapabilir miyim?

¿Lo puedo hacer enseguida?

Herkes bunu kolayca yapabilir.

Cualquiera lo puede hacer fácilmente.

Bunu gerçekten yapabilir misin?

- ¿Puedes en serio?
- ¿De verdad puede?

Bu işi kim yapabilir?

¿Quién puede hacer este trabajo?

Hediye paketi yapabilir misiniz?

¿Le importaría envolvérmelo para regalo?

Fast food bağımlılık yapabilir.

La comida rápida puede ser adictiva.

O onu yapabilir mi?

¿Puede hacerlo?

O bunu yapabilir mi?

¿Ella puede hacerlo?

Öğretmenler de hata yapabilir.

Los profesores también pueden cometer errores.

Bir omlet yapabilir misin?

¿Puedes cocinar un omelet?

Birkaç öneri yapabilir miyim?

¿Puedo hacer un par de sugerencias?

Herhangi biri bunu yapabilir.

- Eso lo puede hacer cualquiera.
- Cualquiera logra hacer eso.

Tom başka ne yapabilir?

¿Qué otra cosa puede hacer Tom?

O her şeyi yapabilir.

Él es capaz de cualquier cosa.

Bunu herhangi biri yapabilir.

Cualquiera puede hacerlo.

- Bana bir iyilik yapabilir misin?
- Bana bir iyilik yapabilir misiniz?

¿Puedes hacerme un favor?

Bu mümkün, insan bunu yapabilir.

Se puede, el hombre puede.

Ne anlamlı bir kariyer yapabilir

o formar una familia

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

El turno diurno, finalmente, puede hacerse cargo.

Bize kim ne yapabilir ki?

¿Quién puede hacernos qué?

Insanoğlu buna ne yapabilir ki

¿Qué puede hacer el hombre con eso?

Bana virüs ne yapabilir ki

¿Qué me puede hacer un virus?

Herhangi bir çocuk bunu yapabilir.

Cualquier niño puede hacer eso.

O, senin için torpil yapabilir.

Él puede usar sus influencias para ti.

O bu işi yapabilir mi?

¿Puede hacer este trabajo?

Fakat onlar bunu nasıl yapabilir?

- ¿Pero cómo pueden ellos hacer esto?
- ¿Pero cómo pueden hacerlo?

Parayla canı ne isterse yapabilir.

Puede hacer lo que quiera con el dinero.

Bunu daha hızlı yapabilir misin?

¿Puedes hacerlo más rápido?

Onu yapabilir misin? Öyle sanıyorum.

¿Puedes hacer eso? Yo creo que sí.

Bana bir kopya yapabilir misin?

¿Me puedes hacer una copia?

Bir öğretmen bile hata yapabilir.

Hasta un profesor puede cometer errores.

Onu bir günde yapabilir misin?

¿Puedes hacerlo en un día?

- Yapabilir miyim?
- Müsaade var mı?

- ¿Me permite?
- ¿Me permites?
- ¿Puedo?

Onu tek başına yapabilir misin?

- ¿Puedes hacerlo tú solo?
- ¿Puedes hacerlo solo?

Ben bir şey yapabilir miyim?

¿Puedo hacer algo?

- Kayak yapabilir misin?
- Kayabilir misin?

¿Puedes esquiar?

Bu, sorunları daha kötü yapabilir.

- Eso podría empeorar el asunto.
- Eso podría empeorar las cosas.

Bunu pazartesiden önce yapabilir miyiz?

¿Podemos hacerlo antes del lunes?

Bunu daha sonra yapabilir miyim?

- ¿Puedo hacerlo después?
- ¿Puedo hacer eso más tarde?

Tom gayret ederse onu yapabilir.

Tom podría hacerlo si tratara.

Çek ile ödeme yapabilir miyim?

¿Puedo pagar con cheque?

Tom hemen her şeyi yapabilir.

Tom puede hacer de todo.

Tom bunu bir eliyle yapabilir.

Tom puede hacerlo con una mano.

Bunu benim için yapabilir misiniz?

¿Podéis hacer esto por mí?

Kafanıza aldığınız darbeler sizi bunak yapabilir.

Los golpes en la cabeza pueden hacerte demente.

Daha yumuşak kentsel sistemler yapabilir miyiz?

¿Es posible crear sistemas urbanos más ligeros,

Bugün teknoloji daha fazlasını da yapabilir.

la tecnología puede hacer mucho más.

Korona bize ne yapabilir diye sorduğunuzda

Cuando preguntas qué nos puede hacer la corona

Sizin için bir şey yapabilir miyim?

¿Puedo hacer algo por usted?

Tom kardeşi kadar iyi kayak yapabilir.

Tom esquía tan bien como su hermano.

Tom on dakika içinde bunu yapabilir.

Tom puede hacerlo en diez minutos.

O, onu benden daha iyi yapabilir.

- Él puede hacerlo mejor que yo.
- Es capaz de hacerlo mejor que yo.

Senin için bir şey yapabilir miyim?

- ¿Puedo hacer algo por usted?
- ¿Puedo hacer algo por vos?
- ¿Puedo hacer algo por ti?

Bunun hakkında yarın toplantı yapabilir miyiz?

¿Podemos tener una reunión mañana sobre eso?

Ben bir telefon araması yapabilir miyim?

¿Puedo llamar por teléfono?

Bir kişisel çekle ödeme yapabilir miyim?

¿Le pago con un cheque nominativo?

Biri nerede bir telefon konuşması yapabilir?

¿Dónde puede uno hacer una llamada telefónica?

Kimyasal buharlar seni gerçekten hasta yapabilir.

Los vapores químicos pueden hacer que os pongáis muy enfermo.

Otuz dakika içinde bunu yapabilir misin?

¿Puedes hacerlo en treinta minutos?

Golf için bir rezervasyon yapabilir miyim?

¿Sería posible hacer una reservación para jugar golf?

Bu telefonla dış arama yapabilir miyim?

¿Puedo hacer una llamada externa de este teléfono?

Biz bu parkta paten yapabilir miyiz?

¿Podemos andar en patines en este parque?

Ben kredi ile ödeme yapabilir miyim?

¿Puedo pagar a crédito?

Bana küçük bir iyilik yapabilir misin?

¿Puedes hacerme un favor pequeñito?

Lütfen bir telefon görüşmesi yapabilir miyim?

¿Puedo hacer una llamada telefónica, por favor?

Tom onu yapabilir fakat bundan şüpheliyim.

Puede que Tom sea capaz de hacerlo pero lo dudo.

Tom Mary'nin desteği olmadan onu yapabilir.

Tom puede hacerlo sin la ayuda de Mary.

Tom ve sadece Tom onu yapabilir.

Tom y tan sólo Tom puede hacerlo.

Sanırım, eğer uğraşırsa Tom onu yapabilir.

Creo que Tom puede hacerlo si lo intenta.

- Seyahat çekiyle ödeyebilir miyim?
- Seyahat çeki ile ödeme yapabilir miyim?
- Seyahat çekiyle ödeme yapabilir miyim?

¿Puedo pagar con cheques de viaje?

- Size yardımcı olmak için bir şey yapabilir miyim?
- Size yardımcı olacak bir şey yapabilir miyim?

- ¿Puedo ayudarte en algo?
- ¿Te puedo ayudar con algo?
- ¿Puedo hacer algo para ayudarte?

Bizim sistemimiz bunu cerrahi girişim olmadan yapabilir.

Nuestro sistema podría permitir esto no invasivamente.

O uçakta iki kişilik rezervasyon yapabilir miyim?

¿Puedo reservar dos asientos para ese vuelo?