Translation of "Vardım" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Vardım" in a sentence and their spanish translations:

Dün vardım.

Llegué ayer.

Londra'ya vardım.

Llegué a Londres.

İstasyona vardım.

Llegué a la estación.

Dün Tokyo'ya vardım.

Llegué a Tokio ayer.

Kazanamıyacağımın farkına vardım.

Me di cuenta que no podía ganar.

30 dakikada vardım.

Llegué en 30 minutos.

Yakın olduğu kanısına vardım.

Tuve la impresión de que estaba cerca.

Tam zamanında oraya vardım.

Llegué ahí justo a tiempo.

Oraya çok erken vardım.

Llegué allí demasiado pronto.

Ben çok erken vardım.

Llegué demasiado temprano.

Gece Osaka istasyonuna vardım.

Llegué a la estación de Osaka por la noche.

Önceki gün Narita'ya vardım.

Llegué anteayer a Narita.

Az önce istasyona vardım.

Acabo de llegar a la estación.

Boston'a 2.30'da vardım.

Llegué a Boston a las dos y media.

Ben yedide eve vardım.

Llegué a casa a las siete.

- Çine vardım.
- Çin'e ulaştım.

Llegué a China.

Ben zamanında istasyona vardım.

Llegué a la estación a tiempo.

Bu sabah istasyona vardım.

Llegué a la estación esta mañana.

Az önce havaalanına vardım.

Acabo de llegar al aeropuerto.

Uçuş için tam zamanında vardım.

Llegué justo a tiempo para el vuelo.

Yaklaşık saat beşte buraya vardım.

Llegué aquí hacia las cinco.

Bu sabah Narita havaalanına vardım.

Llegué al aeropuerto de Narita esta mañana.

Onun suçlu olduğu sonucuna vardım.

He llegado a la conclusión de que él es culpable.

Londra'ya dokuz Şubat sabahında vardım.

Fue en la mañana del nueve de febrero cuando llegué a Londres.

Hava kararmadan önce köye vardım.

Llegué al pueblo antes de que oscureciera.

İstasyona on dakika geç vardım.

Llegué a la estación diez minutos tarde.

Ben aldatılmış olduğum sonucuna vardım.

Llegué a la conclusión de que había sido engañado.

Ben az önce buraya vardım.

Acabo de llegar aquí.

Ve duvarın dibine güneş doğmadan vardım.

y fui al pie del paredón antes del amanecer.

Sessizliğinden cevabımdan tatmin olmadığın sonucuna vardım.

Deduje por tu silencio que no estás satisfecho con mi respuesta.

Onun konuşmasını dinleyemeyecek kadar geç vardım.

Llegué demasiado tarde para escuchar su discurso.

Ben her zamankinden daha geç vardım.

- Yo llegué más tarde de lo acostumbrado.
- Llegué más tarde de lo usual.

- Ben diğerlerinin önünde geldim.
- Diğerlerinden önce vardım.

Yo llegué antes que los demás.

İşte o zaman gerçekten gittiğinin farkına vardım.

Fue en ese momento en el que me di cuenta de que te habías ido de verdad.

Hay Allah! Farkına vardım ki kimse beni anlayamayacak,

¡Cielos! Me he dado cuenta de que nadie me entiende, así que

- Buraya az önce geldim.
- Ben az önce buraya vardım.

Acabo de llegar aquí.

- Geçen cuma günü ben eve geldim.
- Geçen cuma eve vardım.

Llegué a casa el viernes pasado.

Az önce bir dağın tepesine vardım. Bu gerçekten şaşırtıcı, çünkü benim haritama göre burada bir göl olması gerekiyor.

Acabo de llegar a la cima de una montaña. Es verdaderamente sorprendente porque según mi mapa, debería haber un lago.