Translation of "Yara" in German

0.005 sec.

Examples of using "Yara" in a sentence and their german translations:

Yara iyileşiyor.

- Die Wunde verheilt.
- Die Wunde heilt.

Yara iyileşti.

Die Wunde verheilte.

Yara kanadı.

Seine Wunde blutete.

Yara henüz iyileşmedi.

Die Wunde ist noch nicht verheilt.

Son yara ölümcüldü.

Die letzte Wunde erwies sich als tödlich.

Bir işe yara.

Mach dich nützlich.

Yara kanamaya başladı.

Die Wunde begann zu bluten.

Bir bacağımda üç yara, karnımda da iki yara vardı.

...drei Schusswunden in einem Bein und zwei im Bauch.

Lütfen yara izini gösterin.

- Lass mich deine Wunde sehen.
- Zeigen Sie mir bitte Ihre Wunde.

O yara izi nereden?

Woher stammt diese Narbe?

Yara gerçekten görünür değil.

Die Narbe ist nicht wirklich sichtbar.

Herkes yara almadan kurtuldu.

Alle kamen mit dem Schrecken davon.

Yara onun için ölümcüldü.

Die Wunde war tödlich für ihn.

O yara asla iyileşmeyecek.

Diese Narbe wird nie heilen.

Tom kavgada yara almadı.

Tom wurde im Kampf nicht verwundet.

Güç iyileşmesine kronik yara denir.

aber sie nicht normal heilt,

Bir yara bandı alabilir miyim?

Kann ich ein Heftpflaster haben?

Bu sadece yüzeysel bir yara.

Es ist bloß eine oberflächliche Wunde.

Muammer Kaddafi yara almadan kurtuldu.

Muammar al-Gaddafi entkam unverletzt.

Vücudunuzda açık yara var mı?

Haben Sie offene Stellen an Ihrem Körper?

Trajedi zihnimde bir yara izi bıraktı.

Die Tragödie hat mich seelisch verwundet.

Yanağındaki yara izi artık neredeyse görünmüyor.

Die Narbe auf seiner Wange ist kaum noch zu sehen.

Tom yanağında bir yara izi var.

Tom hat eine Narbe auf der Wange.

Tom'un yüzünde bir yara izi vardır.

Tom hat eine Narbe im Gesicht.

Mary'nin sol yanağında yara izi var.

Maria hat auf der linken Wange eine Narbe.

Ve yara iyileşmesi için kesinlikle çok önemliydi.

und absolut wesentlich für die Wundheilung.

Vücudumun yara almayan bir parçası bile kalmadı.

Es gibt nicht einen Teil meines Körpers - zumindest, auf der Vorderseite - der keine Wunde trägt.

Kronik yara diye adlandırılan bir konuya rastladım.

stieß ich auf ein Thema namens chronische Wunden.

Yara atletin büyük acı çekmesine sebep oldu.

Die Verletzung bereitete dem Athleten große Schmerzen.

Kanamayı durdurmak için yara üstüne baskı uygula.

Üben Sie Druck auf die Wunde aus, um die Blutung zu stoppen.

Evim kasırganın yolunda olmasına rağmen yara almadan geçti.

Obwohl mein Haus in der Bahn des Tornados stand, hat es diesen unbeschadet überstanden.

İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.

Tom rollte seinen Ärmel hoch, und es kam eine hässliche Narbe zum Vorschein.

Mary'nin intihar etmeye çalıştığı zamandan bir yara izi var.

Maria hat eine Narbe von einem Selbstmordversuch zurückbehalten.

Tom çenesindeki o yara izini nasıl aldı biliyor musun?

- Weißt du, wie Tom an die Narbe an seinem Kinn gekommen ist?
- Wisst ihr, wie Tom zu der Narbe an seinem Kinn kam?
- Wissen Sie, woher Tom die Narbe an seinem Kinn hat?

Kurtarıcılar, on saatlik bir kuşatmada yara alan altıncı kişi olan

Ein Betäubungspfeil wird abgefeuert und Gubbi wird von Rettern weggebracht.

- Tom'un çenesinde bir yara izi var.
- Tom'un çenesinde bir iz var.

Tom hat auf dem Kinn eine Narbe.

Operasyon iyi geçti. Ancak yara enfeksiyon kaptı ve Lannes dokuz gün sonra öldü.

Die Operation verlief gut. Aber die Wunde wurde infiziert und Lannes starb neun Tage später.

Tom bir Japon kaplıcasına girebilmek için küçük örümcek dövmesinin üzerine bir yara bandı yapıştırdı.

Tom klebte ein Pflaster auf seine kleine Spinnentätowierung, um ins japanische heiße Bad eingelassen zu werden.