Translation of "Varır" in German

0.005 sec.

Examples of using "Varır" in a sentence and their german translations:

Zamanında varır mıyız?

Werden wir pünktlich ankommen?

Tom bugün varır.

Tom kommt heute an.

O ne zaman varır?

Wann kommt es an?

Oraya varır varmaz sana yazacağım.

Ich schreibe dir, sobald ich dort ankomme.

Oraya varır varmaz bana yazın.

Schreib mir, sobald du da bist.

Tom varır varmaz gitmesi istendi.

Kaum war Tom angekommen, bat man ihn, wieder zu gehen.

Hedefe varır varmaz onu aradım.

Sobald ich am Ziel ankam, rief ich ihn an.

Eve varır varmaz yatmaya gittim.

- Ich bin eingeschlafen, sobald ich heimkam.
- Ich bin eingeschlafen, sobald ich nach Hause kam.

Eve varır varmaz banyo yapacağım.

Sobald ich nach Hause komme, werde ich ein Bad nehmen.

Hokkaido'ya varır varmaz sana yazacağım.

Sobald ich in Hokkaido ankomme, schicke ich dir ein paar Zeilen.

Oraya varır varmaz seni bilgilendireceğim.

Ich sage dir Bescheid, sobald ich da bin.

Havaalanına varır varmaz sana telefon edeceğim.

Ich rufe dich an, sobald ich am Flughafen bin.

Ekspres akşam 6:30'da varır.

Der Schnellzug kommt um 18.30 Uhr an.

Bu tren saat kaçta Yokohama'ya varır?

Wann erreicht dieser Zug Yokohama?

Eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

Kaum waren wir zu Hause, fing es an zu regnen.

Ben havaalanına varır varmaz uçak havalandı.

Das Flugzeug startete, sobald ich am Flughafen ankam.

Bir randevuya her zaman zamanında varır.

Er kommt immer pünktlich zu einer Verabredung.

Bu yoldan gidersem, istasyona varır mıyım?

- Komme ich zum Bahnhof, wenn ich diese Straße nehme?
- Gelange ich auf diesem Weg zum Bahnhof?

Buraya varır varmaz benimle temasa geç.

Kontaktiere mich, sobald du hier ankommst.

Eve varır varmaz size telefon edeceğim.

Ich werde dich anrufen, sobald ich zuhause bin.

Bu uçak Boston'a ne zaman varır?

Wann erreicht dieses Flugzeug Boston?

Lütfen varır varmaz bana bir mektup gönder.

- Bitte schicke mir einen Brief, sobald du ankommst.
- Bitte schicken Sie mir einen Brief, sobald Sie ankommen.
- Bitte schickt mir einen Brief, sobald ihr ankommt.

Eve varır varmaz ne yapacağımı merak ediyorum.

Ich bin gespannt, was ich tun werde, wenn ich einmal zu Hause bin.

Tom eve varır varmaz doğruca odasına gitti.

Tom ging direkt in sein Zimmer, sobald er nach Hause kam.

Genellikle eve varır varmaz televizyonu açar mısın?

Hast du die Angewohnheit, gleich den Fernseher einzuschalten, sobald du nach Hause kommst?

Ben Londra'ya varır varmaz sana birkaç satır yazacağım.

Ich werde dir eine Nachricht zukommen lassen, sobald ich in London ankomme.

Londra'ya varır varmaz bize iki satır yazmayı unutma.

Vergiss nicht, dich bei uns zu melden, sobald du in London ankommst!

Tren saat dokuzda kalkar, saat onda oraya varır.

Der Zug fährt um neun ab und kommt dort um zehn an.

Jim eve varır varmaz, o, sürünerek yatağa gitti.

Sobald Jim nach Hause kam, kroch er ins Bett.

O kadar yorgunum ki eve varır varmaz yatacağım.

Ich bin so müde, dass ich gleich ins Bett gehe, wenn ich nach Hause komme.

O genellikle öğleden sonra saat altıda eve varır.

- Normalerweise kommt er abends um sechs nach Hause.
- Er kommt gewöhnlich um sechs Uhr abends nach Hause.

O her zaman akşam 6.00'da eve varır.

Er kommt immer um sechs Uhr abends heim.

Eğer dümdüz gitseydi antartikaya varır ve sınırda dururdu diyorlar

Wenn sie geradeaus gingen, erreichten sie die Antarktis und hielten an der Grenze an.

- O, istasyona vardığı an, annesini aradı.
- O istasyona varır varmaz, annesini aradı.

Sofort, als sie am Bahnhof ankam, rief sie ihre Mutter an.