Translation of "Gittim" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Gittim" in a sentence and their arabic translations:

- Okuluna gittim.
- Okulunuza gittim.

أنا ذهبت إلى مدرستك.

- Eve gittim.
- Ben eve gittim.

- ذهبت إلى البيت.
- ذهبت إلى بيتي.

Kalkıp gittim,

و هنا خرجت ،

Oraya gittim.

لذا ذهبت إلى هناك.

Danışmanıma gittim

فذهبت إلى معلمي وقلت له:

Alışverişe gittim.

أنا ذهبت للتسوق.

Hastaneye gittim.

ذهبت إلى المستشفى.

Ve İstanbul'a gittim.

وذهبت إلى إسطنبول.

Oraya defalarca gittim.

ذهبت إلى هناك مرات عديدة.

Dün oraya gittim.

ذهبت هناك البارحة.

Dün operaya gittim.

ذهبت إلى الأوبرا أمس.

Osaka istasyonuna gittim.

ذهبت إلى محطة أوساكا.

Bugün doktora gittim.

ذهبت اليوم إلى الطبيب

Yanlış adrese gittim.

ذهبت إلى العنوان الخطأ.

Ben Norveç'e gittim.

أنا ذهبت إلى النرويج.

Dün hastaneye gittim.

ذهبت إلى المستشفى البارحة.

Ben de gittim.

ذهبت أيضاً.

Dün okula gittim.

ذهبت إلى المدرسة أمس.

Bugün müzeye gittim.

ذهبت إلى المتحف اليوم.

- Bir kez Avrupa'ya gittim.
- Bir zamanlar Avrupa'ya gittim.

ذهبت إلى أوروبا مرة.

O dönemde TTNET'e gittim, onun öncesinde birçok kişiye gittim

ذهبت في ذلك الوقت إلى شركة تي تي نت، وكنت قد ذهبت قبلها إلى الكثيرين

Yol üzerindeki dükkana gittim

في طريقي إلى المتجر،

ICIMOD'u ziyarete Nepal'e gittim.

ذهبت إلى النيبال لزيارة المركز الدولي للتنمية المتكاملة للجبال.

Baş rahibenin yanına gittim.

وسهلت علينا العملية.

Kenya'da bir okula gittim

لقد سافرت إلى مدرسة في كينيا،

Kantabai ile bankaya gittim.

ذهبتُ مع كانتباي إلى البنك.

Geçen Cumartesi alışverişe gittim.

ذهبت للتبضع يوم السبت الماضي.

Ticaret yüksek okuluna gittim.

أنا ذهبت إلى مدرسة ثانوية تجارية.

Dün hayvanat bahçesine gittim.

- ذهبت إلى حديقة الحيوان البارحة.
- زرت حديقة الحيوان بالأمس.

Bu sabah kiliseye gittim.

ذهبت هذا الصباح إلى الكنسية.

Erkek kardeşimle sinemaya gittim.

ذهبت إلى السينما مع أخي.

Kyoto'ya iki kez gittim.

ذهبت إلى كيوتو مرتين.

Ben de oraya gittim.

ذهبت إلى هناك أيضاً.

Parkta bir yürüyüşe gittim.

ذهبت لأتمشى في المتنزه.

Eve gittim ve ağladım.

ذهبت للمنزل وبكيت.

Ben dün sinemaya gittim.

أنا ذهبت إلى سينما بالأمس

Dün kahve dükkanına gittim.

ذهبت إلى المقهى بالأمس.

- Cesaretimi artırdım ve oraya gittim.
- Cesaretimi topladım ve oraya gittim.

تحليت بكل شجاعتي و ذهبت إلى هناك.

Kambur balinalarla yüzmek için gittim.

لأسبح مع الحيتان الحُدب.

Ben de öylece yaşayıp gittim.

فعشت حياتي.

Böylece gittim ve sözleşmeyi imzaladım

فذهبت هناك ووقعت تلك الاتفاقية،

2001'in Ağustos'unda oraya gittim

وصلتُ في شهر آب عام 2001.

Bu yüzden babamı görmeye gittim.

لذلك ذهبت لرؤية أبي.

Zam alma umuduyla patrona gittim.

ذهبت إلى المدير آملا أن أستفيد من زيادة في الراتب.

Ben liseye Tom'la birlikte gittim.

ذهبت إلى المدرسة الثانوية مع توم.

Ben bir ticaret lisesine gittim.

أنا ذهبت إلى مدرسة ثانوية تجارية.

Ben de New York'a gittim.

أنا أيضاً كنتُ في نيويورك.

Böylece onunla görüşmelere gittim ve olan,

فذهبت معه إلى اجتماعات، والذي كان يحدث،

İşim gereği dünyanın her tarafına gittim

عملى أخذني بجولة حول العالم،

Gösteri günü sabah erkenden arenaya gittim,

لذا بالطبع ذهبت إلى الساحة مبكرًا في صباح يوم العرض،

Her zamankinden daha geç yatmaya gittim.

ذهبت للنوم متأخراً أكثر من العادة.

Onu ziyaret etmek için hastaneye gittim.

ذهبت إلى المستشفى لزيارته.

Ben bir arkadaş ile alışverişe gittim.

ذهبت للتسوق مع صديق لي.

10 yıldır ilk kez memleketime gittim.

عدتُ إلى البلدة التي وُلدتُ فيها لأول مرة منذ عشر سنوات.

Bu sabah zaten kasap dükkânına gittim.

أنا بالفعل ذهبت إلى محل الجزار هذا الصباح.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

الشتاء الماضي، ذهبت إلى كندا للتزلّج.

Kitabı bulmaya çalışmak için birçok dükkana gittim.

ذهبت إلى العديد من المتاجر للبحث عن الكتاب.

Arkadaşlarla birlikte bir bira içmek için gittim.

ذهبتُ لشرب البيرة مع الأصدقاء.

Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.

- عادة ما كنا نذهب معا لصيد السمك.
- عادة ما كنت أصاحبه لصيد السمك.

Ben gittim ve benim televizyonculuk kariyerim öyle değişti.

ذهبت وحياتي المهنية في التلفزيون تغيرت.

Üniversiteye gittim, evlendim, çocuk ve kariyer de yaptım

ذهبت للجامعة، تزوجت، أنجبت، حظيت بوظيفة،

2008'de İtalyanca okumak için İtalya, Perugia'ya gittim.

في عام ٢٠٠٨ انتقلت إلى بيروجيا في إيطاليا كي أدرس اللغة الإيطالية.

Sosyal hizmetlere geri gittim ve müdürü görmek istedim.

ذهبت إلى مكتب الشؤون وطالبت برؤية المسؤول.

Yani bir haftalığına tek başıma Maine'e kampa gittim,

أي ذهبت لرحلة تخييم بمفردي في ولاية "مين" لمدة أسبوع،

Gittim, yaptım ve harbiden acayip bir duygu hissettim.

ذهبت وقمت بالأمر، وأصدقكم القول شعرت بشيء غريب.

Ben sadece bir şeyleri kontrol etmek için gittim.

أنا فقط ذهبت لفحص شيئا ما.

20 dakika sonra sabrım tükendi ve duş almaya gittim.

فقدت صبري بعد 20 دقيقة وذهبت لأخذ حمّام سريع

Eyaletin kuzeyine bir kez gittim, bir daha da ayrılmadım

وصلت إلى شمال الولاية ولم أغادر قط.

İleriye, daha ileriye gittim ve gittikçe fark ettim ki

سوف استمر في الذهاب أبعد من ذلك، وبينما استمررت،

İyi bir koltuk almak amacıyla tiyatroya oldukça erken gittim.

ذهبت إلى المسرح في وقت مبكر جدا كي أجد مقعدا جيدا.

Çok sıkı çalıştım, tüm notlarım A idi ve Oxford'a gittim.

عملت بجهد، حصلت على علامات ممتازة، وذهبت إلى أوكسفورد.

Gittim, görüştüm bana dediler ki; - Gel pazartesi günü işe başla.

ذهبت، تحدثت وقالوا لي: تعال يوم الإثنين لتبدأ العمل.

Bana tüm o emojileri gönderen o genç kızı görmeye gittim.

لمشاهدة تلك الفتاة اليافعة، التي أرسلت إليّ تلك الرسائل المفعمة بالمشاعر.

Sonra özel bir okula gittim daha sonra da yatılı bir okula.

ذهبت إلى مدرسة خاصة، ثم ذهبت إلى مدرسة داخلية.

Ben gittim dedim ki iş bulamayacağım Adalet Bakanlığı'na bir dilekçe yazdım.

كتبت عريضة إلى وزارة العدل.

Eve gittim evde kapıda bir tane pusula, resmî bir şey olduğu belli,

ذهبت إلى المنزل وكان هناك رسالة عند الباب الواضح أنها شيء رسمي،

''Hocam, ben kuyumcuya gittim ve burada kıyma var mı diye sordum ya

"أستاذي، لقد ذهبت إلى الصائغ وسألت إذا كان هناك لحمٌ مفروم