Translation of "Ofisine" in German

- O, ofisine yürürdü.
- Ofisine yürüyerek giderdi.

Früher ist er zu seinem Büro gelaufen.

Dün ofisine uğradı.

Gestern sprach ich in seinem Büro vor.

Ofisine gelebilir miyim?

Soll ich in dein Büro kommen?

Tom ofisine geri gitti.

Tom kehrte in sein Büro zurück.

Tom Mary'nin ofisine gitti.

Tom betrat Marias Büro.

Patronum beni ofisine çağırdı.

Mein Chef hat mich in sein Büro gerufen.

Babam ofisine genellikle otobüsle gider.

Mein Vater fährt normalerweise mit dem Bus zum Büro.

Tom, Mary'yi ofisine kadar izledi.

Tom folgte Maria in ihr Büro.

Kapıyı çaldıktan sonra Tom'un ofisine girdim.

Nachdem ich an die Tür geklopft hatte, betrat ich Toms Büro.

Tom saat 8 civarında ofisine gelir.

Tom kommt in seinem Büro um etwa 8 Uhr an.

Onlar bizi fabrikanın yönetici ofisine gönderdi.

Sie haben uns zum Verwaltungsbüro der Fabrik geschickt.

Tom ofisine koştu ve kapıyı kapattı.

Tom stürmte in sein Büro und schlug die Tür zu.

Tom ofisine gitti ve kapıyı kapattı.

Tom ging in sein Büro und schloss die Tür.

Tom Mary'yi John'un ofisine kadar takip etti.

Tom folgte Maria in Johannes’ Büro.

Tom ofisine öfkeyle girdi ve kapıyı çaptı.

Tom stürmte in sein Büro und schlug die Tür zu.

Tom asansörden indi ve koridordan ofisine doğru yürüdü.

Tom stieg aus dem Fahrstuhl und ging, den Flur entlang, zu seinem Büro.

Tom bir grup insana ofisine kadar eşlik etti.

Tom führte die Männergruppe in sein Büro.

Tom koridordan aşağı doğru ve Mary'nin ofisine yürüdü.

Tom ging den Flur entlang und dann in Marias Büro.

Tom Mary'nin ofisine girmeden önce telefonunu sessiz moda aldı.

Tom stellte sein Telefon stumm, bevor er Marias Büro betrat.

O adam gerçekten tembel. Ben her zaman onun ofisine gittiğimde o orada yoktur.

Dieser Typ ist echt faul. Jedes Mal, wenn ich in sein Büro gehe, ist er nicht da.