Translation of "Izledi" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Izledi" in a sentence and their japanese translations:

Adamlar onu izledi.

部下は彼のあとに続いた。

Polis onu izledi.

警官はその男をつけた。

Onun dansını izledi.

彼女は彼のダンスを見た。

- Tom dün televizyon izledi.
- Tom, dün TV izledi.

トムは昨日テレビを見た。

O, otların yeşermesini izledi.

小さいおうちは野原の草が緑に変わるのをみました。

Bir olay diğerini izledi.

次々に事件が起きた。

Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.

火山の噴火に続いて飢饉が訪れた。

Uzun bir sessizlik izledi.

その後長い沈黙が続いた。

O, kuşu dikkatlice izledi.

彼女は小鳥を注意して見つめた。

Kızların tenis oynamalarını izledi.

彼は女の子達がテニスをするのを眺めていた。

Yolcuların otobüsten inişini izledi.

彼女は乗客がバスを降りるのを見つめていました。

Yuvadaki kuşu dikkatle izledi.

彼女は巣の中の鳥を注意して見つめた。

Okula dönen çocukları izledi.

彼女は子供たちが学校へもどっていくのをみました。

O, çocukların yüzüşünü izledi.

彼は子供たちが泳いでいるのを見守った。

İki dedektif şüpheliyi izledi.

二人の刑事が容疑者をつけた。

Sami, Sefiller müzikalini izledi.

サミは、ミュージカル『レ・ミゼラブル』を観ました。

Gönüllülerimiz fazlasıyla tatsız filmler izledi

ボランティア達は 非常に不快な映像を観ました

Bir başarısızlığı bir başkası izledi.

次から次へと失敗がかさなった。

Bush başkan olarak Reagan'ı izledi.

ブッシュが大統領としてレーガンのあとを継いだ。

Oyunu sadece 529 seyirci izledi.

たった529人の観客しか試合を見に来なかった。

Çocuk beni parka kadar izledi.

その子供は公園まで私についてきた。

O, onu nefesini tutarak izledi.

彼は息を殺して見守った。

Kolları bağlı şekilde sadece izledi.

彼はただ手をこまねいて見ているだけだった。

O, çocukların havuzda yüzüşünü izledi.

彼女は子供たちが池で泳ぐのをみました。

Polisler onu Paris'e kadar izledi.

警察は彼女をパリまで追跡した。

Av köpekleri tilkinin kokusunu izledi.

猟犬たちはキツネの匂いの跡をたどった。

Birleşmiş Milletler ülkedeki seçimleri izledi.

国連はその国の選挙を監視した。

O dürbünüyle at yarışı izledi.

彼は双眼鏡で競馬を見た。

Ödevini yaptıktan sonra televizyon izledi.

宿題を済ませてから、彼はテレビを見た。

Jill filmi Ken ile izledi.

ジルはケンとその映画を見た。

Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.

犬は尻尾を振って、主人を追いました。

Köpek beni evime kadar izledi.

犬は家までついてきた。

O, çocukları derede oynarken izledi.

小川では子供たちが遊んでいるのが見えました。

Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.

我々の船は魚の群れを追った。

Tom yeni tiyatroda bir oyun izledi.

トムは新しい劇場で劇を観た。

Adam ufkun altında güneşin batışını izledi.

その男は地平線の彼方に太陽が沈むのをじっと見ていた。

O, dürbününü kullanarak at yarışını izledi.

彼は双眼鏡で競馬を見た。

Bir köpek beni evime kadar izledi.

犬が家までついて来た。

Tom Mary'nin kahvesine şeker koymasını izledi.

トムはメアリーがコーヒーに砂糖を入れるのを見ていた。

O, eve girenleri ve çıkanları izledi.

彼はその家に出入りする者を見張った。

Bunu, FBI'ın uyuşturucu fonlamasına karşı çıkması izledi

それに追い討ちをかけるように FBIの麻薬取締に予算が投入され

O, onun bir oyuncak bebek yapışını izledi.

彼は彼女が人形を作っているのをじっと見つめた。

Dün gece televizyonda bir basketbol oyunu izledi.

彼は昨晩テレビでバスケットボールの試合を見ました。

Bir köpek yavrusu kuyruğunu sallayarak beni izledi.

子犬がしっぽをふってついてきた。

Tom ve Mary birlikte gün batımını izledi.

トムとメアリーは一緒に夕日を見た。

O her nereye gitse, köpek onu izledi.

彼が行くところはどこへでも犬はついていった。

- Tom dün televizyon izledi.
- Tom dün televizyon seyretti.

トムは昨日テレビを見た。

Tom Bir narın nasıl yenileceği üzerine bir YouTube video izledi.

トムはザクロの食べ方をYouTubeの動画で見た。

O, onun elinden geldiği kadar sıkı dövüşmeye devam ettiğini izledi.

彼女は必死になって戦い続ける彼を見ていた。

Tom, yüzünde tatsız bir ifade, onların kapılardan acele ile girişini izledi.

トムは気難しい顔で、人々があわただしくドアから出て行くのを見ていた。

- Depremi çok sayıda hafif şoklar izledi.
- Depremin ardından birkaç hafif şiddetli artçı oldu.

地震のあと小さなゆれが何回かあった。

Şişman beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onların ikisini uykulu gözlerle izledi.

太った白い猫が塀に座って、眠そうな目で二人を見ていました。

- Bir köpek okuluma kadar beni izledi.
- Bir köpek beni okuluma kadar takip etti.

犬が学校までついてきた。