Translation of "Hızla" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Hızla" in a sentence and their spanish translations:

Hava hızla kararıyor!

¡Oscurece rápido!

Hava hızla kararıyor.

Oscurece rápido.

Buzullarımız hızla eriyorken,

mientras los glaciares se derriten rápidamente,

Geceler hızla uzamakta.

Las noches se alargan con rapidez.

Virüs hızla yayılırken

a medida que el virus se propaga rápidamente

Fareler hızla ürerler.

Las ratas se multiplican rápidamente.

Şartlar hızla değişiyor.

Las cosas están cambiando rápidamente.

Dünya hızla değişiyor.

El mundo está cambiando rápidamente.

Söylentiler hızla yayıldı.

Los rumores se extendieron rápidamente.

Yangın hızla yayıldı.

El fuego se propagó rápidamente.

Koşullar hızla değişiyor.

Las cosas están cambiando rápidamente.

Hızla zengin oldu.

Se enriqueció de repente.

Bilgisayarlar hızla gelişti.

- Los ordenadores han progresado rápidamente.
- Los ordenadores han hecho progresar rápidamente.

Tavşanlar hızla ürerler.

Los conejos se reproducen rápidamente.

Hırsız hızla koştu.

El ladrón corrió rápidamente.

O, hızla öldü.

Tuvo una muerte rápida.

Kısacası, dünyamız hızla değişti.

Nuestro mundo ha cambiado muy rápido.

Belle'in hikâyesi hızla yayıldı.

La historia de Belle se hizo viral.

Tartışma hızla kontrolden çıktı.

La discusión se salió rápidamente de control.

O hızla arkaya döndü.

Ella se giró rápidamente.

O, hızla Fransızca öğrendi.

Él apropió rápidamente el francés.

O hızla hareket eder.

Él se mueve rápido.

Hızla tepki göstermek zorundaydık.

Tuvimos que reaccionar rápidamente.

Japon ekonomisi hızla gelişti.

La economía japonesa se desarrolló rápidamente.

Broşüre hızla göz atmak.

Eché un vistazo al folleto.

Dünya nüfusu hızla arttı.

La población mundial ha aumentado rápidamente.

Hepimiz hızla gemiye çıktık.

Todos subimos rápidamente a bordo.

Onlar bize hızla yetiştiler.

Nos alcanzaron muy pronto.

- Onun kitabı hızla çok satanlara girdi.
- Onun kitabı hızla bestseller oldu.

Su libro rápidamente se convirtió en un éxito de ventas.

Saatte 28.000 km hızla ilerliyordu.

viajando a 28 000 km por hora.

Oradan sonra hızla zirveye ulaştım.

Y de allí fui hacia a la cima.

Sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

y luego se disparó increíblemente rápido.

çünkü su mikrodalgada hızla ısınacaktır.

porque el agua se calienta fácilmente en el microondas.

Bazı bitkiler hızla soğuktan etkilenir.

A algunas plantas les afecta enseguida el frío.

O büyük bir hızla yürüdü.

Caminaba a paso rápido.

Sıcak havada, su hızla buharlaşır.

Cuando hace calor el agua se evapora rápidamente.

O inanılmaz hızla İngilizce öğrendi.

Ella aprendió inglés increíblemente rápido.

O hızla merdivenlerden yukarı gitti.

Ella subió rápido por la escalera.

Patenciler pistin çevresinde hızla kaydı.

Los patinadores se deslizaban rápidamente por la pista.

Bu ay hızla geçip gitti.

Este mes pasó muy veloz.

Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.

El comercio electrónico comenzó a extenderse rápidamente.

Onun İngilizcedeki yeterliliği hızla gelişti.

Su nivel de inglés mejoró rápidamente.

öğrencileri matematikte aynı hızla hareket ettiriyoruz.

movemos a los estudiantes por las matemáticas en pasos cerrados.

Hızla yanıma geldi ve bana tutundu.

se apresuró, y vino hacia mí.

Tren saatte 50 mil hızla gidiyordu.

El tren viaja a una velocidad de 50 millas por hora.

- Hırsız hızlı koştu.
- Hırsız hızla kaçtı.

El ladrón corrió rápido.

Ben köpeği parkta hızla koşarken gördüm.

Yo vi al perro correr rápidamente en el parque.

Ekosistemler dünyanın her köşesinde hızla parçalanıyorlar.

Los ecosistemas se están degradando en todo el mundo.

O, son hızla kapıya doğru gitti.

Se dirigió hacia la puerta a toda velocidad.

- Hızla kapıyı kapat.
- Kapıyı kapat çabuk.

Cierra la puerta rápidamente.

Dünya gitgide artan bir hızla değişiyor.

- El mundo está cambiando cada vez más rápido.
- El mundo cambia cada vez más deprisa.

Hızla konuşulduğunda Fransızcayı anlamayı zor buluyorum.

Me resulta difícil entender francés cuando se lo habla rápido.

Biri onu hızla yeniden ele geçirdi.

Lo volvieron a atrapar rápidamente.

Bu ülkede doğum oranı hızla düşüyor.

En este país, la tasa de natalidad está descendiendo rápidamente.

Savaş hızla şiddetli ve kanlı oldu.

La batalla rápidamente se tornó feroz y sangrienta.

Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken

Y, a medida que la tecnología sigue acelerando,

Ya da kendisi ve hızla büyüyen nüfusuyla

o decidirá aliarse a sí misma y a su creciente población

öylesine hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz ki.

en el que el mundo cambia rápidamente en lo laboral.

Ancak her şey hızla doğru yöne ilerliyor.

Pero las cosas se mueven rápidamente en la dirección correcta.

İnsanlar iklim değişikliğinin hızla ilerlediği haberlerini duyduklarında

Cuando las personas escuchan noticias sobre el clima que les llega directamente,

Hızla düzen koydu, tersine çevirdi ve saldırdı.

Rápidamente impuso el orden, le dio la vuelta y atacó.

Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.

Al oír el silbato, partieron a toda velocidad.

Zaman hızla geçti ve iş hiç ilerlemedi.

- El tiempo pasaba rápido y el trabajo no avanzaba nada.
- El tiempo pasaba rápido y el trabajo no avanzaba en absoluto.

O nasıl hızla kilo verebileceğini bilmek istiyor.

Ella quiere saber cómo puede perder peso rápidamente.

Jackson'ın sağlığı hızla çok daha iyi oldu.

La salud de Jackson mejoró mucho rápidamente.

İstatistiklere göre, kanser hastalarının sayısı hızla artıyor.

Según las estadísticas, el número de enfermos de cáncer está aumentando rápidamente.

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

La mayoría de las veces, se arrastra o nada.

Hızla ve yavaşça gelişen yetenekler vardır, değil mi?

Hay habilidades que se desarrollan rápidamente y otras que lo hacen lentamente, ¿no crees?

- Kalbim yarış etmeye başladı.
- Kalbim hızla atmaya başladı.

Mi corazón empezó a latir aceleradamente.

Son tayfunda, rüzgar saatte 200 kilometre hızla esti!

En el último tifón, ¡el viento soplaba a más de 200 kilómetros por hora!

Son zamanlarda, ekonominin hızla geliştiğine dair sinyaller bulunmaktadır.

- Recientemente, han habido señales de que la economía está tomando vuelo.
- Recientemente, ha habido señales de que la economía se está acelerando.

Tom'un mobil mezbahası yerel yetkililer tarafından hızla kapatıldı.

El matadero móvil de Tom fue rápidamente clausurado por las autoridades locales.

Konsül'ün en iyi birlikleri hızla onu korumak için toparlanıyor.

Las mejores tropas del consúl se dan cita para protegerlo.

Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...

Cuando el día llega a su fin, la oscuridad corre por todo el planeta

Ve hızla devasa bir git gel olayı gibi sanki

y es como un gigantesco ir y venir

Kaynaklanan iklim değişikliği nedeniyle hızla değişecek . 12 Aralık 2000

mundo cambiará rápidamente debido al cambio climático derivado del

Bir çocuk 13 ve 16 yaşları arasında hızla gelişir.

Entre las edades de 13 y 16 un niño se desarrolla rápidamente.

Bir hapşırık saatte kırk mil hızla vücudunuzu terk eder.

Un estornudo sale de tu cuerpo a cuarenta millas por hora.

- Onlar hızla evlerini terk ettiler.
- Evlerini hemen terk ettiler.

Salieron de casa inmediatamente.

- Et sıcak havalarda çabuk bozulur.
- Et sıcak havalarda hızla çürür.

La carne se pudre rápidamente con el clima cálido.

Tom kaçmaya çalıştı ama onu kaçıranlar tarafından hızla tekrar yakalandı.

Tom trató de escapar pero fue capturado rápidamente por los secuestradores.

Beyin hakkında bildiğimiz şey onun nefes kesici bir hızla değişiyor olması.

Lo que sabemos sobre el cerebro está cambiando a un ritmo acelerado.

Düşmanın şaşırtıcı hamlesine rağmen Roma keşif kolu savaş pozisyonu alıyor hızla.

A pesar de ser sorprendidos por los enemigos, la vanguardia romana toma formación de batalla.

Gece hızla yaklaşırken bu devasa sürünün uyuyacak bir yer bulması gerek.

Pero la noche se acerca rápidamente, y esta bandada enorme necesita dormir.

Şimdi yönümüzü kuzey-batı yönünde ilerletelim. Ve yine 60 km hızla gidelim.

Ahora vamos a mover nuestra dirección en dirección noroeste. Y vamos de nuevo 60 km.

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer.

Un día la vida pasará ante tus ojos. Asegúrate de que merece la pena verla.

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

Hay riesgos de que un desastre natural o el brote de una enfermedad acabe con toda la población rápidamente.

İmparator tuzağa düşmeyi umarak hızla ilerledi ve Blücher ordusunun bir kısmını yok ettiler.

El Emperador avanzó rápidamente, esperando atrapar y destruir parte del ejército de Blücher.

Tom Mary'ye su aygırlarının saatte yaklaşık 30 kilometrelik bir hızla koşabileceğini düşündüğünü söyledi.

Tom le dijo a Mary que pensaba que un hipopótamo podía correr a una velocidad de unos 30 kilómetros por hora.

Bir örnekle durumu inceleyelim şimdi biz şuan batı yönüne doğru 60 km hızla ilerliyoruz.

Examinemos la situación con un ejemplo, ahora nos estamos moviendo 60 km hacia el oeste.

Tahta kazıklarla desteklenmiş kampın üzerinden geçen mızraklarla uyanan Romalı birlikler hızla savaş düzeni emri aldı.

Despertados con proyectiles volando sobre las empalizadas, se les ordena a las tropas romanas prepararse para la batalla.