Translation of "Hızla" in Dutch

0.007 sec.

Examples of using "Hızla" in a sentence and their dutch translations:

Hava hızla kararıyor!

Het wordt snel donker.

Hava hızla kararıyor.

Het wordt snel donker.

Buzullarımız hızla eriyorken,

nu onze gletsjers snel smelten,

Geceler hızla uzamakta.

De nachten worden snel langer.

Fareler hızla ürerler.

Ratten vermenigvuldigen zich snel.

Spiker hızla konuşabilir.

De omroeper kan snel praten.

O, hızla yürüdü.

- Hij ging snel.
- Hij liep snel.

İşler hızla tırmandı.

- Het liep snel uit de hand.
- De zaken escaleerden snel.
- De boel escaleerde snel.

Tom hızla yürür.

Tom wandelt snel.

Yangın hızla yayıldı.

De brand verspreidde zich snel.

Durum hızla değişiyor.

De dingen veranderen snel.

Koşullar hızla değişiyor.

De dingen veranderen snel.

Noel hızla yaklaşıyor.

Kerstmis komt er snel aan.

Hızla zengin oldu.

Hij is snel rijk geworden.

Üretim hızla düştü.

- De productie daalde snel.
- De productie is snel afgenomen.

O, hızla öldü.

Hij stierf snel.

Kısacası, dünyamız hızla değişti.

Onze wereld is snel veranderd

Belle'in hikâyesi hızla yayıldı.

Belle's verhaal ging viraal.

O hızla hareket eder.

Hij beweegt snel.

Japon ekonomisi hızla gelişti.

De Japanse economie ontwikkelde zich vrij snel.

Dünya nüfusu hızla arttı.

De wereldbevolking is snel toegenomen.

Tom hızla meşhur oldu.

Tom is snel beroemd geworden.

Oradan sonra hızla zirveye ulaştım.

Ik kreeg weer energie voor de rest van de klim.

Sonra inanılmaz bir hızla uzaklaştı.

en toen schoot het ongelooflijk snel weg.

çünkü su mikrodalgada hızla ısınacaktır.

omdat water makkelijk warm wordt in de magnetron.

O büyük bir hızla yürüdü.

Hij liep snel.

Sıcak havada, su hızla buharlaşır.

Bij warm weer verdampt water snel.

O hızla merdivenlerden yukarı gitti.

Zij ging vlug de trap op.

O piyano derslerinde hızla ilerleyecek.

Ze zal snel vooruitgang boeken met haar pianolessen.

Antarktika, şaşırtıcı bir hızla eriyor.

Antarctica smelt in een verbazingwekkend tempo.

Tom hızla Mary'nin yolundan çıktı.

Tom ging snel aan de kant voor Mary.

Hızla yanıma geldi ve bana tutundu.

...stormde op me af... ...en greep me vast.

Dünya gitgide artan bir hızla değişiyor.

De wereld verandert steeds sneller.

Biletler hızla satılıyor ve yer sınırlı.

De kaartjes verkopen snel en ruimte is beperkt.

O hızla kendini yeni çevresine alıştırdı.

Hij raakte snel gewend aan zijn nieuwe omgeving.

Bu yüzden teknoloji hızla ilerlemeye devam ederken

Terwijl de techniek verder vooruitsnelt,

İnsanlar iklim değişikliğinin hızla ilerlediği haberlerini duyduklarında

Wanneer mensen horen over het klimaat dat er zit aan te komen,

Hızla düzen koydu, tersine çevirdi ve saldırdı.

Hij legde snel een bevel op, draaide het om en viel aan.

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

Meestal is ze aan het vooruitschieten of kruipen of zwemmen.

Cüsselerine ve ağırlıklarına rağmen, su aygırları hızla yüzebilir.

Ondanks hun omvang en hun gewicht kunnen nijlpaarden snel zwemmen.

- Hızlı büyüyen bir şehir.
- Hızla büyüyen bir şehir.

Het is een snel groeiende stad.

Polis beni durdurduğunda saatte 120 kilometre hızla sürüyordum.

Ik reed 120 kilometer per uur toen de politie mij aanhield.

Günün sonu yaklaştıkça... ...saatte 1.000 kilometreden büyük bir hızla...

Als de dag ten einde loopt... ...snelt de duisternis over de planeet...

Çin'de yemek yeme alışkanlıkları son yıllarda hızla Amerikanlaşmaya başlamıştır.

Eetgewoonten in China zijn in de laatste jaren in een snel tempo veramerikaniseerd.

Fakat başlangıçtaki başarılı ilerlemeye rağmen Transilvanya'ya girince, Romanya hızla bir

Maar ondanks een aanvankelijk succesvolle vooruitgang in Transsylvanië, wordt Roemenië snel geconfronteerd met een

Gece hızla yaklaşırken bu devasa sürünün uyuyacak bir yer bulması gerek.

Nu het bijna nacht wordt, heeft deze grote zwerm een slaapplaats nodig.

Doğru koşullar göz önüne alındığında, kompost solucanları olağanüstü bir hızla üretebilir.

Onder de juiste omstandigheden planten compostwormen zich ongelooflijk snel voort.

Tom yakıt tasarrufu yapmak için otoyolda saatte 60 mil hızla sürer.

Tom rijdt zestig mijlen per uur op de snelweg om brandstof te besparen.

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.

Er is kans dat een natuurramp of ziekte-uitbraak... ...een volledige populatie in korte tijd verwoest.