Translation of "Girdiğinde" in German

0.009 sec.

Examples of using "Girdiğinde" in a sentence and their german translations:

İçeri girdiğinde şapkanı çıkar.

- Ziehen Sie Ihren Hut aus, wenn sie eintreten.
- Zieh deinen Hut aus, wenn du reingehst.
- Nimm deinen Hut ab, wenn du reingehst!

Odaya girdiğinde şapkasını çıkardı.

Sie nahm ihren Hut ab, als sie das Zimmer betrat.

Öğretmenleri girdiğinde öğrenciler ayağa kalkar.

Die Schüler stehen auf, wenn ihr Lehrer eintritt.

Mary odaya girdiğinde Tom gülümsedi.

Tom lächelte, als Maria ins Zimmer kam.

Sen içeri girdiğinde ayrılmak üzereydim.

Als du kamst, wollte ich gerade gehen.

Sen binaya girdiğinde saat kaçtı?

Wie spät war es, als Sie das Gebäude betraten?

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

Als sie das Zimmer betrat, stand er auf.

Mary odaya girdiğinde Tom konuşmayı bıraktı.

Als Maria ins Zimmer kam, hörte Tom auf zu reden.

O, mutfağa girdiğinde, orada kimse yoktu.

- Als sie die Küche betrat, war niemand da.
- Niemand war dort, als sie die Küche betrat.

Mary odaya girdiğinde Tom konuşmayı kesti.

Als Maria ins Zimmer kam, hörte Tom auf zu reden.

Mary odaya girdiğinde Tom telefonda konuşuyordu.

Tom telefonierte gerade, als Maria ins Zimmer kam.

Mary içeriye girdiğinde, Tom gazete okuyordu.

Thomas las Zeitung, als Maria eintrat.

Bir konuşmaya girdiğinde söyleyecek bir şeyin olmalı.

Wenn man sich an einem Gespräch beteiligt, sollte man etwas zu sagen haben.

Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.

Als Mary den Raum betrat, hörte Jack plötzlich auf zu reden.

Meteor dünya atmosferine girdiğinde küçük parçalara ayrıldı.

Der Meteorit teilte sich beim Eintritt in die Erdatmosphäre in kleine Stücke auf.

O içeri girdiğinde, ona bu kitabı ver.

Wenn er reinkommt, gib ihm dieses Buch.

Mary ve John içeri girdiğinde Tom yalnızdı.

Tom war allein, als Maria und Johannes hereinkamen.

O, odaya girdiğinde biz Jim hakkında konuşuyorduk.

Wir sprachen gerade über Jim, als er das Zimmer betrat.

O, içeri girdiğinde, ben bir kitap okuyordum.

Ich las gerade ein Buch, als er eintrat.

Mary odaya girdiğinde Tom gerçekten mutlu görünüyordu.

Tom sah total glücklich aus, als Maria ins Zimmer reinkam.

Tom, annesi odaya girdiğinde Mary'yi öpmek üzereydi.

Tom wollte Maria gerade küssen, als seine Mutter ins Zimmer kam.

Bu işe girdiğinde ise Microsoft yine dünya deviydi

Als es funktionierte, war Microsoft wieder ein Weltriese

Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.

Kommt die Armut durch die Tür, entfliegt die Liebe durch das Fenster.

Mary oturma odasına girdiğinde, Tom spor sayfasını okuyordu.

Thomas las gerade den Sportteil, als Maria das Wohnzimmer betrat.

Mary içeri girdiğinde Tom mutfak masasında yalnız oturuyordu.

Tom saß allein am Küchentisch, als Maria hereinkam.

John odaya girdiğinde Tom ve Mary öpüşmeyi durdurdu.

Tom und Maria hörten auf, sich zu küssen, als Johannes ins Zimmer kam.

Tom on iki yaşına girdiğinde boks dersleri almaya başladı.

Tom fing an, Boxstunden zu nehmen, als er zwölf wurde.

O, kapıdan içeri girdiğinde kalbim daha hızlı atmaya başladı.

Als sie durch die Tür kam, fing mein Herz an, schneller zu schlagen.

Polis odaya girdiğinde Tom elinde kanlı bir bıçak tutuyordu.

Tom hielt ein blutiges Messer in der Hand, als die Polizei ins Zimmer kam.

- Tom, onu, o içeri girdiğinde yapacak.
- Tom bunu gelince yapacak.

Tom wird es tun, wenn er kommt.

İşte o çoluk çocuk girdiğinde o yorumları okuyup o küfürleri öğrenmesin

Wenn dieser kleine Junge hereinkommt, sollte er die Kommentare lesen und die Flüche lernen.

Tom odaya girdiğinde " Doğum Günün kutlu olsun" diyen büyük bir pankart gördü.

Als Tom den Raum betrat, sah er ein großes Spruchband, auf dem stand: „Herzlichen Glückwunsch zum Geburtstag, Tom!“